GENEL MADEN İŞÇİLERİ SENDİKASI EMEĞE SAYGI MİTİNGİ DÜZENLEYECEK TTK İŞYERLERİNDE BİLDİRİ OKUNDU

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genişletilmiş Başkanlar Kurulu, olağanüstü toplanarak 7 Ocak 2013 tarihinde Kozlu'da taşeron şirketin çalıştığı sahada meydana gelen ve 8 madencinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan kazayı değerlendirdi.

Genişletilmiş Başkanlar Kurulu'nun 27 Ocak 2013 tarihinde Emeğe Saygı mitingi düzenlemeye karar vermesinin ardından Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) bağlı işyerlerinde 3 vardiyada bir bildiri okundu.
İş yerlerinde GMİS'e bağlı şubelerin başkan ve yönetim kurulu üyeleri tarafından okunan bildiride Biz güzel ölümler istemiyoruz. Biz sağlıklı koşullarda çalışmak, üretmek ve sağlıklı yaşamak istiyoruz. Taşeron uygulamasına kesinlikle izin vermeyeceğiz.Artık yeter diyoruz ve insana saygı istiyoruz. Biz 164 yıldır buradayız. Biz her zaman; birbirimize, işimize, aşımıza, Zonguldak'a ve ülkemize, milletimize sahip çıktık.100 yıllık kömürümüz yer altında bizi bekliyor. Sendikanıza güvenmeye devam ediniz, bizden işaret bekleyiniz denildi. Bildirinin okunması sırasında maden işçileri Madenci feneri sönmeyecek sloganı attı.

Bildiri şöyle;
Genel Maden İşçileri Sendikamızın Genişletilmiş Başkanlar Kurulu, Genel Başkanımız Eyüp Alabaş başkanlığında 14 Ocak 2013 tarihinde olağanüstü toplanarak son gelişmeleri değerlendirdi ve bu basın bildirisinin, bugün tüm işyerlerinde ve her vardiyada okunması kararını aldı.
Öncelikle 7 Ocak 2013 tarihinde Kozlu'da hayatını kaybeden8 şehidimize Allah'tan rahmet, ailelerine, yakınlarına ve tüm madencilik camiamıza başsağlığı ve sabır diliyoruz.
Bu vesileyle, Karadon'da taşeron şirketin çalıştığı sahada,17 Mayıs 2010 tarihinde meydana gelen grizu faciasında hayatlarını kaybeden arkadaşlarımızı ve tüm maden şehitlerimizi, sevgi, saygı ve rahmetle anıyoruz.

İŞ KAZASI DEĞİL, İŞ CİNAYETİ
Biz Genel Maden İşçileri Sendikası olarak Kozlu'da yaşanan son olayı, bir kaza değil, bir İŞ CİNAYETİ olarak tanımladık.
Çünkü biz, TAŞERON'a iş verilmesi gündeme geldiğinde buna şiddetle karşı çıktık.15 Nisan 2004 tarihinde yaptığımız basın açıklamasında, teknik olarak ne gibi eksikliklerle karşılaşılacağını tek tek sıraladık ve taşeron uygulamalarının Havza tarihinde görülmedik kazalara sebebiyet verebileceğini söyledik. Ancak uyarılarımızı dinlemediler.
Kozlu'daki örnek uygulama başarısız olmasına rağmen Karadon'da da taşerona iş verdiler. Karadon'daki arkadaşlarımız eylem yaptı. Yaklaşık 1 ay taşeron ocağa sokulmadı. Sonra Vali ve emniyet kuvvetleri devreye girdi ve19 Temmuz 2005 tarihinde Karadon'da taşeron çalışmaya başladı.
17 Mayıs 2010 tarihinde Karadon'daki grizu faciası yaşandı. Benzeri görülmeyen bu olaydan sonra, yeraltında taşeron uygulamalarına son verilmesini istedik. Kâr anlayışına öncelik veren bu uygulamanın, iş güvenliği önlemlerini ihmal ettiğini vurguladık.
Kaza sonrasında Kozlu ve Üzülmez'de taşeron şirkette çalışan arkadaşlarımız eylem yaptılar, basın açıklaması yaptılar, iş güvenliği önlemlerine dikkat çektiler.
Daha sonra 2011 yılı Sayıştay Raporu'nda, Kozlu'da yapılan incelemelerde iş güvenliği önlemlerinin ve çalışma koşullarının yeterli olmadığı, kaza olmamasının büyük bir tesadüf olduğu uyarısına yer verildi.
Bütün bu gelişmelere rağmen Kozlu'da taşeron şirketin çalışmasına izin verildi ve bu kaza yaşandı.
İşte bunun için biz İŞ CİNAYETİ dedik. Ne yazık ki Sayıştay Raporunu biz de olaydan sonra öğrendik.

BİZ, SAĞLIKLI KOŞULLARDA ÜRETMEK İSTİYORUZ
Can her şeyden kıymetli. Önce can güvenliğimizi sağlamak zorundayız.
Eğer en küçük bir tereddüdünüz varsa kendinizi güvenceye alacaksınız. Sendika olarak bize düşen her türlü sorumluluğu üzerimize almaya hazırız.
Biz güzel ölümler istemiyoruz. Biz, sağlıklı koşullarda çalışmak, üretmek ve sağlıklı yaşamak istiyoruz.
Taşeron uygulamasına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Artık yeter diyoruz ve insana saygı istiyoruz.

