Kdz.Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Ekim ayı belediye meclis toplantısı öncesi önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasına, Erdemir'e karşı hukuk mücadelesini kazandıklarını belirterek başlayan Posbıyık, "Daha başından beri savaş yaptığımız halkın suyunu kesmeye çalışan Erdemir’e karşı hukuk mücadelesi başlatmıştık. Bu mücadelede ÇED raporlarını yaptırmadılar. Halktan gizleyerek, gizli, Ereğli’nin hayati mesele  olan su meselesini ÇED raporunu halktan gizli resen yaptılar. Buna itiraz ettik. Hızlı bir çalışma yaptık. Belediye avukatlarına teşekkür ediyorum. Dün itibariyle davayı kazandık ve şuanda durduruldu elektrik santralinin yapılması." dedi.

ERDEMİR'DEN 79 TANE DAVA

Erdemir'in belediyeyi sürekli mahkemeye verdiğini geçtiğimiz Cuma günü tam 79 tane dava açtığını da anlatan Posbıyık, konuya ilişkin şu konuşmayı yaptı: "Erdemir bizi sürekli mahkemeye veriyor. Haklarımızı elimizden almaya çalışıyor. Bizi çok küçük görüyorlar ve durmadan saldırıyorlar. Cuma günü tam 79 tane dava açtılar bize. Ereğli halkını mağdur etmek, Ereğli halkının ve belediyenin boğazını sıkmak bütün sevdaları bu. Bundan sonra daha hızlı bir şekilde anlatacağız. Sürekli bilgilendireceğiz. Kademe kademe gideceğiz bunlara karşı demokratik eylemlere başlayacağız. Benim içim makam, mevki, siyaset önemli değil. Benim için Ereğli halkına OYAK'ın yaptığı zulme karşı mücadele etmek. Herşeyi göze alıyorum.

"HALKIN SUYUNU KESMELERİNE İZİN VERMEDİK"

Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları Türk Anonim Şirketi’nin (ERDEMİR), 5 Ekim’deki kamuoyu açıklamasını memnuniyetle okudum. Memnun olma nedenim şu; bir yıldan uzun bir zamandır Kızılcapınar Barajı HES Projesi ile ilgili tüm yanlışları, kaygılarımızı, Ereğli halkının zararına doğacak sonuçları halkımızla, kamuoyuyla paylaşmamıza rağmen, ERDEMİR ve özellikle OYAK, bugüne kadar tek bir açıklama yapma gereği bile duymamıştı. “Ereğli ve Ereğli halkının geleceği için aynı emellere sahip olduğumuz Sayın Halil Posbıyık’a konuya dair tüm süreçle ilgili bilgi vermeye hazırız” demişler. Böylece geç kalmış olsalar da Ereğli halkını muhatap almış oldular.

YANLIŞ VE TARAFLI

Bu açıdan memnun olduk ama bu kez de yaptıkları açıklama yanlış, yanıltıcı ve gerçek dışı. Kamuoyu açıklamasının gerçeklerle uzaktan yakından ilgisi yok. Üstelik açıklama, OYAK yönetiminin yanlış ve taraflı yönlendirildiği yolundaki izlenimimizi güçlendirdi. Ayrıca hatırlatmak isterim; Ereğli halkı, siyasi parti temsilcileri, odaları ve dernekleri bir araya gelerek geleceğine sahip çıkmak için yaklaşık 1 yıl önce platform oluşturdu. Platformun oluşma nedenlerinden biri de HES projesinin eksik ve yanlışlıklardır. Platform sonrası Ereğli’ye gelen OYAK yönetimi, Ereğli halkını temsil eden şahsımı ve Sayın Kaymakamı bu görüşmeye davet etme gereği duymamıştı.

