Kdz. Ereğli Tarih Doğa ve Kültürünü Yaşatma Derneği’nin Haziran 2022 sayısında yer alan ve Kdz. Ereğli Liman Dairesi Görevlisi İhsan Akman’ın kaleme aldığı Ereğli’deki tarihi bir olaya ışık tutmaktadır.

Dafni isimli Yunan Şilebi’nin Ereğli’de ele geçirilmesinin öyküsü İhsah Akman tarafından şöyle anlatıldı.

**

İstiklal savaşında Milletin kanıyla yazılan hamaset destanları çoktur. Ereğli de kendi payına bu savaşta kahramanlık menkıbeleri yaratmış olan bir beldemizdir. İleride ayrıca- nakledeceğimiz “Alemdar Römorkörü” vakasından başka o zaman başkalarının maşası halinde Anadolu’muza saldırmış olan düşmana ait bir vapurun Ereğli limanında ele geçirilme vakıası vardır. Bu vakıa “Kuvva-i Milliye” ruh ve imanını göstermesi bakımından çok değerlidir. Sene 1921 Ereğli sonbaharında Dafni adını taşıyan Yunan şilebi İstanbul’dan Zonguldak’a ticaret eşyası götürmektedir. İstanbul ve Zonguldak işgal altındadır. Gemi fırtına dolayısıyla Ereğli limanına sığınmıştır.

O tarihte Ereğli Limanında çeşitli bandıralı 20’den fazla gemi ve motor bulunmaktadır.

Liman Memuru İhsan Akman ve Karantina memuru Mehmet İhsan normal kontrollerini yapmak üzere gemilere gitmektedirler. Bu arada Yunan bandıralı “Dafni” yi de görmüşlerdir. Fakat Yunanlılarla harp halinde olduğumuz için bu gemiyi görmezden gelmişlerdir.

Kontrolden dönüşte Liman Memuru İhsan Akman Liman Reisi Nazmi beye şu suali sormuştur;

-Limanda bir Yunan Şilebi var. Buna ne gibi bir muamele yapacağız.

Liman Reisinin cevabı şu olmuştur:

-Ankara’;ya şifre ile ileteceğim, verilecek talimata göre hareket ederiz. Birinci Cihan harbinin galiplerine karşı “Gemilerin tekerleği yok ki karaya çıksın” serdengeçtiliği ile harbeden Kuvva-i Milliiyenin cevabı şudur “Düşman gemisidir Harbederek neye mal olursa olsun gemiyi ele geçirin” Ankara’dan gelen cevap o zamanki kaymakam nezdinde müzakere edilmiş ve bu müzakerede o zaman ki Milli Emniyet teşkilatının adı olan “Ayınpe”den Yüzbaşı Şükrü beyde hazır bulunmuştur

Yunan gemisinin zaptı için alınan tedbir şudur;

Liman memuru İhsan Akman ve Karantina memuru Mehmet İhsan normal kontrollerini yapmak için Yunan gemisine gideceklerdir. Kayığın kürekçisi Balıkçı Hüseyin ve şimdi hakkın rahmetine kavuşmuş olan Muharrem ve diğer bir denizcidir. Geriden ayrı bir sandalla Polis komiser muavini Ali Koç ve polis memurları Osman ve Hikmet sivil olarak geleceklerdir.

İhsan Akman vapura yaklaşıldığı sırada karantina memuruna soğukkanlı olmasını tavsiye eder ve sorar;

-Tabancan var mı?

-Yok

Cebinde çift tabanca taşıyan İhsan Akman birini Karantina memuruna verir. İki memur Yunan vapurunu gafil avlamak için limanda bulunan diğer vapurları bir kere daha dolaşırlar ve Yunan vapuruna yanaşırlar.

İhsan Akman, Ereğli limanında uzun yıllar hizmet etmiş bir memur olarak geminin kaptanını tanımaktadır. Gemideki ilk tayfaya seslenir.

-Kaptan Andon nerede? Çağır bana kaptanı!