TAŞERON DEMEK, ÖLÜM DEMEK
Türkiye'nin dört bir yanında yaşanan iş kazalarının hemen hemen hepsinin altından taşeron şirketler çıkıyor.
Taşeron demek, ölüm demek oldu.
Taşeron demek, ucuz işgücü demek,
Taşeron demek, üretim zorlaması demek,
Taşeron demek, 10-12 saat çalışmak demek, kölelik demek,
Taşeron demek, sigorta primlerinin eksik yatırılması demek,
Taşeron demek, iş güvenliği önlemlerinin ihmal edilmesi demek,
Taşeron demek, maaşını ne zaman alacağını bilememek demek,
Taşeron demek, iş güvencesi olmamak demek,
Taşeron demek, kıdem tazminatının olmaması demek,
Taşeron demek, sendikasız olmak demek…
Biz bu çağdışı uygulamanın artık son bulmasını istiyoruz.
Biz 164 yıllık üretim kültürüne sahip Zonguldak madencileri olarak bu yanlışa izin vermeyeceğiz.

ÇALIŞMA BARIŞINI BOZMAYA ÇALIŞIYORLAR
Bugün bize, aynı işi yaptığımız halde farklı ücret uygulayarak çalışma barışını bozmaya çalışanlar, yeni işçi alımı söz konusu olduğunda da çok daha düşük ücret teklifi yaptılar.
Taşeron şirketlerde olduğu gibi, üretim zorlamasına sebep olacak uygulamalarla maaşın artabileceğini söylediler.
Yaptığımız tartışmalarda, bu uygulamanın verimliliği artırmayacağını, kazaları artıracağını ve çalışma barışını bozarak verimsizliğe sebep olacağını anlattık.
Çalışma barışını bozabilmek için her yolu deniyorlar. Bu kez yeni bir genelgeyle icralık arkadaşlarımızı hedef alıyorlar. Yasalara ve Toplu İş Sözleşmesi hukukuna aykırı olan bu genelgenin, Kozlu'daki kazada hayatını kaybeden arkadaşlarımız daha ocaktayken yayınlanması da tam bir aymazlık olmuştur.
Arkadaşlarımızın icralık oldukları için kazaya sebebiyet verdikleri algısı yaratılmıştır.
Genel Başkanımız Eyüp Alabaş, bu kafalarla bu kurumun yönetilemeyeceğini basına açıkça ifade etmiştir. Nitekim tüm ulusal basında, bu kurumun Genel Müdürü ve yöneticileri açık hedef oldular.
Aslında bu genelgenin asıl amacı bizim birliğimizi, beraberliğimizi bozmak ve tam da toplu iş sözleşmesi döneminde bizi birbirimize düşürmektir. Biz madenciler olarak, her şart altında birbirimize sahip çıkmasını biliriz. Onlar pek çok arkadaşımızın birbirine kefil olduğu için icralık olduğunu bile bilmezler.
Kim bilerek ve isteyerek icralık olur. Son yıllarda ülke genelinde icra dosyalarının artması tesadüf müdür?
Açlık sınırının 1000 lirayı, yoksulluk sınırının 3 bin lirayı aştığı Türkiye'de başka ne beklenebilir!
Türkiye'deki bütün icralıkların kazaya sebebiyet verdiğini düşünebilir misiniz?
Hiç kimsenin maden işçisini bu kadar hafife almaya hakkı yoktur.
Maden işçisine bu gözle bakanlar bu kurumu yönetemezler.

BİZ, 164 YILDIR BURADAYIZ
Canınızı sıkmayın, bunlar bizim çözemeyeceğimiz sorunlar değil.
1990'daki siyasi iktidar ve 1994'teki siyasi iktidar da Zonguldak'a böyle bakmıştı. Bugün onlar yok, ama biz buradayız. Biz 164 yıldır buradayız.
Biz her zaman; birbirimize, işimize, aşımıza, Zonguldak'a ve ülkemize, milletimize sahip çıktık.
İngiliz geldi gitti, Alman geldi gitti, Fransız geldi, gitti.
Cuntalar geldi, gitti. Tek parti iktidarları geldi gitti. Koalisyonlar geldi, gitti. Ama biz buradayız ve daha 100 yıllık kömürümüz yer altında bizi bekliyor.
Sendikanıza güvenmeye devam ediniz, bizden işaret bekleyiniz.
Hiçbir dedikoduya kulak asmayınız. Her şeyi bizden sorabilirsiniz.
24 saat bize ulaşabilirsiniz. Madenci feneri sönmeyecek, hep birlikte Türkiye'ye yine örnek olacağız.

27 OCAK'TA EMEĞE SAYGI MİTİNGİ DÜZENLENECEK
Büyük bir aksilik çıkmazsa, 27 Ocak'ta Zonguldak'ta Emeğe Saygı mitingi yapma kararı aldık.
Bu mitingimize tüm madenciler olarak ailemiz, eşimiz, dostumuzla katılacak, haklı taleplerimizi seslendireceğiz.
Tüm Zonguldak'ın mitingimize destek vermesi ve şehir dışından da işçi, emekçi dostlarımızın mitinge katılımı için çalışmalarımıza başladık. Emeğe saygısızlık olarak gördüğümüz tüm sorunları Hükümete ve tüm ilgililere hep beraber duyuracağız.