PEKİ, NE DİYOR PROTOKOL

OYAK yönetiminin doğru ve tarafsız bilgilendirilmesi açısından şu noktaların altını çizme gereği doğdu:  Açıklamada “Bu protokol, Ereğli halkı ve Belediyesi aleyhine değil karşılıklı kazanımlar üzerine ve kamu yararı gözetilerek akdedilmiş protokoldür” deniliyor. Pekiyi açıp bakalım protokolün 5.1 maddesine… Ne diyor protokol: “Baraj, DSİ’nin sulama, Erdemir’in endüstriyel su ve Belediyenin içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılamak üzere tesis edilmiştir. Barajdan karşılanabilecek su miktarı, öncelikli olarak endüstri su ihtiyacının karşılanması amacıyla kullanılacak, kalan kısmı ile içme suyu ihtiyacı  ve sulama suyu ihtiyacı karşılanacaktır. Baraj seviyesinin Erdemir’in bir aylık su ihtiyacını karşılamayacak düzeye düşmesi halinde (ölü hacim hariç olmak üzere aktif olarak kullanılabilir hacmin 8.38hm³’ün altına düşmesi durumu / planlama raporuna göre 95 m kotu) seviye tekrar 95,5m kotuna yükselinceye kadar su yalnızca Erdemir tarafından kullanılacaktır. Barajdan verilen içme suyu miktarının ihtiyacı karşılamaması durumunda, Belediye içme suyu ihtiyacının kalan kısmını Gülüç Çayı üzerinde mevcut kaynak ve su alma yapılarından veya başka kaynaklardan meri mevzuat hükümleri çerçevesinde kendi imkanları ile karşılayacaktır.”

ERDEMİR'İN OLACAK VE HALKIN SUYU KESİLECEK

Çok açık değil mi! “Ereğli halkının kazanımları ve kamu yararı“ bu maddenin neresinde! Su azalınca öncelik Erdemir’in olacak ve halkın suyu kesilecek. Baraj seviyesi zaman zaman bu sınıra kadar gerileyebiliyor. 2013’te bu yaşandı. Daha sonra da bu sınıra yaklaşıldığı dönemler oldu. Yani bu risk, kağıt üzerinde kalan bir durum değil, gerçeklik. Su, en temel insan hakkı olan yaşam hakkı demektir.  Bu durumda “Ereğli ve Ereğli halkının geleceği için aynı emellere sahip olduğumuz Sayın Halil Posbıyık” ifadesindeki Halil Posbıyık ben olamam.

"EN BÜYÜK ZARAR YÜKSEK FIRINDA GÖRÜLECEKTİR"

Yine yaptıkları açıklamada; “Baraj ve soğutma suyu Erdemir için hayati öneme sahiptir. Barajdan suyun sağlanamaması durumunda, yaklaşık 6 saat sonra fabrika sahasında entegre olarak üretim yapan tesislerin durması tehlikesi söz konusudur. Bu durumda Erdemir’in ürün üretememek/satamamaktan kaynaklanan zararlarının yanı sıra, en büyük zarar yüksek fırınlarda görülecektir. Bu sebeple yaşanabilecek kayıpların, doğrudan Ereğli’ye ve Ereğli işçisine ve Ereğli halkına yansıyacak olmasından dolayı, barajın tüm maliyetleri, yapılan protokole rağmen Erdemir tarafından karşılanmak suretiyle inşa edilmiş olup yine tüm maliyeti Erdemir tarafından karşılanarak işletilmektedir” deniliyor.

"DOĞRU BİLGİYİ VERİRDİM"

Üzülerek belirtmeliyim ki, bu da OYAK yönetiminin yanlış ve taraflı yönlendirildiği düşüncemizi pekiştiriyor. Çünkü, yüksek fırınlarda soğutma suyu denizden sağlanıyor. Bunu Ereğli’de yaşayanlar bilir. OYAK yönetimi bilmiyorsa Ereğli’de bulunmadıkları içindir. Benim Erdemir‘de çalıştığımı da unutmuş olmalılar. Bana sorsalar doğru bilgiyi verirdim. Zaten Kızılcapınar Barajı ile Erdemir arasında soğutma suyu ile ilgili herhangi bir hat bulunmuyor. Fabrika sahasında kullandıkları suyu Gülüç bölgesindeki bent yapısından sağlıyorlar. Açıklamada ayrıca, “...yaşanabilecek kayıpların, doğrudan Ereğli’ye ve Ereğli işçisine ve Ereğli halkına yansıyacak olmasından dolayı...” ifadeleri kullanılmış. Yani Ereğli halkına ve Erdemir işçisine, yaşanabilecek olumsuzlukların sorumlusu olarak Belediyemizi gösterme çabası içindeler. Bunu kabul etmek ve anlamak mümkün değil.

