TKP Zonguldak İl Başkanı Sami Baykut yazılı açıklamasında, savaşa karşı çıktı ve siyasal iktidarı suçlayarak 'AKP Hükümeti, Özgür Suriye Ordusu isimli örgütlenme başta olmak üzere Suriye'deki bütün gerici örgütleri çeşitli şekillerde destekliyor. Sınır illerimizde El Kaide'de aralarında olmak üzere, Esad iktidarını devirmeye çalışan silahlı çeteler barınıyorlar ve silahlı eğitim alıyorlar' dedi.

 

Sami Baykut açıklamasına şöyle devam etti:

 

Akçakale'ye isabet eden havan mermisi ile ilgili olarak Suriye'nin açıklaması kaza olduğu yönündeyken, Türkiye Suriye'de sivillerin de yaşadığı mevzileri yoğun bir top atışı altına aldı. Akçakale, son günlerde Suriyeli muhalif grupların faaliyetlerini artırdığı, TSK'nın da birliklerini kaydırdığı bir ilçe. Uluslar arası hukuk, Suriye'ye sıcak takip hakkı verirken ve bu hak Suriye tarafından kullanılmazken, Türkiye'nin uyguladığı topçu atışı, iddia edildiğinin tersine uluslar arası çatışma kurallarının çok ötesindedir. Suriye'deki gelişmelerle ve Türkiye'nin tutumuyla ilgili olarak yandaş medyada, senaryosu önceden AKP tarafından hazırlanmış söyleşilere katılıp açıklamalarda bulundu Davutoğlu ve Erdoğan. Peki Meclis'in Suriye tezkeresi için gizli oturumda görüşmesi nasıl açıklanacak? Her şey apaçık ortada. Gizli oturum yapılıyor çünkü halktan gizlemek istedikleri var; TVlerdeki söyleşiler işin kamuflesi, uyutmacası. 129 ret oyuna karşı kabul edilen tezkere özetle TSK'nın yabancı ülkelere gönderilmesi anlamını taşıyor. Ucu açık bir tanımlama. Hedef Suriye'ydi; ama bu tezkereyle dünyanın her yerine hükümetin keyfince asker gönderilebilecek. Hani komşularımızla sıfır sorun politikası yürütüyorduk?

 

1990'lı yılların başından beri Ortadoğu, Balkanlar, Kafkasya, Asya ve Afrika'da ardı ardına savaşlar çıkıyor. Tüm savaşların sonunda da milyonlarca insan hayatını kaybederken emperyalizm egemenliğini kuvvetlendiriyor, para babalarının kasaları doluyor. Şimdi ülkemiz bir savaşın eşiğine getirildi. Başta ABD olmak üzere, emperyalist efendilerin çıkarlarını korumayı görevlerinin en başına yazan AKP, ülkemizi bir savaşa sürüklemek için elinden gelen her şeyi yapıyor. Tayyip Erdoğan, Yeni Osmanlı, Büyük Türkiye, Bölgesel Güç gibi süslü laflarla yarattığı yalan dünyasını sürdürmek için tek çaresinin bu olduğunu biliyor. Yani, Akçakale'ye bomba düşmesi bahane, padişahlık özlemi şahane… Kanıt mı;  işte, fırsat buldukça komşularla sıfır sorun ilkesinden söz eden Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun 20 Ocak 2012 tarihindeki sözleri: 1911 ile 1923 yılları arasında nereleri kaybetmişsek, hangi topraklardan çekilmişsek 2011-2023 yılları arasında o topraklarda tekrar kardeşlerimizle buluşacağız. Yani, Suriye'deki olaylarda halk katlediliyor, insan hakları çiğneniyor biz onun için müdahiliz söylemleri koca bir yalan. Davutoğlu'nun sözleri açık; Suriye topraklarında gözümüz var diyor, üstelik yalnız Suriye de değil… AKP'nin ve tabi ustasının gerçek niyetini Davutoğlu daha nasıl açıklasın ki? Ustanın padişahlık özlemlerini gidermeye yardımcı olacak ve de emperyalist efendilerin (tabi yandaş para babalarının da) çıkarlarına hizmet edecekse Suriye olayına balıklama dalmak ve elden ne geliyorsa yapmak gerekiyor değil mi? Onlar da yapıyorlar zaten. AKP Hükümeti, Özgür Suriye Ordusu isimli örgütlenme başta olmak üzere Suriye'deki bütün gerici örgütleri çeşitli şekillerde destekliyor. Sınır illerimizde El Kaide'de aralarında olmak üzere, Esad iktidarını devirmeye çalışan silahlı çeteler barınıyorlar ve silahlı eğitim alıyorlar. Sınırı ellerini kollarını sallaya sallaya geçerek Suriye'de savaşıp Türkiye'ye kaldıkları mekanlara dönüyorlar. Oysa, Hatay halkı başta olmak üzere Türkiye toplumunun birçok kesiminde açıktan bir savaş karşıtlığı var. Özgür Suriye Ordusu denilen teröristlere yapılan yardımlar birçok vatandaşımızı mağdur etmektedir. Van depreminden sonra Van halkı tam bir kırım yaşarken, sınır illerinde konteynır kentler kurulması ve orada yaşayanlara sağlanan olanaklar insanların vicdanlarını harekete geçirmiştir. Sabah kahvaltılarını Türkiye'de yapıp akşam yemeklerini Suriye'de yiyen, AKP eliyle silahlandırılıp insan avına çıkan El Kaide artığı teröristler bu ülkenin aklına ve vicdanına ağır gelmektedir.

 

Erdoğan, Davutoğlu ve yandaşları başta ABD desteği, yönlendirmesi ve de emriyle, Suriye'yle tek taraflı bir savaşın içindedirler. Bu kadar haksız, kirli, sinsi ve Amerikancı bir Suriye politikası mutlak surette başarısızlığa uğratılmalıdır. Bu başarılmadığı taktirde bu toplum, önümüzdeki dönemde büyük acılar çekmeye mahkumdur. Savaşa karşı olduğunu her fırsatta dile getirip, tezkere sonrası başta İstanbul olmak üzere birçok ilde meydanları dolduran savaş karşıtlarının attığı Madem çıktı tezkere Meclis gitsin askere sloganı sözde kalmamalı, savaş ve savaş çığırtkanları durdurulmalıdır. Bu yapılmaz, dünyanın en haksız savaşlarından birine sessiz kalınırsa kaybeden yalnızca Türkiye emekçi halkları olmayacak bu, içinde bulunduğumuz coğrafyadaki halkların da felaketi, emperyalist güçlerin ise kazancı olacaktır.