Zonguldak Eğitim-İş Eğitim Sekreteri Ayşegül Papila, köy enstitülerinin cumhuriyetin aydınlanma devriminin ve üretken eğitiminin en büyük projesi olduğunu vurguladığı açıklamasında; Cumhuriyeti kuran çağdaş aydın kadrolar, eğitimin ve kalkınmanın öncelikle Köylü milletin efendisidir. anlayışı ile köylerden başlaması gerektiği fikrini benimsemişlerdir. Cehalete karşı açılan savaşta zeki köy çocuklarının eğitilmesi önemli bir yer tutmuştur. 71. Yıldönümünü kutladığımız Köy Enstitüleri olgusu, dünyada eşi benzeri olmayan, Türkiyenin dünya eğitim tarihine kazandırdığı en özgün eğitim projelerinden biri olarak döneme damgasını vurmuştur dedi.
Papila; enstitülerin Cumhuriyetin Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkma hedefine varmak, çağdaş bir toplum yaratmak için planlandığını belirtiği açıklamasında şu görüşleri savundu:
Köy Enstitüleri, eğitimcinin ülkenin gelişimindeki rolünü anlatması bakımından oldukça iyi bir örnektir. Kalkınmış bir toplumun ihtiyacı olan yetişmiş iş gücü, bu kurumlarda sanatla, edebiyatla ve çağdaş olan tüm yeteneklerle harmanlanarak Türkiyenin her bir yanına cesaret, iddia, inanç ve bitmek bilmeyen bir umutla yayılmışlardır.
Köy Enstitüleriyle birlikte aydınlanma yurdun her yanına taşınmıştır. Yoksul ve cahil olan köy halkı cumhuriyet devrimleriyle Köy Enstitüleri sayesinde tanışmıştır. Böylece yurttaş olma bilinci kazanmıştır.
Türkiye Cumhuriyetinin ilk on beş yılında cumhuriyet heyecanı, aydınlanma devrimi ülkede rüzgar estirmiş, halkı ve ülkesi için gelecek kurgulayan bir öğretmen, bir aydın modeli yetiştirmiştir. Öyle ki, çok kısa zamanda yetişen öğretmenlerin etkisi bugün bile toplumda varlığını göstermektedir.
Türkiyenin içinde bulunduğu koşullarda Köy Enstitüleri muhteşem bir proje olarak uygulamaya alınmış, Hasan Ali Yücelin çağdaş bakanlık anlayışı, İ.Hakkı Tonguçun ilerici, toplumcu anlayışıyla, Hasanoğlanda yakılan ateş, Cılavuz, Beşikdüzü, Çifteler, Düziçi gibi Köy Enstitülerinde yıldız gibi çoğalarak ve parlayarak bütün ülkeyi aydınlatmaya başlamıştır.
Hasan Ali Yücelin Bu bizimdir, kimseden almadık; bizden alsınlar diyerek milli ve özgün bir proje olduğuna işaret ettiği Köy Enstitüleri, pek çok yabancı bilim adamının da dikkatini çekmiş, akademik çalışmalara konu olmuştur. UNESCO da bu modeli gelişmekte olan ülkelere tavsiye etmiştir.
Bugün Köy Enstitüsü ruhunu yeniden yakalamak ancak çağdaş, üretken ve demokratik eğitim yöntemini ulusal eğitim sistemimizin her aşamasına uygulayarak; eleştiren, sorgulayan çağdaş bireyler yetiştirmekle olur. Üretken ve yaratıcılığın desteklendiği eğitim anlayışı bugün yaşadığımız eğitim sorunlarının da çözümü olarak görülmelidir. İşte o zaman Atatürkün ve cumhuriyetin öğretmenlerden istediği Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesilleri yetiştirebiliriz.
Eğitim-İş olarak amacımız; Köy Enstitülerinin heyecan ve ruhunu okullarımızda yaşatmak, tüm yurtta cumhuriyetin, aydınlanmanın ateşini yeniden yakmak, ülkemizin geleceğine umut ve ışık olabilmektir.