CHP Ereğli İlçe Başkanı Yaşar Balcı, tersaneler bölgesinde yaşanan olaylar nedeniyle basın toplantısı düzenledi. AKP iktidarının yanlış politikaları sonucunda her alanda hızlı bir karmaşa ortamına sürüklendiğini belirterek açıklamasına başlayan Balcı, emperyalist odakların dayatmaları ile başlayan sözde açılım politikalarının, ülkenin en temel değerlerini, en temel kurumlarını yıpratmaya, toplumsal birliği bozmaya doğru yöneldiğini söyledi. Balcı, Ereğli?de sekiz adet tersane bulunduğunu, bu tersanelerin büyük bir bölümünün 2009 yılı başlarından itibaren yoğun işçi çıkarmalarla basının ve bölgenin gündemine taşındığını, 2008 yılında yaklaşık 6 bin civarında işçi çalışmakta iken, bugün itibari ile çalışan işçi sayısı 2 bin?in altına düştüğüne dikkati çekerek, bazı tersanelerin de faaliyetlerini durdurduğunu açıkladı.

 

HUZUR ÇÖKÜYOR

AKP iktidarı, Türkiye?de çalışma yaşamını tümden bozarak emekçileri yok sayan, emeğin kazanılmış haklarını görmezden gelen bir politikayı yerleştirmeye çalışıyor. Kısacası Türkiye emeği ile geçinen insanlarımız açısından yangın yerine dönüyor. Ereğli bu durumdan en çok etkilenen yerlerin başında geliyor. Cumhuriyet tarihimizin hiçbir döneminde böyle bir travmayı yaşamayan Ereğli, emekçiler açısından cehenneme dönüyor. Kentin ekonomisi, huzuru çöküyor. Kriz elbetteki konunun tüm taraflarını etkilemektedir. Ancak yakından bakıldığında yaşanan sorunlarda en fazla emek kesiminin mağdur olduğu ortadadır. Tersanelerde öylesine ilkel, öylesine karışık, hukuk dışı bir çalışma düzeni oluşturulmuştur ki bu durum 06 Mart 2009 tarihli İş Müfettişleri raporu ile de sabittir. Bu raporda işçilerle yazılı iş sözleşmeleri yapılmadığı, İşçi ücretlerinin zamanında ödenmediği, gerçek ücretlerin bordrolara ve ilgili evraklara yansıtılmadığı, fazla mesai ücretlerinin bordrolara yansıtılmadığı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde yapılan çalışmaların zamlı olarak ödenmediği, ve en önemlisi de taşeronluk sisteminin yasalara aykırı bir şekilde çalışanlara uygulandığı tespit edilmiştir.  İş hukukunda asıl olan bir işverenin kendi işçileri ve yönetim organizasyonu ile üretim yapmasıdır. Alt işverenlik (Taşeronluk) uygulaması ise istisnadır. Oysa tersanelerde bu istisna olmaktan çıkmış tersane patronlarının kötü niyeti ile de işçilerin % 95?ni kapsayan temel bir kurala dönüşmüştür. Bu da dağınık, birleşemeyen, daha düşük ücret, daha az sosyal güvenlik, daha ağır çalışma koşulları, sendika, toplu sözleşme, grev haklarından yoksun sahipsiz bir emekçi kitlesini doğurmaktadır. Denilebilir ki bugün işçilerin yaşadığı tüm sorunların temelinde, tamamen işçilerin aleyhine olarak kullanılan taşeronluk uygulaması yatmaktadır.