CHP Kdz. Ereğl ilçe Başkanlığından “imzasız” olarak gönderilen, “Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın 4 Nisan günü Zonguldak'ta gerçekleşen ama içeriği bilinmese de toplu açılış töreni olarak ülke kamuoyuna lanse edilen referandum mitinginde sarf ettiği bazı sözler ve o mitingi izlemek amacıyla ocaklardan çıkarılıp alana taşınan madencilerimizin attığı bir slogan, bizim haftalardır dile getirdiğimiz Zonguldak gerçeğini teyit etmiştir.” ifadelerinin yer aldığı  açıklamada, Belediye Başkanı Hüseyin Uysal  bu mitinge belediye çalışanlarını zorlayarak götürmekle  suçlandı.

CHP’nin açıklaması şöyle:


“CEK/CAK’LI CÜMLE”

Ülkenin hemen her noktasında düzenlenen mitinglerde olduğu gibi, Zonguldak'ta da taşımalı topluluğa (!)  hitap eden Sayın Cumhurbaşkanı, yeniden başına geçmek istediği iktidar partisinin Genel Başkanı ve yerel temsilcileri gibi bir yığın -cek/-cak'lı cümleyle, hemşehrilerimizin dudaklarına birer parmak bal çalmıştır.
İşsizliğin hüküm sürdüğü, gençlerimizin iş bulma umuduyla başka diyarlara göç etmek zorunda kaldığı; üreticisinden esnafına, on binlerce vatandaşımızın ekonomik sıkıntılar altında ayakta kalmaya çalıştığı, icra dairelerimizin dosyalarla dolup taştığı Zonguldak'ta hala projelerden bahsedebilen bir cumhurbaşkanı profili izlendi. On dört yılı tamamlamak üzere olan bir iktidarın yıllardır dilinden düşürmediği Filyos, tam da tahmin ettiğimiz gibi, 16 Nisan Referandumu öncesinde de, vatandaşımızın gözünü boyamak için karşımıza çıkarıldı. Bu gerçeğe rağmen ise Sayın Cumhurbaşkanı, geçtiğimiz bu 14 yılda şehrimize 14 katrilyonluk yatırım yaptıkları hikayesini anlattı, gitti.
Zonguldak'ın genelinde, bu 14 katrilyonluk yatırımların neler olduğunu bilen tek bir vatandaşımız var mıdır, bunu ciddi anlamda merak ediyoruz.


“CUMHURBAŞKANI SLOGANDAN RAHATSIZ”


İşin daha vahim olan tarafı, Sayın Cumhurbaşkanı, bildik hikayeleri sıralarken, alanda toplanan madencilerin "İşçi alınsın, üretim artsın" sloganını dillendirmeleri, Cumhurbaşkanı'nın da bu slogandan rahatsız olmasıydı.
Rahatsız olmasına gerek olmadığı gibi, madencinin bu haklı ifadesini duyduğunda, Sayın Erdoğan'ın, TTK'nın mutlaka modernize edileceği, üretimin artırılması için bu modernizasyonun şart olduğuna yönelik geçmişte sarf ettiği sözlerini hatırlayarak hicap duyması gerekirdi. Ancak kendisinin unuttuğu, madencinin unutmadığı TTK gerçeğini duyduğunda; “Eleman almakla üretim artmıyor. Biz her şeyi düşünürken, ülkenin menfaatini de düşüneceğiz. Olayı bazı fitne unsurlarının araya girmesiyle slogana dönüştürmeyeceğiz. Hep birlikte ekmek sahibi olacağız. Buraya 3-3 bin 500 işçi alan benim. Bana slogan atmayın, bunu başkalarına yapın.”, şeklinde cevap vermesi bizleri pek de şaşırtmadı. Karşımızdaki yine bildiğimiz tablo vardı. Azarlayıcı, kırıcı ve vatandaşını terslemekten zevk alan, buna rağmen gerçeklerle yüzleşmekten çekinen İktidar...Madencimiz bu toplumun sesi olmuştur o sloganla. Bu memleketin asıl gerçeğinin referandum olmadığını, bir adama saltanat yetkilerinin verilmek istenmesi olmadığını, bu memlekette çözüm bekleyen çok önemli sorunlar olduğunu ve TTK'nın ayakta kalması gerektiğini vurguladı işçimiz.

Bize de yüreğinize, gönlünüze, ağzınıza sağlık demek düşmüştür.


“BELEDİYE BAŞKANINA TEKMİL”


Evet için Zonguldak'ta gerçekleştirdiği miting ile ilgili yerel tarihe geçecek bir diğer önemli detay da, Karadeniz Ereğli Belediyesi'nde görev yapan yüzlerce çalışanın, otobüslere bindirilip zorunlu olarak miting alanın taşınması, miting için görevlendirilen personelin bizzat belediye daire müdürleri tarafından belirlenmesi, mitinge gitmeyi kabul etmeyen insanların isimlerinin listelenerek, bir başka ifadeyle insanların fişlenerek Belediye Başkanına tekmil verildiği iddialarıdır. Bu iddialar başta olmak üzere, bu miting için, Karadeniz Ereğli Belediyesi'nin kaç aracı kullanılmış, kurumun ne kadar parası harcanmış, kaç kişinin emeğinin suistimal edilmesi talimatı verilmişse derhal açıklaması yapılmalıdır. 16 Nisan bir seçim değildir. Ancak buna rağmen ülkenin her yerinde devlet imkanları ve kaynakları Referandum için kullanılmaktadır. Bizler de bu referandum öncesinde siyasi düşünce sahipleriyle değil tam anlamıyla devletimizle yarışmak zorunda bırakılmaktayız. Bu vesileyle de ilçemizde de devletin imkanlarını peşkeş çeken zihniyete, onların üslubuyla, kamuoyu önünde sesleniyorum: 


“KİMİN PARASINI KİME PEŞKEŞ ÇEKİYORSUN?”


"Ey Hüseyin Uysal! Senin memleketinin insanları sefalet içindeyken, işsizlikten, parasızlıktan kırılırken, sen bir miting için 200 araç görevlendirip bu milletin vergileriyle elde edilen paraları nasıl harcıyorsun? Kimin parasını kime peşkeş çekiyorsun? Bu mitinge bu kadar önem vermenin sebebi gerçekten Erdoğan sevgisi mi yoksa yaptığınız hatalardan, kurumda yaşandığı iddia edilen olayların ve bundan doğabilecek sıkıntılardan dolayı başınızın derde girmesinden kaynaklanan korkularınızın dağı aşması mı?
Belediye çalışanlarını isim isim listeleyerek, gitmek istemeyenleri fişleyerek, kurumun kaynaklarını fütursuzca harcayarak yapmış olduğunuz bu icraatlarınızın (!) açıklamasını senden bekliyoruz.