"Eğer sıkıntı, stres yaşamak bir işin aylarca çözümsüz kalmasını istiyorsanız Erdemir ile masaya oturun, Erdemir ile görüşmeler yapın tabi ki görüşebilir iseniz"

"Unutulmamalı ki Türkiye Cumhuriyeti var ise Erdemir var ve Ereğli var ise Erdemir var. Onların dediği gibi Erdemir varsa Ereğli vardır gibi aşağılayıcı tarzdaki konuşmalarını tasvip etmiyoruz"

"Bu bölge hiçbir zaman kıtlıkla karşılaşmamış ve kendi kendine yetebilen bir kimliğe sahip olmuştur. Yani sizlerden, Erdemir'den önce vardık. Bizim varlık sebebimiz siz değilsiniz. Siz olmayacaksınız ama Ereğli bugün olduğu gibi gelecekte de var olacak"

"Toprak, su, deniz, köprü mü getirdiniz? Yoksa bunlar olduğu için mi geldiniz? Havayı, bulutları mı getirdiniz ama bizleri bunlarla tanıştırdınız. Sizlerin sayesinde asit yağmurunun ne olduğunu, sabah kalktığımızda arabaların üzerinde tozların olduğunu ve araba yıkayıcılarının yollarını, balkonlarımıza çamaşır asmamayı, camlarımızı açık bırakmamayı, balkonlarımızı camla kapatmayı ve madenci hastalıklarını öğrendik"

"Erdemir 3 aylık, yıllık karlar açıklıyor. Ben Ereğli'ye neler kazandırdığınıza hangi eserlere imza attığınıza bakıyorum göreve geldiğinizden beri. 2,5 yıldır görevdeyim ben bir yerde hiçbir şey göremedim, eser görmedim"

"Beraber yaşamak zorunda isek beraber yaşamak kaderimiz ise taleplerimiz var. Bu taleplerimizden asla ve asla vazgeçmeyeceğiz. Ereğli'de ve Alaplı'da yaşayan 200 bin nüfusun belirleyeceği talepleri içeren bir anlaşma istiyoruz."

 

 

Kdz.Ereğli Belediye Meclisi'nin Kasım ayı ilk toplantısı Atatürk Kültür Merkezi Nikah Salonunda Hüseyin Uysal başkanlığında gerçekleştirildi. Meclisin resmi oturumu öncesi Kdz.Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal, Erdemir yönetimine çok ağır tepki gösterdi. Erdemir'in Kdz.Ereğli'yi değil, Kdz.Ereğli'nin Erdemir'i büyüttüğünü vurgulayan Uysal, ilçe halkının asit yağmurları ile yaşamaya alıştığını ifade etti. Uysal'ın yaptığı konuşma şu şekilde:

 

"EREĞLİ DİK DURUŞ GÖSTERDİ"

"15 Temmuz gecesi Türk milletinin bir kahramanlık destanı yazdı. Ereğli'de bu darbe girişimi karşısında ilk geceden itibaren devletimizin bekası, ülkemizin geleceği için Cumhurbaşkanımızın ve devletimizin yanında yer alarak dik bir duruş göstermiştir. Bu darbe girişimi başarılı olsa idi bizler 29 Ekim 1923'te kurulmuş Cumhuriyetimizin 93. yılını kutlayabilir miydik? Sürekli askeri darbelerle kesintiye uğrayan bir Cumhuriyet. Darbe girişimi başarılı olsa idi bu toplantıyı yapabilir, bütçe ve yatırımlarımızı konuşabilir miydik?

"AKIL, MANTIK VE DUYGULAR YETERSİZ KALMAKTA"

15 Temmuz darbe girişiminin ilk saatlerinden itibaren Kdz.Ereğli sokaklara döküldü ve 27 gün boyunca sokaklarda demokrasi nöbetleri tuttu. Siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, muhtarlar, engellilerimiz, şehit aileleri, gaziler yani halkımız ile birlik ve beraberlik içerisinde olduk. Fakat kapısında Erdemir Fatin Rüştü Zorlu Demirçelik Tesisi yazanları göremedik, onlar yoklardı. Bunun bir ihmal olduğunu bir özel sektör yaklaşımı olduğunu düşünmek saflık olur. Çünkü ticaret odası, işadamlarımız, esnafımız oradaydı. Erdemir'in yaklaşımını anlamak akıl, mantık ve duygular yetersiz kalmaktadır. Yoksa geldiler de bizler mi görmedik?
 

