Sivil yönetimden gazetecilere yönelik müdahalelerin olduğunu belirten Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Başkanı Orhan Erinç, Türkiye'nin ve Türk gazeteciliğinin önümüzdeki dönemde de profesyonel sanık olma durumundan kurtulması biraz zor görünüyor dedi.

 

DEVLET SORUMLULUK ÜSTLENMELİ: Anayasal Uzlaşma Komisyonuna katıldım orada ifade özgürlüğü ve gazetecilik ile ilgili bölüme yerel medya için bir vurgulama yapılmasını önerdim. Çünkü hem yerleşme düzeni hem ekonomik farklılıklar nedeniyle yerel medyanın büyük ölçüde özveri ile yayınlanmasına karşı devletin de bir sorumluluk üstlenmesi gerektiğini bir kez daha belirttim.

 

CEZAEVİ İNFAZ KURUMLARI: Cezaevi mahkumlar için suçlu oldukları kanıtlanmış kişiler için cezalarını çekmeleri için konulan yerler, tevkifhane yeri ise duruşmaları süren henüz mahkum olmamış o yüzden de masumiyet karinesine göre suçsuz sayılan kişilerin konulduğu yerdir. Cezaevlerine, ceza infaz kurumu adı veriliyor. Yani tutuklu meslektaşlarımızın da arasında bulunduğu çok sayıda sanık sanki mahkum olmuşlarda cezalarını çekiyorlarmış gibi bir uygulamaya tabi tutuluyor.

 

YENİ GÖZALTILAR İLE KARŞI KARŞIYAYIZ: Tutuklu meslektaşlarımızın sayısı nereye hergün değişiyor hergün yeni gözaltı olayları ile karşılaşıyoruz. Bu görüntü Türkiye'yi ifade özgürlüğü açısından demokratik ülkeler arasında son sıralarda göstermek gibi bir sonucu gündeme getiriyor. İfade özgürlüğünün var olmadığı bir yerde demokrasiden söz etmenin olanaksızlığı da sanıyorum hepimizi de rahatsız ediyor.

 

 

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Konrad Adenauer Vakfı organizasyonu ile Yerel Gazetecilikte Meslek İçi Eğitim semineri İstanbul Nippon Otel'de başladı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Temsilcilerinin yanı sıra İstanbul, Bursa, Kocaeli, Sakarya, Yalova'dan çok sayıda gazetecinin katılımı ile gerçekleştirilen  eğitim semineri saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başladı. Açılış konuşması Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Başkanı Orhan Erinç gerçekleştirdi. Erinç konuşmasının büyük bir bölümünde tutuklu bulunan gazetecilerin durumunu değerlendirdi. İfade özgürlüğü yaşandığına vurgu yapan Erinç şu ifadeleri kullandı:

 

UZLAŞMA KOMİSYONUNDA

YEREL BASIN DİLE GETİRİLDİ

Yerelde haber kaynakları veya haberin muhatabı ile yan yana kalınabiliyor. Yerel medyanın önemi böylelikle daha fazla ortaya çıkıyor. Anayasal Uzlaşma Komisyonuna katıldım orada ifade özgürlüğü ve gazetecilik ile ilgili bölüme yerel medya için bir vurgulama yapılmasını önerdim. Çünkü hem yerleşme düzeni hem ekonomik farklılıklar nedeniyle yerel medyanın büyük ölçüde özveri ile yayınlanmasına karşı devletin de bir sorumluluk üstlenmesi gerektiğini bir kez daha belirttim.

 

MÜDAHALE YAŞIYORUZ

Benim kıdemime yakın veya benden de kıdemli meslektaşlarım var. Ben 2.5 askeri müdahale yaşadım. Gazete dergi ve kitapların suç aleti olarak sayılıyor olmasıydı. O dönemin yayın politikası veya siyasetçilerin komutanların istekleri üzerine gazeteler dergiler plaklar kitaplar boy boy TRT ekranlarında kamuoyuna yansıtılıyor. Gazete, dergi kitap konusunda o dönemki yaklaşımın değişmediğini yeniden geriye döndüğünü görmek gibi bir durumla karşı karşıyayız. Şöyle bir fark olduğunu düşünüyorum o da sivil yönetimden kaynaklanıyor olmalı.

