GMİS Başkanı Ramis Muslu,  KESK’in Zonguldak platformuna giderek “Bizler, GMİS olarak  Kamu emekçilerine her an destek sağlayacağımızın bilinmesini istiyoruz. Bundan sonra yapacağınız eylemlerde her zaman yanınızdaki yerimizi alacağız” dedi.

 

 

İŞLER KÖTÜYE GİDİYOR: 10-15 yıldır ülkemizde uygulanan kamunun ekonomiden çekilmesi politikası çimento fabrikalarıyla başladı. Bırakın zarar eden kamu kurum ve kuruluşlarını kar eden kamu kuruluşlarımız dahi satıldı. Erdemir, Telekom, Tüpraş, Petkim gibi büyük kamu kurum ve kuruluşlarımız elden çıkarıldı. Geldiğimiz nokta ortada. Geçtiğimiz yılın ilk sekiz ayı ile bu yılın ilk sekiz ayı karşılaştırıldığında ülkemizdeki bütçe açığı 8 kat arttı. Demekki ülkemizde toparlanması gereken işler yıldan yıla daha kötüye gidiyor.

 

BİRŞEYLER YAPMAK LAZIM: Öğrenci harçlarına, doğalgaza, yakacağa, elektriğe yapılan zamlar insanlarımızın kaldırabileceği bir yük değildir.  Özelleştirme yoluyla iş alanlarımız da daralmıştır. Artık öyle bir döneme geldik ki eğitim ve sağlığın da özelleştirmesi durumuna geldi. Şehrimizde hastane taşınıyor, çocuk yuvası kapatılıyor. Artık uygulanan bu ekonomik politikaların yanlışlığı ortaya çıkmıştır. Bizler bu politikalara karşı farklı bir anlayış, yeni bir yol ile farklı eylem türleri geliştirmek zorundayız

 

 

Kısa adı GMİS olan Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Ramis Muslu ile yöneticiler  Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyo’nun (KESK) Zonguldak Şubeler Platformu’na destek ziyareti yaptılar.  KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü İsmail Yıldız ile KESK’e bağlı sendikaların şube başkan ve yöneticilerinin bulunduğu ziyarette,  Hükümet ile kamu çalışanlarının bağlı bulunduğu sendikalar arasında sürdürülen toplu sözleşme görüşmeleri değerlendirildi. Ramis Muslu, “Bizler kamu emekçilerinin her an yanındayız” vurgusunu yaparken şöyle dedi:

 

FATURA ÇALIŞANLARA

 “Göreve geldiğimiz 29 Kasım 2008 tarihinden bugüne yoğun bir çalışma dönemi geçirdik. 22 Temmuz 2009 tarihinde Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda (TTK), 29 Temmuz’da Maden Tetkik Arama Kurumu’nda (MTA) çalışan işçi arkadaşlarımızı ilgilendiren Toplu İş Sözleşmelerimizi imzaladık.

Biz çalışanlarımıza iyi bir toplu sözleşme imzaladığımızı söylemedik.

Ülkemizde yıllardır uygulanan politikalar, yine kamuya karşı uygulanan politikalar, dünyada yaşanan ekonomik krizin ülkemize yansıması bizleri sözleşmeleri imzalamak durumunda bıraktı.

10-15 yıldır ülkemizde uygulanan kamunun ekonomiden çekilmesi politikası çimento fabrikalarıyla başladı. Bırakın zarar eden kamu kurum ve kuruluşlarını kar eden kamu kuruluşlarımız dahi satıldı. Erdemir, Telekom, Tüpraş, Petkim gibi büyük kamu kurum ve kuruluşlarımız elden çıkarıldı. Geldiğimiz nokta ortada. Geçtiğimiz yılın ilk sekiz ayı ile bu yılın ilk sekiz ayı karşılaştırıldığında ülkemizdeki bütçe açığı 8 kat arttı. Demekki ülkemizde toparlanması gereken işler yıldan yıla daha kötüye gidiyor.