"KEMİKLERİ SIZLAMIŞTIR"

Fatin Rüştü Zorlu bilindiği gibi 16 Eylül 1961'de asılarak idam edildi, yaşamına son verildi. Bu yüzden bu ismi kapısında taşıyanlar bu duyguları anlamayarak gereğini yapmadılar. Fatin Rüştü Zorlu'nun kemikleri sızlamıştır. Bizler Erdemir, Ereğli'ye yüzünü dönmeli dedik, bunu ne zaman dedik? 2-3 Hafta maçlarımızı, 'Erdemir Stadında oynayalım' dedik. Fakat Genel Müdürü aradık daha sonra da 23 maddelik bir protokol ve teminat mektubu isteyerek bu sahayı elde ettik. Fakat kız futbol takımımız Alaplı'da oynamak zorunda kaldı. Üniversite öğrencilerimiz diploma almak istediler fakat izin almakta binbir dereden su getirdiler.

"SORUN VE SIKINTI İÇİN ERDEMİR İLE MASAYA OTURUN"

Bizde bir laf vardır nasihat istersen tembele iş buyur derler. Eğer sıkıntı, stres yaşamak bir işin aylarca çözümsüz kalmasını istiyorsanız Erdemir ile masaya oturun, Erdemir ile görüşmeler yapın tabiki görüşebilir seniz. Benim başkan yardımcılarım genel müdür yardımcılarını arıyor ama nedense her seferinde toplantı, toplantı, ya da İstanbul, gelince görüşürüz. Onların Ereğli halkının başkan yardımcıları olduğunu hatırlatmak isterim.

 

"ONLAR DA ER NİYETİ DİYE GİDİYORLARSA..."

Erdemir yönetimi tepeden bakmayı artık bırakması lazım. Onların genel müdür yardımcıları nasıl 9 aylık ise nasıl onlar da öldüğü zaman er niyeti diye gidiyorlarsa nasıl onlar da 2 metrelik toprak kaplıyorlarsa unutmasınlar ki bizler de aynı seviyedeyiz. Bunu özellikle bahsetmek istiyorum.

"AŞAĞILAYICI TARZDAKİ KONUŞMALAR"

Unutulmamalı ki Türkiye Cumhuriyeti var ise Erdemir var ve Ereğli var ise Erdemir var. Onların dediği gibi Erdemir varsa Ereğli vardır gibi aşağılayıcı tarzdaki konuşmalarını tasvip etmiyoruz. Altını çizerek söylemek istiyoruz Erdemir, Ereğli'yi büyütmedi tam tersine Ereğli, Erdemir'i büyütmedi. Bizim mühendisimiz, işçi kardeşimiz, evlatlarımız Erdemir'i büyüterek göz bebeği yaptılar. Erdemir işçi ve çalışanlarına da teşekkür ediyorum. Son zamanlarda işçinin geldiği durumu da biliyorum, sözleşmede gelinen noktayı da çok iyi biliyorum. Olumsuz bir durum karşısında bizler işçinin yanında yer alacağımızın bilinmesini isterim"

 

"BİZİM VARLIK SEBEBİMİZ SİZ DEĞİLSİNİZ"

Birazda Ereğli'nin tarihsel gelişimi, Millattan Önce 2 bin 500 yıllarına kadar dayanır. Bu bölge hiçbir zaman kıtlıkla karşılaşmamış ve kendi kendine yetebilen bir kimliğe sahip olmuştur. Yani sizlerden, Erdemir'den önce vardık. Bizim varlık sebebimiz siz değilsiniz. Siz olmayacaksınız ama Ereğli bugün olduğu gibi gelecekte de var olacak. Çünkü Kdz.Ereğli en güzel yerleşim yerlerinden biridir. Tarihte bizi bunu gösteriyor.

 

"ASİT YAĞMURUNUN NE OLDUĞUNU ÖĞRENDİK"

Soruyorum onlara, toprak mı getirdiniz, su mu getirdiniz, denizi mi getirdiniz, köprü mü getirdiniz yoksa bunlar olduğu için mi geldiniz? Havayı, bulutları mı getirdiniz ama bizleri bunlarla tanıştırdınız. Sizlerin sayesinde bazı şeyler öğrendik. Asit yağmurunun ne olduğunu öğrendik, sabah kalktığımızda arabaların üzerinde tozların olduğunu öğrendik ve araba yıkayıcılarının yollarını öğrendik. Balkonlarımıza çamaşır asmamayı öğrendik, camlarımızı açık bırakmamayı öğrendik, balkonlarımızı camla kapatmayı ve madenci hastalıklarını öğrendik.

