Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Yönetim Kurulu’nun, son günlerde bazı siyasi kişilerin söylemleri ile bazı basın  kuruluşlarında yer alan Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ile sendikalarına yönelik saldırılara cevabı sert oldu. Açıklamada: “Zonguldak, Bartın, Karabük ve bölge halkımız ile birlikte bizler maden işçileri olarak her türlü saldırıya, her türlü kirli emele, her türlü samimiyetsizliğe ve sahte söylemlere, her türlü art niyetli girişimlere rağmen 1848 yılından bugüne kadar ayaktayız. Halkımızın çıkarları, gençlerimize istihdam olanaklarının oluşturulması, kurumlarımızın gelişerek ülkemize ve milletimize daha iyi hizmet edebilmesi için bölge halkı ve maden işçilerimizin omuz omuza, kararlı mücadelesinin öncüsü olmaya devam edeceğiz” denildi.

Açıklama şöyle:

“Son günlerde, iki yüzyıla yaklaşan tecrübesiyle ülkemiz madencilik sektörünün öncüsü olan Türkiye Taşkömürü Kurumu’na  (TTK) yönelik, haksız, yanlış ve hadsiz açıklama ve haberler nedeniyle aşağıdaki açıklamayı yapma gereği doğmuştur.

TTK; 1829 yılında ülkemizde Zonguldak bölgesinde taşkömürünün bulunması ve 1848 yılında üretilmeye başlanmasıyla kurulmuş, 173 yıllık tarihiyle birlikte Türkiye’de yeraltı maden üretimindeki teknik deneyimi ve üretim tecrübesiyle ülkemiz kalkınmasının ve sanayileşmesinin lokomotif kurumlarından biri olmuştur. Taşkömürü üretiminin başlamasıyla hayat bulan Zonguldak, bağrından Bartın ve Karabük illerini çıkaracak kadar büyümüştür.

Yine Zonguldak; taşkömürü üretimi ve bu nedenle bölgeye kurulan Erdemir ve Kardemir başta olmak üzere sanayi kuruluşları ile birlikte ülkemiz sanayisinin gelişmesi ve milletimizin muasır medeniyetler seviyesine ulaşabilmesi için halkıyla birlikte öncü olmuş, büyük fedakarlıklar göstermiş, ülkesi ve milleti için ağır bedeller ödemiş bir ilimizdir.

Bugün dünyada yaşanan savaşların-çatışmaların temeli enerji kaynaklarıdır. Enerji kaynaklarına sahip olan veya bu kaynakları kontrol edebilen ülkeler, dünyanın geleceğine yön verebilecek güce de sahip olacaklardır.

Dünyada 150 yıl daha kullanılabilecek en uzun ömürlü enerji kaynağı ise kömürdür ve gelecekte de kömürden elde edilen enerji, tüm enerji kaynakları içindeki önemini koruyacaktır.

Coğrafyamızda; Akdeniz’den Karadeniz’e, Ortadoğu’dan Suriye-Irak’a, Mısır’a kadar yaşanan siyasi veya sıcak çatışmaların nedeninin enerji kaynakları olduğu tüm bilimsel ve siyasal çevrelerce ortaya konmuştur ve bu gerçekler ışığında başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere ülkemizi yönetenler yerli ve milli kaynakların üreminin önemine vurgu yapmaktadırlar.

Fakat bu gerçeklerin farkında olmayan ve tarihimizi de yeterince bilmedikleri anlaşılan özellikle mevcut siyasi iktidarın bir kısım siyasi çevresi ile bir takım kendine gazeteci süsü vermiş şahıslar, Sayın Cumhurbaşkanımızın Zonguldak’a ziyareti öncesi ısrarla TTK’ nın özelleştirilmesi gerektiği yönünde açıklamalar yapmaktadırlar.

Seçimle gelmiş bazı siyasiler, seçim döneminde gittikleri her yerde, bulundukları her ortamda, TTK’ya işçi alınması yönündeki temennilerini açıkça ve çok kez ifade etmişlerdir. Ancak bu belediye başkanı ve bazı siyasiler, bugün ise TTK’ nın özelleştirilmesinin gerektiğini ısrarla dile getiriyorlar.