Ne yazık ki bunun faturası, 1980’li yıllardan beri hep özellikle krizlerin yaşandığı dönemlerde işçiye, memura, emekliye, dar gelirliye, esnafa kesilmiştir.

12 Eylül döneminde de bu yaşandı. 5 Nisan kararlarında da fatura çalışanlara kesilmeye çalışıldı.

Bu politikalarla gelinen nokta ortada. Ama yılmamak, kararlı, cesur olmak lazım. Bizler kamu emekçilerinin her an yanındayız. Kamu emekçilerinin toplu sözleşmede ücret teklifi uzlaştırma kurulunda. Bizler, GMİS olarak  Kamu emekçilerine her an destek sağlayacağımızın bilinmesini istiyoruz. Bundan sonra yapacağınız eylemlerde her zaman yanınızdaki yerimizi alacağız”.

 

HAMDOLSUN KRİZİ

Yıldız da GMİS’in ziyaretini çok önemli gördüklerini belirterek Şunlari söyledi:

“Biz de KESK Şubeler Platformu olarak GMİS’in bu ziyaretini çok önemli buluyoruz. Bizler emek örgütleriyiz. Ülkemizde uygulanan IMF patentli politikalar ülkemizi bu hale getirdi. Bunun nedenlerini biz emekçiler yakından biliyoruz. Özelleştirme, taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma AKP Hükümeti’nin, Dünya Bankası’nın ve IMF’nin ana hedefi. Dünyada uluslararası sermaye güçlerini birleştiriyor.

Bizler de emekçiler yönünden bu şehirde zaman zaman güçlerimizi birleştiriyoruz. Bu nedenle bu ziyareti önemsiyoruz.

Zonguldak’ın bir emek kenti olduğunu ve demokrasi mücadelesini bütün dünya biliyor. Böyle bir gelenekten geliyoruz.

Uygulanan bu yanlış ekonomik politikalar karşısında güçlerimizi birleştirip haykırma zamanı olduğuna inanıyoruz.

Hükümetin, kamu emekçilerinin maaşlarına yüzde 2’şer oranda zam yapmak istemesi, sonrasında Başbakan’ın lütfedip “Yarımşar puanda benden” demesi kamu çalışanlarını, işsizleri, emeklileri, yoksulları, geçim derdi olan herkesi derinden etkilemiştir.

Öğrenci harçlarına, doğalgaza, yakacağa, elektriğe yapılan zamlar insanlarımızın kaldırabileceği bir yük değildir.

Özelleştirme yoluyla iş alanlarımız da daralmıştır. Artık öyle bir döneme geldik ki eğitim ve sağlığın da özelleştirmesi durumuna geldi. Şehrimizde hastane taşınıyor, çocuk yuvası kapatılıyor. Artık uygulanan bu ekonomik politikaların yanlışlığı ortaya çıkmıştır.

Bizler bu politikalara karşı farklı bir anlayış, yeni bir yol ile farklı eylem türleri geliştirmek zorundayız.

Biz, varolan gücümüzle KESK olarak grevli toplu sözleşmeli bir sendika mücadelesi veriyoruz. Çünkü herşeyin Başbakan’ın iki dudağı arasında kalmasını istemiyoruz.

Ülkemiz, bunca olumsuzluk yaşanırken, her şeyin tıkırında olduğunu söyleyerek, “Kriz bizi teğet geçti”, “Hamdolsun” yaklaşımlarıyla yönetiliyor.

Zonguldak’ta GMİS’in ana hedefi üretim ekonomisine dönülmesi. Kömür üretiminin artması, işçi alınması, istihdam yaratılması. Bizler de üretim ekonomisini savunuyoruz.

Bizler ülkemizde yaşanan olumsuzluklara karşı güçlerimizi birleştirmek, alanlarda bu güçlerimizi göstermek durumundayız”.