Zonguldak İmam-Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Dernek  Başkanı Hüdaverdi Şer. Doğu Türkistan’da insanlık dramının yaşandığını ve modern dünyanın bu zulme seyirci kaldığını ifade etti.

Şen, Çin’in işgali altındaki Doğu Türkistan’ın Şincan Uygur Özerk Bölgesinin başkenti Urumçi’ de Çin Devletinin  her türlü baskı, dayatma ve tahriklerine karşı 26 Haziran 2009 tarihinde müslüman gençlerin tepki göstermesi üzerine Çin güvenlik güçlerinin vahşice saldırılarında yüzlerce  Uygur kardeşimizin öldürülmesinin ve  yüzlercesinin de yaralanmasının  acı ve hüznünü yaşadıklarını belirttiği açıklamasında, “Alınan haberler,  gerçek rakamların açıklanandan çok daha fazla olduğu yönündedir.  Çin Hükümeti internet erişimini, yerel ve ulusal basının özgürce çalışmasını engelleyerek orada yaşanan katliamı ve insanlık dışı dramı dünya kamuoyundan gizlemeye çalışmaktadır. Doğu Türkistan’da sürmekte olan vahşi olay, yeni bir olay değildir. Doğu Türkistan yaklaşık yarım asırdan beri Çin zulmünün ve asimilasyonun kıskacındadır. Doğu Türkistan’ da Çin zulmüne tabi tutulmanız için suç işlemenize gerek yok. Orada Müslüman Uygur Türkü olmanız zulüm görmeniz için en büyük sebeptir. Bugün dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen meşhur Çin işkencelerinin tüm metotları Doğu Türkistanlıların üzerinde uygulanıyor. Hamile kadınlar zorla kürtaj yaptırılıyor. Gençler iğne yapılarak kısırlaştırılıyor. Her Uygur’a potansiyel terörist gözüyle bakılıyor. Oruç tutmaları, namaz kılmaları, dini bayramları kutlamaları, Kur’an öğrenmeleri yasaklanıyor. Çocuklara Uygurca eğitim verilemiyor. Uygurca yazılan kitaplar toplattırılarak Uygurca okuyup yazmalarına mani olunuyor. Çin, D.Türkistanlıları sadece öldürerek soykırım yapmıyor, Onların milli ve manevi değerlerini de yok ederek kültürel soykırım gerçekleştiriyor. Bir seçim sonrasında İran yönetiminin çıkan ayaklanmaya sert tepki göstermesine duyarsız kalmayan ABD ve Batı Ülkeleri; yarım asrı aşan süreden beri Kızıl Çin tarafından Doğu Türkistan’da yaşayan Müslümanların çocuk, kadın, genç, yaşlı suçlu suçsuz demeden zulmedilen, öldürülen, asimile edilen, göçe zorlanan bir milletin çığlıklarını duymuyor olmalarını, yani ortaya çıkan bu çifte standartı kamuoyunun takdirine sunuyorum. İsrail’den sonra  devlet terörü uygulayan ülke konumundaki Çin Halk Cumhuriyeti’ne karşı başta Birleşmiş Milletler olmak üzere tüm uluslararası kurum ve kuruluşları,Birleşmiş Milletleri, AB Ülkelerini, İslam Konferansı Örgütünü, Müslüman Ülkelerin Devlet ve Hükümet Başkanlarını göreve çağırıyoruz. Bu insanlık ayıbı ve dramının bir an önce sona erdirilmesi için gerekli girişimlerin acilen başlatılmasını istiyoruz. Çin mallarının satın alınması ve kullanımı tüm halkımız tarafından boykot edilmeli ve ülkemize sokulmasına izin verilmemelidir. Bu tavrı millet olarak göstermek dini ve milli bir görevdir. Zulmün bir an önce son bulması temennisiyle Doğu Türkistan’da hayatını kaybeden soydaşlarımıza ve dindaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz”