Kdz.Ereğli İçin Mücadele Platformu Sözcüsü ve Ereğli TSO Meclis Üyesi Niyazi Özcan, düzenlediği basın toplantısında ilçe gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu, Kdz.Ereğli TSO yönetimine talip olduklarını duyurdu.




Erdemir, tersaneler, kömür, vergi mükellefleri ve icra dosyaları, sivil toplum kuruluşları, sanat, edebiyat ve spor ile TSO konu başlıklarında detaylı açıklamalar yapan Özcan, Erdemir'in ilçeye her sabah ağır kanserojen kimyasal gazlar saldığını iddia etti.

Özcan'ın açıklamaları şu şekilde:

"Erdemir'in, tersanelerin, kömürün artık yok. 2 Bin 500 vergi mükellefin gitti, 55 bin icra dosyası 20 bin insanın icrası var, bankalarınla sorunların had safhada, Sivil Toplum Kuruluşların günü kurtarma derdinde, sanatta, edebiyatta ve spor branşlarında artık yoksun. TSO ismi olup işlevi olmayan kurum.

 

ERDEMİR'İN ARTIK YOK

Erdemir'in özelleştirmesi kentin sonunun başlangıcı olmuştur. Bu kentte hem ekonomik afet ve hem de moral motivasyon anlamında çöküntü yaşatmıştır. Erdemir'in bugüne kadar sürdürmüş olduğu basit ince ayarları ile sac, nakliyeci ve sanayici esnaflarını bitirmiş, bunun yanında seçmiş olduğu yaklaşık 5 hatırı sayılır esnafa Erdemir'in kaymağını yedirerek basit bir güncel satış politikası izlenmiştir. Erdemir burada kul hakkı yemektedir. Bugün ilçede yaklaşık 600 sac tüccarı ve de 950 nakliyeci, 100'E yakın orta ölçekli sanayici yok olmuştur. Bu rakamlar telaffuzu bile zor olan rakamlardır. Erdemir uyguladığı politikalarında tek başına hareket edemez, Erdemir %49'u halkın olan bir AŞ'dir. Erdemir Ereğli halkının malıdır. Erdemir bugüne kadar taahhüt ettiği sosyal sorumluluk projelerini ve yatırımlarını yerine getirmemiştir. Plajında denize girenden ücret, spor tesislerinde ne bir sosyal tesis ne de bir ekonomik yatırım kazandırmıştır. Buna karşı Ereğli'ye verdikleri her sabah kentin üzerine saldığı ağır kanserojen kimyasal gazlarıdır. 10 Yıldır filtresini değiştirmemiştir. Bugüne kadar milyarlarca dolar kar ettiğini övünerek anlatan Erdemir/OYAK grubu geldiğimiz noktada çalışan işçisinin kuruluş ile ifade edilebilecek maaş artışlarını pazarlık konusu yapabiliyor. Bunun anlaşılması oldukça zordur.

 

TERSANELER ARTIK YOK

Tersanelerimiz iş göremez durumdadır. Öyle ki tersanelerden evine ekmek götüren yaklaşık 8 bin insanımız işsiz kalmıştır. Tersanelerimizin kurtuluş reçetesi vardır. İş yükü ve iç hacmi de vardır. Tersanelerimizin sanayimizin ağır iş kollarından ve lokomotiflerindendir. Kurtuluş için devletin finansal teminatı gerekir. Bunun açılışı devlet projeyi finans garantisi ile alacak, tersanelerimizi taşeron olarak kullanacaktır. Tersanelerin içinde bulunan limanın işletme mevzuatının hükümetimizce sağlanarak sadece tersane sahiplerine verilmesi yoluyla olabilecektir. Limanın işletmesinin bu şirketlere verilmesi, bu limandan gelecek gelirlerle şirketlerin yeniden hayata dönebilmesini kısmen de olsa sağlayacaktır.

 

KÖMÜRÜN ARTIK YOK

Yaklaşık 15 yıldır kömür madenlerimiz yeterince yenilenememiş, istihdam sağlanamamış, izlenen yanlış politikalardan dolayı kömürün maliyeti üretim maliyetinin üzerine çıkmış ve TTK kademeli olarak zarar vermeye başlamıştır. Ancak son yıllarda hükümetimizin almış olduğu kısmi tedbirlerle kömür ocaklarımız yavaş yavaş hareketlenmeye başlamıştır. Öyle ki son günlerde Enerji Bakanımızın yerli kömür üretimi ile ilgili açıklamaları bizleri ümitlendirmiş, heyecanlandırmıştır.

 

2 BİN 500 VREGİ MÜKELLEFİN GİTTİ

Ereğlimizde 55 bin icra dosyası, 20 bin insanımız icralıktır. Katma değer sektöründeki vergi veren mükellefler iş yapamadıklarından dolayı katma değer üretememekte ve vergi verememektedir. Bir zamanlar bu ülkenin vergi lokomotifi olan Zonguldak bugün gelinen noktada bırakın vergi vermeyi, ülkemizde borç ödeyememekte birinci sıraya oturmuştur. Herkes tarafından bilinen bir gerçek de göç alan bir ilin artık göç verir bir il haline dönüşmüş olmasıdır.

 

STK'LAR GÜNÜ KURTARMA DERDİNDE

Ereğli'deki sivil toplum kuruluşlarının bugünlerde sesinin çıktığı yoktur. Ereğlimizin en büyük sorunu birbirimizi desteklememek ve güzel fikirlerimizi desteklememek, konuşmamak, diyalog kurmamak, birimizin söylediğini hemen bir diğerimizin tenkit etmesi, yapıcı eleştiride bulunmamak, günlük rantsal ve siyasal kaygılarımızdan bir araya gelememek diye sıralanabilir. Biran önce bu hastalıklardan kurtulmamız gerekir.

 

"SANATTA, EDEBİYATTA, SPORDA..."

Son yıllarda ailenizle beraber Ereğlimizde sanatsal, edebiyatsat bir faaliyete katıldığınızı hatırlıyor musunuz? Ben hatırlamıyorum. Çünkü Ereğli'de edebiyatın olabileceği yeterince alan yoktur. Ereğli gibi bir ilçenin Süper Lig'de, 1. ligde neden bir futbol takımı, voleybol, basketbol takımı yoktur.

 

"İSMİ OLUP İŞLEVİ OLMAYAN KURUM"

TSO'lar ilçenin kalkınma hamlelerinin lokomotifidir, esnafın, tüccar ve sanayicinin önünü açar, proje geliştirir ve uygular. Bu projeleri uygularken bir ya da birkaç iş koluna hitap etmez. TSO dedikodu üreten kurumlar değildir.

 

"ADAYIM"

Ereğli'nin, TSO'nun kötü yönetilmesi kaderi değildir. Ereğlimize daha iyi katkı sunabilmek için Ereğli TSO yönetimine talibim"

 

 (Haber: Mustafa Kemal Bektaş)