İKİ İNSAFSIZ ÇÖZÜM ARASINDA

Ereğli halkına ve Erdemir işçisine nasıl sahip çıktıklarını hatırlayalım! “Ya 1400 işçi işten çıkarılacak ya da yüzde 35 maaş indirimi olacak” dedikleri ve çalışanları iki insafsız çözüm arasında bıraktıkları günleri Ereğli halkı hala unutmadı. Maaş indirimi yaptığı dönem, net karları 1 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. 2006 öncesinde kazancının 100’de 15’ini işçisine ücret olarak veren ERDEMİR bugün sadece 5.5’ini ödüyor. Yine, açıklamada, 25 yıldır boşa akan sudan ve barajın kullanım şartlarında herhangi bir değişiklik olmadan enerjiye dönüştürülmesinden bahsediliyor. Ereğli halkının içme, kullanma suyu hakkı ve önceliği hiçbir ticari kaygıdan daha az olamaz. Biz diyoruz ki, öncelik halkın içme ve kullanma suyunda… Defalarca söyledim; halkın ihtiyacı karşılandıktan sonra bir damla su boşa akmasın, hatta bu konuda biz de katkı sağlayalım, tüm imkanlarımızla destek olalım. Bunları söyledik  ama sesimizi duyuramadık.

AMAÇ DAHA FAZLA KAR

Bir de Ereğli ve Erdemir için kullanılacak ilave enerji yaratılmasından bahsediliyor. Erdemir kısmını anladık para kazanacaklar da Ereğli ile ilgili kısmını anlayamadık, üretilen enerjiyi bedava Ereğli halkına mı verecekler. Hala aynı zihniyet… Amaç,  daha fazla kar. Açıklamada, “Erdemir ve Ereğli halkı birbirinden ayrı düşünülemeyecek  bir bütündür. Yarattığımız ekonomiyle, suyumuzla, istihdam gücümüzle her zaman Ereğli’nin bir parçası olmaya devam edeceğiz “ şeklinde ifadeler var.

"SUYUN TEK SAHİBİ HALKTIR"

“Suyumuz” ne demek! Su, Erdemir’in mülkiyetinde olabilir mi! Suyun tek sahibi vardır o da halktır. Erdemir, sadece, Kızılcapınar barajındaki suyun paydaşlarından biridir. “Suyumuz” diye ifade ettikleri bu yaklaşım, yasalar ve mevzuat gereği suyun her türlü kontrolünü sağlayan DSİ de dahil, diğer paydaşların yok sayıldığını bir kez daha ortaya koyuyor. Yaratılan ekonomiye gelince, 2006 sonrasında Ereğli’de sac tüccarı, sanayici, esnaf, nakliyeci can çekişmekte, gurur duyabilirler!

"EN ÇARPICI YANI"

Gelelim işin en çarpıcı yanına: Açıklamada, “Ereğli halkının içme ve kullanma suyunu kesmek ve azaltmak aklımızın ucundan dahi geçmemiştir, geçmeyecektir” deniyor.  Kendilerine soruyorum şimdi; Ağustos ayında, DSİ Bölge Müdürlüğü ile birlikte en az 41 saat kesinti yaparak Belediyemize ait isale hattının yer değiştirilmesi için görüşmeye gelmediniz mi?  Tüm ısrarlarınıza rağmen, Covid-19 salgınının yoğun olduğu bir dönemde su kesintisinin kesinlikle mümkün olmayacağını ifade etmedik mi? Diğer önemli bir husus ise çalışma arkadaşlarımla ilgilidir. Şahsımın ve tüm Belediye çalışanı arkadaşlarımın tek bir amacı vardır; gece gündüz demeden, Ereğli ve Ereğli halkının menfaatlerini sonuna kadar savunmak…

DAVA KONUSU

Ereğli ve Ereğli halkı için verdiğimiz tüm mücadelemiz ve haklılığımız, Zonguldak İdare Mahkemesi’nin 2019/1002 Esas, 2020/606 Karar- 18.09.2020 tarihli kararı ile hukuken tescillendi. İlgili mahkeme tarafından “ÇED gerekli değildir” kararının hukuka ve mevzuata uygun olmadığı sonucuna varıldı. Bu nedenle dava konusu olan, “ÇED gerekli değildir” kararı iptal edildi. Şimdi derhal mahkeme kararının uygulanmasını bekliyoruz.