Bir belde belediye başkanı; bir yandan TTK’nın özelleştirilmesi gerektiğini söylerken, diğer yandan ölüm çukurlarına dönüşmüş olan, yasadışı ve bölgemizin kanayan yarası olan kaçak ocakların engellenmek yerine desteklenmesi gerektiğini, hatta o ocaklara mühendis gönderilmesi gerektiğini söyleyebilecek kadar akıl ve izandan uzaklaşabiliyor.

Bu belediye başkanı ve bazı siyasilere sormak isteriz, siz bugüne kadar bu bölgede ne kadar istihdam alanı açtınız? Bu bölgenin hayat nedeni ve halen en büyük istihdam alanı olan TTK’ya dil uzatma cüretini nasıl gösterebiliyorsunuz? Eğer samimiyseniz neden seçim dönemlerinde de şimdiki söylemlerinizi dile getirmediniz?  Bu tutum siyasi ahlakla ne derece bağdaşır? Seçim dönemlerinde partinizin siyasi geleceğine hizmet ediyor iseniz, bugün hangi rant çevrelerine hizmet edebilmek için söylemlerinizi değiştirdiniz?

Yakın geçmişte de ne yazık ki benzer olaylar yaşanmıştır. Halkımızdan değil ama TTK başta olmak üzere bölgemizin değerleri üzerinden rant elde etmeye çalışan bir takım çevrelere şirin gözükerek destek arayışına giren ve TTK hakkında olumsuz ve bir takım talihsiz açıklamalar yapan siyasilere rağmen Sendikamızın maden işçilerimizle birlikte verdiği yoğun çaba ve TÜRK-İŞ Genel Başkanımız Sayın Ergün Atalay’ın büyük desteği ile Sayın Cumhurbaşkanımızın 1500 işçi sözü verdiği Zonguldak ziyaretinde, o talihsiz açıklamaları yapan siyasilerin Sayın Cumhurbaşkanımız ile yan yana fotoğraf çektirme yarışına girdiklerini de unutmuş değiliz.

O siyasilerin elbette bugünkü talihsiz açıklamalarını unutmayacak, günü geldiğinde hatırlatacağız.

Unutulmamalıdır ki ülkemizin ve bölgemizin en önemli değerlerinin başında gelen TTK ile ilgili geçmişte talihsiz açıklamalarda bulunanlar siyaset sahnesinden silinip gitmiştir.

Ne yazık ki kendilerine gazeteci süsü veren ama belirli kişilerin ve ticari çıkarcıların değirmenine su taşıyan bazı şahısların, halkın bilgi edinme hakkı gibi önemli bir görevi yerine getiren basın-yayın araçlarını da kullanarak Sendikamıza ve onun yöneticilerine yönelik karalayıcı, haber gölgesi altında TTK’ya yönelik saldırılarını da görmekteyiz. Elbette kimlere, hangi zihniyetlere hizmet ettikleri açık olan bu şahısların hırslarının, ihtiraslarının ve hadsizliklerinin bir bedeli olarak kısa zamanda silinip gideceklerinden de hiç şüphemiz yoktur. Çünkü hırs ve ihtiraslarıyla hadlerini aşarak, maden işçisine ve onların kurumlarına haksızca saldıranların yüzü gülmez.

Zonguldak, Bartın, Karabük ve bölge halkımız ile birlikte bizler maden işçileri olarak her türlü saldırıya, her türlü kirli emele, her türlü samimiyetsizliğe ve sahte söylemlere, her türlü art niyetli girişimlere rağmen 1848 yılından bugüne kadar ayaktayız. Halkımızın çıkarları, gençlerimize istihdam olanaklarının oluşturulması, kurumlarımızın gelişerek ülkemize ve milletimize daha iyi hizmet edebilmesi için bölge halkı ve maden işçilerimizin omuz omuza, kararlı mücadelesinin öncüsü olmaya devam edeceğiz.

Biz Genel Maden İşçileri Sendikası olarak örgütlü olduğumuz kurumların ve ülkemizin gerçeklerini biliyor, tüm taleplerimizi ve önerilerimizi bu gerçekler ışığında kamuoyuna açıklıyor, siyasi ve bürokratik idare ile paylaşıyoruz.  Biz her zaman olduğu gibi, kurumlarımızın, halkımızın ve üyelerimizin haklarını korumak ve geliştirmek adına her şart altında mücadeleye hazırız ve mücadelede kararlıyız.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”