 

BİLGİSAYARLAR SUÇ ALETİ

Yine kitaplar gazeteler hatta meslektaşlarımızın arşivleri eski dönemdeki daktilo makinaları suç aleti olarak alınırdı şimdi bilgisayarlar alınıyor tek fark var bunlar artık televizyonlarda gösterilmiyor. Sivil dönemin yaşanıyor olmasından kaynaklanıyor. Şuanda en önemli sorunumuz tabiî ki ifade özgürlüğünden kaynaklanan ve sonuçta meslektaşlarımızın terörist statüsünde büyük bir bölümünün de tutuklu olarak yargılanmalarına yol açan kimi maddelerin yoruma açık içeriklerinden kaynaklanan uygulamalar.

 

TUTUKLU SAYISI ARTIYOR

Tutuklu meslektaşlarımızın sayısı nereye hergün değişiyor hergün yeni gözaltı olayları ile karşılaşıyoruz. Bu görüntü Türkiye'yi ifade özgürlüğü açısından demokratik ülkeler arasında son sıralarda göstermek gibi bir sonucu gündeme getiriyor. İfade özgürlüğünün var olmadığı bir yerde demokrasiden söz etmenin olanaksızlığı da sanıyorum hepimizi de rahatsız ediyor. Hukukta son dönemde yeni anlayışlarla yeni uygulamalar ile karşı karşıya kalıyoruz.

 

CEZA İNFAZ KURUMU

Örneğin Adalet Bakanlığında Ceza ve Tevkif Evleri Müdürlüğü var bu müdürlüğün logosu amblemi hepiniz tutukluları taşıyan otobüslerde veya minibüslerde görmüşsünüzdür. Cezaevi mahkumlar için suçlu oldukları kanıtlanmış kişiler için cezalarını çekmeleri için konulan yerler tevkifhane yeri ise duruşmaları süren henüz mahkum olmamış o yüzden de masumiyet karinesine göre suçsuz sayılan kişilerin konulduğu yerdir. Adalet Bakanlığının Genel Müdürlüğünün adının böyle olmasına karışık yaptığı açtığı bütün cezaevlerine, ceza infaz kurumu veriyor. Yani tutuklu meslektaşlarımızın da arasında bulunduğu çok sayıda sanık sanki mahkum olmuşlarda cezalarını çekiyorlarmış gibi bir uygulamaya tabi tutuluyor. Bildiğiniz gibi disiplin cezaları ya da hücre cezası mahkum edilen sanıkların hükümlülerin belirli bir süre kalmaları gereken yerler ya da disiplinsizlik yaptıklarında bir uygulama. Ama o durum henüz mahkum olmamış sanık olan ama terörle mücadele yasası kapsamında yargılanan sanıklar için de uygulanır hale dönüştürüldü.

 

PROFESYONEL SANIK

Silivri'de yargılanan meslektaşlarımızın kimileri hücrede kalma gibi bir yasaya uygun ama hukuka aykırı bir uygulama ile karşı karşıya kalıyorlar. Türkiye'de ifade özgürlüğü girmeye çalıştığımız Avrupa Birliği standartlarına yüklemesi nedense siyaset mensuplarını hukuku kendi istedikleri yönde uygulatma konusundaki geleneksel anlayışlarından vazgeçmiyorlar. Bu bakımdan Türkiye'nin ve Türk gazeteciliğinin önümüzdeki dönemde de profesyonel sanık olma durumundan kurtulması biraz zor görünüyor. Ama biz değerli meslektaşlarımızın da katkıları ile Türkiye'de gerçek bir demokrasinin ve ifade özgürlüğünü kullanabilen bir gazeteciliğin olmasını diliyorum.

 

MUNYAR'DAN EKONOMİ DEĞERLENDİRMESİ

Eğitim seminerin ilk oturumuna başkanlığı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Saymanı Gülseren Güver karşılaştı. TGC Başkan Yardımcısı Vahap Munyar, Ekonomi Dünyasındaki Gelişmeler TGC Genel Sekreter Yardımcısı Zafer Atay'da gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Soru cevabın ardından ilk oturum sona erdi. Munyar'ın bütçe görüşmelerinin ardından Türkiye'de ekonomik anlamda çizilen tablonun ne kadar olumlu olduğuna vurgu yaptı.