Milli casus İhsan Akmandan oluşan bir heyet bahriye kıyafetleri giydirilmiş kürekçilerin bulunduğu 6 tallama bir sandala Fransız gemisine giderler. 

Bugün yaşamaktan büyük mutluluk duyduğumuz Karadeniz Ereğli’mizin düşman işgalinden kurtuluşunun 99. Yıldönümü. Böylesine önemli bir onurlu tarihe sahip Ereğli’mizde, sizlere bugünün anısına yine emek verilen hazırlanmış bir kurtuluş öyküsünü, Atılay Durmaz Demiroğlu’nun kaleminden sunuyoruz.

 8 Haziran 1920 de Fransız kuvvetleri tarafından işgal edilmeye başlanan  Kdz  Ereğli’nin  işgal öyküsünün başlangıcı Fransızları yaptıkları antlaşmaları kuvvetli oldukları  anlarda lehlerine tek taraflı olarak bozmalarını göstermesi bakımından ibret vericidir, ve ders alınması gerekir. Günümüzde de olan ve gelişen çeşitli siyasi olaylarda takip etmekte oldukları politikaların hiç değişmeden aleyhimize nasıl yürütüldüğünü görüyoruz.  1920 Haziranında gelişen işgal olayı bugünlere ışık tutması bakımından çok önemlidir.

Ereğli’nin işgal edilme sebepleri ekonomik stratejik ve politik olmak üzere çok çeşitlidir. Bunlardan birinin öyküsünü çok kısa bir şekilde özetleyerek Fransızların politik tutarsızlığını vurgulamak istiyorum.

1.Dünya savaşında Almanlara karşı savaşan ve büyük başarılar kazanarak Legiyond  Honneor   nişanı ile onurlandırılarak ödüllendirilen Fransızların meşhur MESNİL  taburu,  zamanın en gelişmiş silahlarıyla donatılarak , Çukurova ve Güney Anadolu’nun işgalini tamamlamak amacıyla Pozantıya yerleştirilmiş, kendi savunması için her tedbiri alarak işgal hareketine başlatmıştı. Fransızların kesin silah ve vurucu güç üstünlüğü vardı. Karşılarında ise vatanlarını savunmaktan başka bir düşüncesi olmayan Türk Kuvayı Milliye’si bulunuyordu. İşte bu korkusuz kahraman Türk evlatları, Fransızların yenilenmez gözüyle baktıkları MESNİL  Taburunun tüm ağırlıkları ve personeli ile birlikte bir gece baskısını sonucu teslim aldı   28 Mayıs 1920.

Fransızlar mütareke yapmak zorunda kaldılar, yeni kurulan  B.M.Meclisi’nin yolu görüldü. Fransızların Osmanlı hükümeti   yerine T.B.M.M. ile görüşme talebi, müttefik güçlerin  başını çeken İngiltere hükümetini çok kızdırdı, Fransızları şiddetle protesto ettiler. Fakat Fransızlar meşhur MESNİL taburunu kurtarmak için 30 Mayıs 1920 tarihinde başlayan 20 günlük bir ateşkes ilan etmek zorunda kaldılar. Bu ateşkes Fransızların tüm Anadolu’daki işgal güçleri için geçerliydi.

Fransızlar yaptıkları bu ateşkes ilanı ve T.B.M.M. ile görüşmeleri yüzünden İngiltere’den çok büyük tepkiler gördüler. Müttefiklerine ve bilhassa  İngiltere’ye yaranmak için çareler arayan Fransa bir yıldır sudan sebeplerle işgali altında bulundurduğu Zonguldak’taki  işgal güçlerinden 400 kişilik bir grubu bir nakliye ve bir  savaş gemisi eşliğinde  Kdz. Ereğli’ye gönderdiler. Önce bir tercüman ve bir subayı karaya çıkararak Kaymakam Necati Bey ile görüştüler zorluk çıkarılmamasını civarda meydana geldiğini ileri sürdükleri eşkiyalık ve korsanlık olaylarından dolayı karaya asker çıkartacaklarını ve Osmanlıyı güya koruyacaklarını bildirirler. Kaymakam Necati Bey bu istekleri münasip bir dil ile reddetti ve durumu Ereğli’de kurulu bulunan Müdafaa-ı Hukuk Cemiyetine bildirdi.  Bu arada Fransız savaş gemisinden liman reisliğine bayrakla görüşme talebinde bulunurlar.  Belediye Başkanı Akmanoğlu Raşit Bey Başkanlığında Müdafaa-ı Hukuk Cemiyeti Başkanı Nimet Hoca, Liman Reisi Nazmi Bey, Belediye Meclis Azası Hacı Eşref Efendi ve Hacı Musa ile liman görevlisi  Milli casus İhsan Akmandan oluşan bir heyet bahriye kıyafetleri giydirilmiş kürekçilerin bulunduğu  6 tallama bir sandala Fransız gemisine giderler.  Lumbarağzındaki sancak selamından sonra heyetimiz Fransız Amiral tarafından soğuk bir şekilde karşılanır. Görüşmeler Nimet Hocanın akıcı Fransızcası ile 2 saat kadar devam eder. Fransızlar karaya asker çıkartmaya kararlıdır. Koruma bahanesiyle kömür nakliyatında  sağlandığı Karadeniz in en önemli limanına sahip olmak istemektedirler.  Heyetimizin çabaları boşunadır. Nimet Hoca ayağa kalkar ve son sözünü söyler. ’’Burada topumuz tüfeğimiz yok ama karaya çıkarsanız sizinle mücadelemiz ölünceye kadar olur.’’

