Ereğli’de öldürülerek elleri kesilen Gizem Tunç'un babası Yunus Tunç (45), yaşanan olaylara ilişkin açıklamalarda bulundu, kızı Gizem ile katil zanlısı arasında yaşananları tüm çıplaklığı ile anlattı. Bazı yaygın medyada yazılan yazıların gerçek dışı olduğunun altını çizdi.

 

Tunç, Önder Gazetesi Sorumlu Müdürü Mustafa Kemal Bektaş ile yaptığı telefon görüşmesinde olayla ilgili katil zanlısı olarak tutuklanan Deniz P. tarafından tehdit edildiğini, bunu da olaydan sonra kızının arkadaşlarından öğrendiğini söyledi. 

 

“KARŞILIKSIZ BİR SEVGİ”

Deniz P. ile kızının önceden bir arkadaşlık dönemi olduğunu ve bu ilişkinin 1,5 yıl önce sona erdiğini öğrendiğini ifade eden baba Tunç, "Deniz P, kızımı çok seviyordu ancak kızım onu sevmiyordu, karşılıksız bir sevgi diyebilirim. Yaklaşık 1,5 yıl önce bu arkadaşlığın bitmesinin ardından Deniz'in, kızımın üzerinde baskı kurmaya çalıştığı söyleniyor. Kızım bu süreçte bana tehdit edilmesiyle ilgili hiç bir şey söylememişti. Kızıma ben her zaman hiçbir şeyden korkmaması gerektiğini söyledim" diye konuştu. Kızıyla arkadaşlığını öğrendiği Deniz P'nin yanına giderek "kızından uzak durmasını" istediğini belirten baba Yunus Tunç, şunları kaydetti:

 

“BENDEN ÖZÜR DİLEDİ”

"Çocukla tartışmalarımız oldu. Bana daha sonra mesaj atarak, 'özür diledi ve kızımdan uzak duracağını' yazdı. Son dönemlerde kızıma yaptığı tehditlerden haberim yoktu. Kızım bunu benden sakladı. Taksici Murat Erdoğan ile Gizem'in arkadaşlıkları 6 ay önce başlamış. Ciddi boyutta görüşmeleri ise Mayıs ayı itibariyle başlamış. Ben Murat'ın annesiyle görüştüm aynı gün evdeymiş ve boya yapıyormuş. Daha sonra kızım Murat'ı telefonla aramış ve evden çıkmış. Bildiğim kadarıyla Murat'la da son kez görüşerek ilişkisini bitirecekmiş. Üniversiteye kaydını birlikte yaptırdık ve kalacağı yurdu belirledik. Okuyacak ve iyi noktalara geleceğini söylüyordu. Ben de babası olarak buna yürekten inanıyordum. Kazandığı bölüm ise Sakarya Üniversitesi Uluslararası Dış İlişkiler bölümüydü."

 

“ONLARI BİLE YAKMIŞLAR”

Tunç, olayın ardından suç aletinin yok edildiğini ve parmak izlerinin yok edilmesi için de kızının bileklerinin kesildiğini vurguladı. "Murat ve kızımın üstündekileri elbiseleri çıkartarak onları bile yakmışlar" diyen baba Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Benim öğrendiğim kadarıyla Erdoğan'ın üzerindeki el izlerini kaybetmek için çocuğun üzerini yakıcı bir maddeyle yakmışlar. Tahminimce Deniz P, olayın ardından babasını alarak barakaya gitti.  Düşünmeleri için bir günleri vardı. Çünkü evin bulunduğu yer dağlık bir alandadır. Bu bir günlük süre içerisinde delilleri ortadan kaldırdılar. Babasının sağlık kontrolünde ayaklarındaki çizikler dikkat çekicidir. Adam yakalandıktan sonra emniyetteki ifadesinde tek kelime söylüyor 'o da ben yapmadım', ardından savcının karşısına geçiyor ve yine 'ben yapmadım' diyor. Sonuç olarak sadece bir ifade var. Deniz'in bu süreçte Gizem'le yeniden görüşmek için mücadelesi olmuş. Hatta yeni öğrendik. Deniz'in annesi kızımla görüşmüş ve aradaki sorunların çözümü için kendisinin yardımcı olabileceğini ve oğlunun Gizem'i çok sevdiğini söylemiş"

 

“SAĞLIĞI YERİNDE DEĞİL RAPORU ALACAK”

Yunus Tunç, Deniz P ve babasının bir avukat tuttuğunu belirterek, "Bu avukatı normal bir insan tutamaz. Pahalı bir avukattır ve ağır ceza davalarıyla uğraşır. Mantık olarak bakılırsa sanırım avukat, Deniz P'nin suçunu hafifletebilmek için rapor alacak. Tahminince akıl sağlığı yerinde değildir raporu alınacak. Daha önce bir hastanede psikolojik tedaviyle ilgili rapor aldığı yönünde bilgi aldık. Zaten Denizli'deki askeri birliğinden buraya hava değişimine gelmiş. Bunu hiç kimse de bilmiyor."

 

OLAY

Taksicilik yapan Erdoğan'ın cesedi, 9 Eylül'de Uzun Mehmet Mahallesi Radar mevkisindeki barakada, Tunç'un cesedi de barakanın yakınındaki ormanlık alanda bulunmuş, genç kızın iki elinin kesildiği belirlenmişti. Olayla ilgili aranan zanlı Deniz P, Denizli'deki askeri birliğinde gözaltına alındıktan sonra sevk edildiği Zonguldak Adliyesinde mahkemece tutuklanmıştı. Deniz P'nin babası Ali P de "delilleri karartma" ve kuvvetli suç unsuru" bulunduğu iddiasıyla tutuklanmıştı. Genişletilen soruşturma kapsamında, Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde 53 kişinin ölümü, çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan bombalı saldırıların ardından görev aldığı belirtilen 5 kişilik özel ekip, ilçeye gelerek çalışma başlatmıştı.