"ERDEMİR'DEN HİÇ SES YOK"

Gülüç ırmağını herkes çok iyi biliyor. Taştığı zaman göreve geldiği zaman da taşmıştı. Topçalı, Hamzafakıhlı ve Bölücek su altında, dere yatağı o kadar genişlemiş ki 2 tane mahallenin yerleşim alanı tamamen sular altında. Dere yatağını genişletiyorsunuz 199 bin metre kare istimlak alanı çıkıyor ve bunlara ait Erdemir'den hiç ses yok. Gülüç ırmağının denize açıldığı yeri hepiniz biliyorsunuz. Bir tarafında tersaneciler bir tarafında Erdemir'in cüruf dökme alanı. Sizler de basında çıkan fotoğraflardan bildiğiniz gibi tersanenin o tarafından suya ayaklarınız ıslanmadan paçanızı sıvayarak karşıdan karşıya geçebileceğiniz seviyeye geliyor. Bunun nasıl Gülüç ırmağı olduğunu ben merak ediyorum. Kabasakal deresi göreve geldiğimizden beri sıkıntılı. Selde taştığı zaman tam 2 ay zabıta, itfaiye, temizlik işleri, bizler Ereğli Belediyesi personeli yüzde 50'si ile buralardan çıkamadık. Neden çıkamadık, kapaklar kapandı veya bu devirde bir-iki metrelik geçilmesi gereken köprünün altında 2 tane dikey direkler olduğu için. Ben soruyorum fabrikayı bu kadar düşündünüz zaman Ereğli'de yaşayan insanları da düşünmenizi isteriz.

 

"O CEZAYI ÖDEYECEKSİNİZ"

Gülüç ırmağı kenarında 9 dönümlük yerimiz var. Oraya ceza yazdık, orası bizim ve o cezayı da ödeyeceksiniz. Oraya kimden izin alıp da döktünüz, sormak istiyorum. Erdemir 3 aylık, yıllık karlar açıklıyor. Ben Ereğli'ye neler kazandırdığınıza hangi eserlere imza attığınıza bakıyorum göreve geldiğinizden beri. 2,5 yıldır görevdeyim ben bir yerde hiçbir şey göremedim, eser görmedim. Acaba okul, cami, köprü yaptırdılar da mı biz görmedik. Sağ olsunlar bizim hayırsever, eğitim sever işadamlarımız okullar yaptırıyor.

 

"ESKİLERİ ALDATTINIZ MI?"

Protokollerdeki imzalarını gördüm ama öğrendiğim kadarıyla o imzalar havalarda atılmış. Evet bizde imza atacağız ama yerde ayakta ama yerlerimiz ayaklarımız yere basarak imza atacağız. Şimdi onlara sormak istiyorum, eskileri aldattınız mı yoksa onlar aldanmak mı istediler? Şunu bilsinler ki bizler aldanmayacağız. Hani deriz ya çok sevdiğimiz bir laf, 'bıçak kemiğe dayandı' deriz ya, artık bıçak kemiğin içerisinde ve canımız yanıyor.

 

ÇÖZÜM NOKTASI

Eğer beraber yaşamak zorunda isek beraber yaşamak kaderimiz ise taleplerimiz var. Bu taleplerimizden asla ve asla vazgeçmeyeceğiz. İngiltere'nin büyük anlaşması var bizlerin de talepleri olacak, belediye başkanının, milletvekillerinin, siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşların, muhtarların, sendikamızın, basınımızın kısacası Ereğli'de ve Alaplı'da yaşayan 200 bin nüfusun belirleyeceği talepleri içeren bir anlaşma istiyoruz."

 

2006'DAN SONRA DEĞİŞTİ...

CHP Grup Sözcüsü Özkan Özyağcı da söz alarak şu ifadelere yer verdi: "Erdemir 2006 yılına devletin himayesinde görev yaparken, camiler, köprüler, yardımlar Ereğli'ye yapılıyordu. 2006 Yılında dönemin hükümeti Erdemir'i Oyak'a sattıktan sonra bunlar yaşanmaya başladı. Özel sektör zihniyetidir, buraya da para kazanmaya geldiler. Evet havamız kirlendi, yaşamımız zorlaştı, Ereğli'ye yüzünü dönmesi lazım doğru söylüyorsunuz. Ereğli halkı olarak biz bunları hak etmiyoruz. Erdemir yönetiminin biraz önce söylediniz ki , 'biz genel müdür yardımcılarını arıyoruz cevap vermiyorlar' dediniz başkanım onlar bizi arayacaklar. Onlar bize mahkumlar ve muhtaçlar. Çünkü biz 112 bin kişi olarak Ereğli'de hep beraber yaşıyoruz, onlar bizi arayacaklar"

 

MECLİS OTURUMUNA KATILIM YÜKSEKTİ

Meclis toplantısını Kdz.Ereğli Muhtarlar Derneği Başkanı Şükrü Kılıç başta olmak üzere çok sayıda muhtar, AK Parti Kdz.Ereğli İlçe Başkanı Fatih Çakır da izleyenler arasında yer aldı.

 

(Haber: Mustafa Kemal Bektaş)