Gemiden ayrılan Müdafaa i Hukuk Heyeti peşlerine takılan ahali ile birlikte topluca postaneye giderek yeni kurulmuş olan B.M. Meclisine şu telgrafı çekerler.

ANKARA B.M.M RİYASETİNE

Bir Fransız gambot refakatinde nakil gemisiyle asker dolu alarak limana girmiştir. 400 neferle şehri işgal edeceklerini mahallin Kaymakamlığına haber vermiş ve bir mangasını karaya ihraç ettikleri ve bu babda lazım gelen tedbirin beyan buyrulması maruzdur.  8 Haziran 1336

                            Ereğli Müdafaa-i Hukuk Heyeti.

Heyetimiz bir taraftan halka alınacak tedbirleri anlatmaya çalışırken,  diğer tarafta ilçedeki az sayıdaki askeri güç hazır hale getirilir.  Aradan birkaç saat geçmiştir ki, büyük moral kaynağı olacak cevabi telgraf Ankara’dan gelir.

EREĞLİ MÜDAFAA-İ HUKUK HEYETİNE

Fransızların Ereğli’ye yapmaya başladıkları ihraç hareketlerine tarafımızdan derhal tedabir ittihaz edilecektir. Bu tedabir (Akıllı tedbirler) tesirini gösterinceye kadar, kaza dahilindeki Kuvayı Milliye ile müsellehan (Silahlı mücadele) mukavemet gösterilmesi lazımdır. 8 Haziran 1336

                            B.M.M. Reisi Mustafa Kemal

Mustafa Kemal Paşadan gelen bu telgraf ilçeye büyük moral kaynağı olur. Hatta halk arasında Mustafa Kemal Paşa 5 bin askeriyle Ereğli’ye geliyormuş söylentileri yayılır. Oysaki o yıllarda böyle bir gücün kısa zamanda sevkiyatı mümkün değildir.

O sıralarda civarda bulunda eski Ereğli Kaymakamı Bolu milletvekilli Tunalı Hilmi beyde topladığı 60 kişilik bir kuvvetle Ereğli’ye gelir ve Kurtuluş gününe kadar Ereğli’de kalarak Ankara ile irtibatı sağlar ve sonradan B.M. Meclisinde yaptığı konuşmalarla İstiklal Savaşı tarihimize not düşer.

Ereğli’den 200 kişilik gönüllü milis kuvvet toplanır ve Emekli Yzb. İzzet Dura Bey komutasında harekete katılır.  Kastamonu Mıntıka komutanı Alb. Osman beyden aldığı emirle Devrekli Muharrem ve 32 kişilik süvari birliği Ereğli’ye yetişir ve 9 Haziranda kestaneci sırtlarından Kale Tepeye hücum eden  Fransız kuvvetlerin başındaki süvari Yüzbaşıyı atının üzerinde vurarak deviren Devrekli  Muharrem çetesinden Halil (Dikren) Ağa ile ilk kurşunu atmış olur. Neye uğradığını şaşıran Fransızlarla amansız bir çatışma başlar ve akşam karanlığına kadar devam eder.  Pabucun pahalı olduğunu anlayan Fransızlar donanmalarına haber vererek 10 Haziran günü Ereğli’yi ve Türk mevzilerini bombalatırlar. Zayiat vermemek için geri çekilen milis kuvvetleri geride hat tutarken Ereğli halkı yakın köylere çekilir. Kaymakamlık Ören Köyüne nakledilir.

Ankara Hükümetinin verdiği emirle Kefken de bulunan İpsiz Recep kuvvetleri de Ereğli’ye gelerek Gülüç Irmağı ile Göztepe arasında mevzilenerek o bölgeden yapılacak ikinci bir çıkartmaya karşı tedbir alırlar.  

10 gün süren her günü çeşitli olay ve kahramanlıklarla geçen bir vatan müdafası yapılmıştır. Devlet hastanesi Fransızların komuta merkezi ve ağır makinalı tüfek yuvası olarak kullanılmıştır. Her şeye rağmen ağır zayiat veren Fransızlar 15 Haziran da denizden takviye kuvvetler ve ağır silahlar çıkartarak güçlerini artırmışlarsa da, Mustafa Kemal Paşanın verdiği emirle kolordu  komutanı Rafet Bey, Çerkes’te bulunan kuvvetleriyle Ereğli’ye doğru  harekete geçmiş,  diğer taraftan Yzb. Cevat Rıfat Bey komutasında Bartın’dan hareket eden mızraklı süvari birliği Ereğli’ye varmak üzeredir. Bütün bu gelişmelerden haberdar olan Fransızlar 17 Haziran günü çekilme kararı vererek Kaletepe ve civarındaki malzemelerini geri çekip gemiye taşımaya başlarlar.

Resmi kayıtlara göre Fransızlar 1’i subay olmak üzere 56 ölü 37 yaralı, ikisi subay 4 çavuş 30’u er olmak üzere 36 esir vermişlerdir.

Fransızlar çekilme hareketine devam ederken son gün 18 Haziran yapılan saldırılarda külliyetli miktarda malzeme bırakarak gemilerine binerek geldikleri gibi gitmişlerdir.

Bu hadiseden 7 ay sonra ALEMDAR olayı ile gündeme gelen Ereğli Milli Mücadele tarihimizin bilhassa deniz cephesinde büyük ve silinmez izler bırakmıştır.

Bu mücadeledeki kahraman şehit ve gazilerimizi minnet ve şükran duyguları ile anıyor hepsine Allahtan rahmet diliyorum.