Geminin süvarisi Andon kaptan küpeştede görünür. O zaman İhsan Akman:

-Hoş geldiniz kaptan ne haber… Gibilerden bir mükaleme kapısı açar.

Geminin Liman fener, karantina gibi normal seyir kağıtları yoktur.

Mürettebattan telaşlananlara karşı kaptan Andon Rumca olarak hitap eder:

-Ne telaşlanıyorsunuz, İki Türk bize ne halt edebilir.

Çatra patra Rumca bilen İhsan Akman durumu anlamış ve karantina memuruna da anlatmıştır.

Kaptan Andon o Rumlara has riyakarlıkla küpeşteden seslenir:

-Gel içere İhsan kaptan, kamarada birer konyak atalım. Halis Metaksas  İhsan Akman nasıl olsa çıkacağı gemiye bu davetle daha kolay gireceği ve dolayısıyla işini daha rahat başaracağı için sevinçlidir.

Kamaraya geminin subay ve mürettebatından 15 kişi kadar dolmuştur. Konyaklar içilmiş ve afaki laflara geçilmiştir. Bir ara kamaranın Lombozundan denize bakan kaptan Andon, sararmış ve İhsan Akman’a hitap ederek konuşmuştur.

-Vire İhsan, gemiye içi adam dolu bir motor daha geliyor.

İhsan Akman tabancasını çekerek haykırır:

-Sizinle harp halindeyiz. Geminize el koyuyoruz. Davranmayın!

Yunanlı kaptanla mürettebatta şafak atmıştır. Fakat geç kalmışlardır.

Karantina memuru Mehmet İhsan da tabancasını çoktan çekmiş ve İhsan Akman’ın yanındı mevki almıştır;

Kaptanı ve mürettebatı tabanca tehdidi altında tutan İhsan Akman tekrar gürlemiştir:

-Kımıldayanı vururum Mehmet Bey şunların üstünü arat

Ellerini havaya kaldıran mürettebatın üzerinde bulunan üç tabanca alınmıştır. Ve gemiye gelen takviye motoru da biraz daha yaklaşmıştır.

Mürettebat, tabanca tehdidi altında iki memuru getiren sandala doldurulmuştur.

Gemide yalnız süvari, Avusturya tebaasından ikinci çarkçı ve bizim kahramanlar kalmıştır.

Bundan sonra İhsan Akmanla Kaptan Andon arasında geçen muhavere şöyledir;

-Paran var mı?

-Var, kasada.

Kasa açılmış ve içinden 160 bin drahmi, 500 lira Türk parası çıkmıştır. Bu sırada takviye kuvvetlerini getiren, motorda gemiye yanaşmış ve İhsan Akman’ın bir ihtiyat tedbiri olarak zincirle bağlı kalmasını sağladığı merdivenden çıkmışlardır.

Artık Dafni tamamen esirdir. Mürettebat ve kaptan Ahmet Ağanın kahvesine yerleştirilmiş ve başlarına süngülü nöbetçi dikilmiştir. Şimdi geminin Trabzon’da bulunan Nakliyatı Bahriye Kumandanlığı emrine sevki için Süvari, Çarkçı ve mürettebat teminine geçilmiştir.

Esir Dafni bu arada limana alınmış kömür ve su ikmalleri yapılmış ve subay mürettebat kadrosu mevcut gemilerden ve şehirde bulunan denizcilerden tamamlanmıştı.

Dafni’nin yeni süvarisi “Şahin” vapurunun süvarisi Cemil Kaptan, İkincisi Tahsin Kaptandı. Yüzbaşı Tatoğlu Mehmet Bey çarkçı başı vazifesi deruhte etmişti.

Geminin gönderine şanlı bayrağımız çekilmiş ve milli kuvvetlere cephane taşımak için Ereğli halkının haklı sevinç avazeleri ve alkışlar arasında yola çıkmıştır.

*6 Temmuz 1962 Şirin Ereğli Gazetesi

YAZAN: İhsan AKMAN

Kdz. Ereğli Liman Dairesi Görevlisi