Mumcu, Öğrenci çatışmalarında hem sağcı hem de solcu gençlerin eline silah verenlerin devlet görevlileri olduğunu, silah ve uyuşturucu kaçakçıları ile terör olayları arasındaki bağlantıları ortaya çıkartmış, halkın dikkatine sunmuş, bu nedenle karanlık çevrelerin hedefi haline gelmiştir.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu’nun katledilişinin 28. yılında bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Yaşadığımız ülkede yıllardır gazetecilere, bilim insanlarına, sendikacılara, aydınlara, öğrencilere karşı düzenlenen saldırıların tek bir amacı var: Halkın gerçekleri öğrenmesini engellemek ve topluma korku salmak. Halkın vicdanı olan Uğur Mumcu bu saldırıları organize edenlerin karanlık ilişkilerini afişe ettiği için öldürüldü” denildi. Açıklamada şu görüşler yer aldı:  

“Bu yıl Uğur Mumcu’nun katledilişinin 28. yılındayız. Uğur Mumcu’yu her yıl 24 Ocak’ta “Gazeteci Olmak, Gazeteci Kalmak” etkinliklerinde dostlarıyla, çalışma arkadaşlarıyla, şiirlerle ve türkülerle anardık. Ne yazık ki, Covid 19 salgını nedeniyle bu yıl etkinliğimizi gerçekleştiremiyoruz. Her yıl Ocak ayı geldiğinde polis şiddetine kurban giden Metin Göktepe’yi, ırkçı kurşunlara hedef olan Hrant Dink’i ve profesyonelce düzenlenmiş bombalı suikastta can veren Uğur Mumcu’yu anıyoruz. Abdi İpekçi’yi de 1 Şubat’ta anacağız. Bu ülkede yıllardır gazetecilere, bilim insanlarına, sendikacılara, aydınlara, öğrencilere karşı düzenlenen saldırılar ve katliamların tek bir amacı var: Halkın gerçekleri öğrenmesini, olup biteni sorgulamasını engellemek ve topluma korku salmak.  Halkın vicdanı olan Uğur Mumcu bu saldırıları organize edenlerin karanlık ilişkilerini gazeteci olarak afişe etmiştir.  

UĞUR MUMCU HALKI BİLGİLENDİRDİĞİ İÇİN ÖLDÜRÜLDÜ

Uğur Mumcu topluma sol-sağ çatışması olarak sunulan olayların ardında derin devletin bulunduğunu ortaya koymuştur. Öğrenci çatışmalarında hem sağcı hem de solcu gençlerin eline silah verenlerin devlet görevlileri olduğunu, silah ve uyuşturucu kaçakçıları ile terör olayları arasındaki bağlantıları ortaya çıkartmış, halkın dikkatine sunmuş, bu nedenle karanlık çevrelerin hedefi haline gelmiştir. Araştırmacı gazeteci olarak yaşadığı çağa tanıklık etmiş, halkı bilgilendirme görevini cesurca yerine getirdiği için öldürülmüştür. Uğur Mumcu’yu öldüren bombayı koyanları yönlendiren karanlık odakların kimler olduğu ise hala ortaya çıkarılamamıştır.  

Cinayetten sonra yaşanan bir olayı hatırlatmak istiyoruz: 1993 yılının yaz aylarında Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu’yu ziyaret eder. Mumcu’nun avukatı M. Emin Değer’in de bulunduğu konuşma sırasında, Güldal Mumcu’nun ‘Bu olayların ortaya çıkmasını engelleyen bir duvar oluşuyor…’ demesi üzerine Mehmet Ağar  ‘Evet, soruşturmayı engelleyen bir duvar var…’ der. Güldal Mumcu da  ‘Bir tuğla çekin o zaman, gerçekler ortaya çıksın…’ dediğinde  ‘Bir tuğla çekersem, duvar yıkılır…’ yanıtını alır.

