Kdz.Ereğli Eğitim Fakültesi'nin önceki Dekanı Prof.Dr.Erdal Coşkun, üniversite kentine vurgu yaptı.

Coşkun: Ereğli ve bölge halkı eğitime son derece duyarlı olup, okuma yazma, okullaşma ve yükseköğrenime devam etme bakımından ülkemizin en önde gelen yerleşim yerlerinden biridir. Her alanda katkı sağlayan bir eğitim fakültesinin ve Türkiye'de az sayıda olan 4 yıllık Deniz İşletmeciliği ve Yönetimi Yüksek Okulu'nun bulunması, ayrıca dünya bankası projesi desteği ile kurulmuş köklü bir yüksekokulun Alaplı'da bulunması, bölgenin yükseköğrenim alanında deneyim kazanmasını sağlamıştır. İşte bütün bunlar Kdz. Ereğli'yi (Alaplı ile birlikte) birçok il merkezinden daha ileri bir noktaya taşımıştır. Bunun sonucunda da sosyal, kültürel, ekonomik gelişmişlik düzeyinde Türkiye'nin 32. Kenti olarak tescillenmiştir.

ÖSYM'nin yaptığı yükseköğretime giriş sınavlarında başarı gösteren gençlerin üst diliminden öğrencileri üniversiteye çekebilmek için prestijli binalara ve uygun konuma ihtiyaç olduğunu belirten Coşkun, üniversitelerin isimlerini de bir çekim gücü oluşturarak yurt dışında da tanınabilirliği arttırdığını söyledi. Bu nedenle üniversitenin fakülte yapısına bağlı olarak Batı Karadeniz Üniversitesi ya da Batı Karadeniz Teknik Üniversitesi gibi isimleri özellikle gündeme getirdiğini belirtti..

Kdz.Ereğli'nin konum olarak ülkenin stratejik öneme sahip bölgelerinden bir tanesi olduğunu belirten Kdz.Ereğli Eğitim Fakültesi'nin önceki Dekanı Prof.Dr.Erdal Coşkun, Zonguldak Ereğli ve Çevresini Kalkındırma Derneği'nin 2011 yılı araştırma raporunda, Karadeniz Ereğli'de neden bir üniversite? başlığı ile verdiği açıklamada, bölgenin eğitime son derece duyarlı olduğuna vurgu yaptı.

KATKI YADSINAMAZ
Erdemir'in kurulması ile birlikte, ülkemize verdiği katkıyla, ilçemizin önemi sanayi alanında hızla artmaya başlamıştır. Alaplı ve Kdz. Ereğli'nin gemi sanayisine olan katkısı zaten yadsınamaz bir gerçektir. Özellikle son yıllarda tersanecilik alanında büyük yatırımlar yapılmıştır. Ereğli ve bölge halkı eğitime son derece duyarlı olup, okuma yazma, okullaşma ve yükseköğrenime devam etme bakımından ülkemizin en önde gelen yerleşim yerlerinden biridir.

BÖLGE DENEYİM KAZANDI
Bütün bunların yanı sıra kurulduğu bölgeye her alanda katkı sağlayan bir eğitim fakültesinin ve Türkiye'de az sayıda olan 4 yıllık Deniz İşletmeciliği ve Yönetimi Yüksek Okulu'nun bulunması, ayrıca dünya bankası projesi desteği ile kurulmuş köklü bir yüksekokulun Alaplı'da bulunması, bölgenin yükseköğrenim alanında deneyim kazanmasını sağlamıştır. İşte bütün bunlar Kdz. Ereğli'yi (Alaplı ilçesiyle birlikte) birçok il merkezinden daha ileri bir noktaya taşımıştır. Bunun sonucunda da sosyal, kültürel, ekonomik gelişmişlik düzeyinde Türkiye'nin 32. Kenti olarak tescillenmiştir.

NE İFADE EDİYOR?
Bu noktada şöyle sorular sorabiliriz: Bütün bunlar ne ifade ediyor? Ereğli'nin sahip olduğu bu özellikler yeterli midir? Başka arayışlara girmeye gerek var mıdır? Dünya'da gelişmiş ülkelere bakıldığında Sanayi-Üniversite, Toplum-Üniversite vb. gibi çalışmaların öne çıktığını ve her birinin başka birimlerle çalışmalar yapmak zorunda olduğunu görüyoruz. Bölgenin ekonomik, sosyal, kültürel, sanatsal düzeyini ve eğitim alanındaki başarısını daha yukarılar çıkarabilmek için üniversite olgusunu farklı boyutlarda ele almak ve bu konuyu her yönüyle değerlendirmek gerekmektedir. Dünyaya baktığımızda farklı üniversite yapılanmaları dikkat çekmektedir. Ülkemizin genç nüfusa sahip olması ve gençliğin yüksek öğrenim ihtiyacını karşılamak için çaba sarf ederken, ailesinin ekonomik ve sosyal durumları kesinlikle dikkate alınmalıdır. İşte bu ve benzeri nedenlerle, ülkemizde çoğunlukla yerleşke biçiminde üniversite oluşumları benimsenmektedir.

YURT DIŞI TANITIMI
ÖSYM'nin yaptığı yükseköğretime giriş sınavlarında başarı göstermiş gençlerin üst diliminden öğrencileri üniversiteye çekebilmek için prestijli binalara ve uygun konuma ihtiyaç olduğu gibi, üniversitelerin isimleri de bir çekim gücü oluşturarak yurt dışında da tanınabilirliği arttırmaktadır. Bu nedenle üniversitenin fakülte yapısına bağlı olarak Batı Karadeniz Üniversitesi ya da Batı Karadeniz Teknik Üniversitesi gibi isimleri özellikle gündeme getirmeye çalışıyorum. Zengin laboratuvarından kütüphanesine, spor alanlarına, olimpik (açık/kapalı) yüzme havuzlarına, kafeteryalarına, kongre merkezlerine, dinlence ve eğlence alanlarına kadar tüm ayrıntılarıyla planlanmış üniversitelerin, benzeri eğitim veren üniversitelere göre en az bir adım öne geçeceği kesindir. İleriye yönelik gelişmeler de dikkate alınarak, yaklaşık 750 bin m2 ile başlayan yerleşke alanı önemli bir adım olacaktır.

DAHA YARARLI OLUR
Üniversitelerin fiziki oluşumları yanında, eğitimin kalitelisi de çok önemlidir. Bu nedenle konusunda söz sahibi, kendini sürekli yenileyebilen, geliştirebilen, diğer kurum ve kuruluşlarla ortak çalışmalar yapabilen akademisyenlerin üniversiteye kazandırılabilmesi için lojman ve benzeri olanakları sunmak son derece önemlidir. Öğrencilerin rahat barınma koşulları mutlaka güvenilir yurtlarla sağlanmalıdır.
Son olarak; üniversitelerin her alanda eğitim ve araştırma yapmasının doğru olamayacağı düşüncesiyle, bölgemizde özellikle teknik bölümlerde (metalurji, gemi inşası,..) uzmanlaşmanın bölgemiz açısından daha yararlı olacağını belirtmek istiyorum. Ankara'da önümüzdeki bir iki yıl içinde ilçelere üniversite açma izni için olan hazırlıklara dikkat çekerek, çok çalışmak gerekliliğini vurgulamak istiyorum.