Umut Vakfı Zonguldak'ta Türkiye'de Bireysel Silahsızlanma ve Şiddet Haberleri konulu bir yerel medya semineri düzenledi. Bir tam gün boyunca devam eden seminerde, konuşmacılar medyada yer alan bazı haberlerden örnekler verirken, mesleğin etik değerlerinin açıkça ve göz göre göre çiğnendiği ortaya serildi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından hazırlanan Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumlulukları Bildirgesindeki maddeler tek tek okunup uygulandığında mesleğin daha kaliteli ellerde toplumsal barış ile kişi hak ve özgürlüklerinin korunmasında daha duyarlı olunma fırsatı yakalanacak. İşte bu bildirgedeki en önemli maddelerden biri: Gazeteci; başta barış, demokrasi ve insan hakları olmak üzere, insanlığın evrensel değerlerini, çok sesliliği, farklılıklara saygıyı savunur. Milliyet, ırk, etnisite, cinsiyet, dil, din, sınıf ve felsefi inanç ayrımcılığı yapmadan tüm ulusların, tüm halkların ve tüm bireylerin haklarını ve saygınlığını tanır. İnsanlar, topluluklar ve uluslar arasında nefreti, düşmanlığı körükleyici yayından kaçınır. Bir ulusun, bir topluluğun ve bireylerin kültürel değerlerini ve inançlarını (veya inançsızlığını) doğrudan saldırı  konusu yapamaz. Gazeteci; her türden şiddeti haklı gösterici, özendirici ve kışkırtan yayın yapamaz.

TGC'nin bildirgesinden örnekleri Dr. Recep Yaşar seminere katılanlara örneklemelerle anlattı.

 

KADIN ÖRGÜTLERİNE ÇAĞRI

 

Seminerde konuşmacılar bu vurgu üzerinde yoğunlaşırken, kadına şiddet ise gündemi sürekli zorladı ve öne çıktı. Konuşmacılardan Av. Filiz Kerestecioğlu kadın örgütlerine çağrı yaparken önümüzdeki süreçte yapılacak yasa değişikliği ile ilgili kadın örgütlerinin kamuoyu oluşturmada seslerini çıkarmaları gerektiğini ifade etti.

 

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ADI DEĞİŞSİN

 

Avukat Fikret İlkiz de, yaptığı çarpıcı analizlerin birinde basın özgürlüğü ifadesinin adını değiştirmeyi önerdi. İlkiz'in önerisi ise şu: Halkın Haber Alma Hakkı.

 

GÜRÜLTÜDEN ZEVK ALANLAR

 

Karaelmas Gazeteciler Derneği'nin önceki başkanlarından Atilla Öksüz de, hazırladığı 5 dakikalık video gösterisinde bir bayram günü silah atarak bayram kutlaması yapanları gündeme taşıdı.

 

EMPATİ YAPALIM

 

Usta gazeteci Nail Güreli de kapanış konuşmasında, mesleki örgütlerdeki bölünmüşlüne vurgu yaptı. Güreli, Bizi birbirimizle uğraşmayı bırakıp, mesleğimizin sorunlarıyla uğraşalım. Birbirimize empati yaparak hoşgörü içinde yaklaşalım ve mesleki dayanışma içinde olalım dedi.

 

Toplumun kanayan yaralarının başında gelen şiddeti ele alan  seminerle ilgili son haberi yaparken Umut Vakfı'nın Kurucu Başkanı Nazire Dedeman'ın şu sözlerini bir kenara yazalım:

 

BİR TÜR HİKAYE ANLATICILARI

 

Yaşama hakkı ihlallerinin en uç noktası şiddet uygulayarak kişinin hayatına sor verilmesidir. Şiddetin en uç noktası ise bireysel silahlanmadır. Silahlanma konusunda Türkiye 178 ülke arasında 14. sırada. Son on yılda ise  ateşli silahlarla işlenen suçlarda yüzde 83 artış yaşanmıştır.

Siz gazetecilere bu konuda çok önemli sorumluluk ve görev düşüyor. Belki de en fazla okunan, dikkat edilen şiddet haberleri gündelik yaşamın bir parçası olarak, medya izleyicisine yaşamsal tecrübeler, insan hikayeleri anlatıyor. Peki bu haberlerin ve olayların tanıkları olan gazeteci arkadaşlarımız, bir tür hikaye anlatıcısı olarak, toplumsal kanaat ve davranışları şekillendirdiklerinin farkında mıdırlar? Gazeteciler, tanık oldukları olayları aktarırken, taşıdıkları sorumluğun bilincinde midirler