"KİMSENİN ŞÜPHESİ OLMASIN"

Diğer tüm OYAK-ERDEMİR konularında olduğu gibi, Kızılcapınar Barajı HES projesinde de Kdz. Ereğli halkının hakkını savunacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Ereğli halkının verdiği yetki ve sorumlulukla, tüm gücümüzle, ekip arkadaşlarımla birlikte çalışmaya devam edeceğiz. OYAK yönetimine açık çağrı yapıyorum. Çözüm bekleyen bütün konuları konuşmak ve doğru bilgilenmelerini  sağlamak için kendilerini Ereğli’ye davet ediyorum.

"YERLERİMİZ İŞGAL EDİLMİŞ VAZİYETTE"

Cumartesi pazarında, Echomar Hastanesi karşısında fabrika içerisinde, Gülüç Irmağı'nın üzerinden geçen köprünün karşısında belediyenin 10 bin metre kare alanı. Echomar Hastanesi karşısında duvarların arkasında 2 bin 500 metre kare parselimiz var. Ayrıca bin metre kare de park alanı var. Buraya kimseyi sokmuyorlar. Yerlerimiz işgal edilmiş vaziyette. Mahkemenin tayin ettiği bilir kişiler o alanlarda incelemelerine devam ediyor. Bizim emlak vergimizi vermiyorlar. Onu da alacağız. Gelin anlaşalım dedim. Ceza ve gecikme faizlerini almadan asgari bir para vermek üzere geçmişi bırakalım dedik. Gelmediler. Yine mahkemeye gittiler. Türkiye'de elektrik, hava gazı, tüketim vergisini ödemeyen tek firma OYAK'tır. Her ay aldığımız 500 bin lira parayı kestiler.

ERDEMİR'İN BİR ÇOK TESİSİ RUHSATSIZ

Erdemir içerisindeki bir çok tesis ruhsatsız. Bunlar ruhsatsız yerlerine aynı vatandaşlar gibi imar kayıt belgesi almak için müracaat ettiler. 600 tane yerde imar kayıt belgesi için müracaatlarını yaptılar. Biz bunlara çağrıda bulunduk. İmar kayıt belgelerini bize getirin biz tabiki bu arada bize gelmedikleri için fabrika sahasına elemanlarımızı gönderdik. En boy kodlarına bakıldı, çok sağlıklı bir çalışma yapıldı. Burada yaklaşık 287 milyon ceza kesildi. Bunun sadece birincisi biliniyor. Bir gazetede çıktığı için onlar da bunu bildirmek zorunda kaldılar. Ondan sonra kesilen 4 cezayı bildirmediler, kongre üyeleri de bunu bilmiyor.

ERDEMİR'DE 300 MİLYON LİRA CEZA

Yaklaşık şuanda Erdemir, Ereğli'ye sadece imar cezalarından 300 milyon lira para ödemek zorunda. İmar kanununda açık maddeler. Biz dedik ki gelin imar kayıt belgelerini bize verin. İmar kayıt belgelerini verdikten sonra çok cüzzi bir rakam çıkıyor, gelin halledelim dedik. Hayır hukuka gideceğiz dediler. Mahkeme devam ediyor, kazanacağımıza eminim. Bize sadece biraz zaman kaybettirirler. Vatandaş imar kayıt belgelerini veriyor, bunlar vermiyor. İmar kayıt belgeleri doğru yapıldıysa da zaten cezayı da alamayız. Erdemir bize yasalara rağmen kayıt belgelerini vermiyor. Çevre İl Müdürlüğü'ne yazı yazdık. Bakanlığa gidildi, imar kayıt belgelerini ver diye Erdemir'e yazı yazıldı yine vermiyor. Bunun üzerine savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Savcılığın bu konuda karar vermesini bekliyoruz. "