GAZETECİLERE SALDIRANLARI YÖNLENDİRENLERİN BULUNMASINI HALA BEKLİYORUZ

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Basın Müzesinde son 100  yıl içinde bu tür saldırılarda can vermiş 66 gazetecinin fotoğrafları bulunuyor.  28 yıl sonra bugün de gazetecilere yapılan saldırıların, ülkeyi yönetenlerce hâlâ olağan şiddet olaylarından kabul edildiğini görüyoruz. Saldırıları gerçekleştirenlere karşı cezasızlık uygulaması sürüyor. Basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünün, halkın haber alma, gerçekleri öğrenme ve bilgilenme hakkının önündeki duvarların yıkılmasını, gazetecilere yönelik saldırıların, gerçek azmettiricilerinin bulunmasını hala bekliyoruz. Uğur Mumcu’yu ölümünün 28. yılında sevgi ve saygıyla anıyoruz.”

BASIN KONSEYİ’NİN AÇIKLAMASI

Türk basınında araştırmacı gazeteciliğinin usta ismi gazeteci- yazar Uğur Mumcu’yu, karanlık güçler tarafından katledilişinin 28’inci yıldönümünde saygıyla anıyoruz.

Uğur Mumcu, Türk basının en cesur kalemlerindendi. Yolsuzlukların, haksızlıkların, Cumhuriyet ve aydınlanma karşıtı tüm odakların üzerine korkmadan gitti. Yayımladığı araştırma dosyaları, köşe yazıları ve kitaplarıyla, gerçekleri halka ulaştırdı. Gerçeğin halka iletilmesinden, hakikatlerin bilinmesinden korkanlar ona kıydılar.

Uğur Mumcu gazeteci ve yazarlığının yanında, Cumhuriyetin kurucu ilkelerinin ve aydınlanmanın yılmaz savunucusuydu.

Karanlık ve derinlerde çalışan odakların hedefi olan Uğur Mumcu, Ankara’da evinin önünde 24 Ocak 1993 günü otomobiline binerken hain bir elin yerleştirdiği bombanın infilak ettirilmesi sonucu katledildi. Aradan geçen 28 yılda ne yazık ki bu suikastın planlayıcıları, azmettiricileri, bombayı koyan tetikçileri ortaya çıkarılamadı. Bu ayıp maalesef hala devam ediyor.

Meslektaşları ve bu ülkenin aydınları olarak Uğur Mumcu’yu aramızdan koparılışının yıldönümünde saygı, sevgi ve özlemle anıyor; onun araştırmacı gazeteciliğini devam ettiren genç meslektaşlarının çabalarının varlığı ile teselli buluyoruz.

 Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş,

“Uğur Mumcu, Cumhuriyetin, Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucusuydu. Hayatı boyunca savunduğu değerlerden ödün vermedi. Bütün yaşamını gerçekleri araştırmaya adadı ve halkı doğru bilgilendirmek için hiçbir tehdit ve baskıya boyun eğmedi. Cesur ve kararlı tavrından bir an bile taviz vermeyen Uğur Mumcu, yaşamı, ilkeleri ve onurlu duruşu ile her zaman örnek alınacak bir aydın oldu. Adalet ve demokrasiye olan inancını asla yitirmedi ve tüm mücadelesini bu inancı üzerinde kurdu. Türkiye’deki araştırmacı gazeteciliğin en iyi temsilcilerinden biri olan Uğur Mumcu, savunduğu fikirlerden hiç bir zaman tereddüt etmedi, geri adım atmadı..

Yaşamını halkın aydınlanmasına adayan, demokratik ve tam bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti için mücadele eden Uğur Mumcu’nun en büyük mirası, geleceğe ışık tutacak olan eserleridir. Uğur Mumcu, mesleğine duyduğu saygı, vatanına ve milletine duyduğu sevgi ile her zaman örnek alınacak ve hatırlanacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle; gerçeklerin üzerine cesaretle giden araştırmacı-gazeteci Uğur Mumcu’yu,  hain bir pusuda kaybedişimizin 28´inci yılında saygı ve özlemle anıyorum”