-Türkiye’deki altın madenlerinde kullanılan siyanürün Alman şirketleri tarafından  satıldığını öğrenen sivil toplum örgütleri konuyu tepki koymak için çalışmalara başladılar.

 

 

Güneş Gönüllüsü Dr. Alper Öktem “Büyük Türkiye’ye giden yol küçük tesislerden geçebilir” dedi. O küçük tesisler güneş enerjisi santralleri. Almanya’da 1,5 milyon güneş enerjisi santrali var. Öktem, evlerin çatılarına kurulan güneş enerjisi sistemlerinin de santral olarak kabul edildiğine vurgu yaparken, “dünyanın geleceği rüzgar ve güneştir” sözleriyle yenilenebilir enerjilerin önemine vurgu yaptı.


NÜKLEERLE MÜCADELEDE ÇERNOBİL VE FUKUŞİMA’DA YAŞANANLAR ÇOK ETKİLİ OLDU

Çalıştay programı boyunca Türkiye’den gelen gazeteci ve konukları hiç yalnız bırakmayan ve yaşadığı Bierefeld’den sürekli gelip giderek tercümanlık yapan, organizasyonunun bağlantılarını takip eden ve Alper Öktem, aralarında Alman eşi Dr Angelika Claussen  de yer aldığı sivil toplum örgütlerinden Grohnde Abschalten Platfornu’nun konuğu  olduk.

Bielefeld’deki toplantıda Andre Plümer, Karsten Schmiber ve  Gramlich Kurt, Grohnde nükleer santralına karşı verdikleri tarihi mücadeleyi anlatırken, belediyenin bu santrale ortak olmasını kabullenemediklerini ifade ettiler.





Almanya’da nükleer santralın geçmişi ve bugünkü durumu ortaya koyan konuşmacılar, 1986’daki Çernobil kazasından sonra  hükümetin yeni bir yasa çıkararak nükleer santralden kademeli olarak çıkma kararı aldığını,  Fukuşima kazasının ardından da nükleer tamamen çıkma kararını Merkel’in seçimi kazanmak için verdiğini belirttiler. Merkel’in çıkardığı bu yasanın bir çok hataları olduğu için yargıda kaybedebileceğini öne süren konuşmacılar, bu nedenle sürecin aksayabileceğine dikkat çektiler.

Yenilenebilir enerjiyi anlatmak için bir çok etkinlik düzenlendiğini ve bu etkinliklerde: nükleerden çıkmak için, iklimin korunması için yerelde de mücadele edilmesini, fosil enerjiden çıkarak yurttaş girişimini artırıp geliştirmeyi hedefledikleri amaçlar arasında sayıldı.


PLUTONİUM ÇUBUKLARINA ENGELLEME




İnsanların otomobil yerine bisiklet kullanmasıyla kazaların da azalacağını belirten Andre Plümer, yaptıkları tespitleri belediye ile paylaşarak önlemler konusunda inisiyatif kullandıklarını ifade etti.

Plümer, nükleer santrallerde kullanılan plutonıum yakıt çubuklarının İngiltere’den transferini duyduklarında  protesto eylemleri yaptıklarında “isterse kıyamet günü olsun biz bu sevkiyatı durduracağız” pankartının çok tuttuğunu kaydederek “hiçbir fırsatı kaçırmıyor ve sürekli eylem yapıyoruz. En son olarak sivil planlarını yetersiz bularak eylem yaptık. Siyasetçileri sürekli sıkıştırıp gündemde olmayı başarıyoruz. Nükleer santral konusunda 40 kilometre çapındaki alanda ‘insan eylemi’ oluşturduk. Radyoaktif bulutlar 170 kilometre çapında insan yaşamını tehdit ediyor” sözleriyle konuştu.


ALMAN FİRMALARI TÜRKİYE’YE SİYANÜR SATIYOR

Arhavi’deki çevreci aktivistlerin “Neşe Ablası” Nur Neşe Karahan Türkiye’de altın arayanlara siyanürü Alman firmalarının temin ettiğini belirterek “bu konuda ne yaptınız ve ne yapıyorsunuz?” sorusu ile çok önemli bir konuyu gündeme taşıdı.

Konuyla ilgili herhangi bir bilgilerinin olmadığını ve hemen araştırmaya başlayacaklarını söyleyen Grohnde Abschalten Platform üyeleri sanki yeni bir eylem alanı bulmuş gibi notlar aldılar. Gerçekten de ilginç. Altın madeni çalıştıranlar siyanür kullanıyorlar. Peki siyanür nereden geliyor Türkiye’ye? Nur Neşe Karahan’ın sorusuyla öğrendik bizler de siyanürün Almanya’dan ithal edildiğini.


GÜNEŞ GÖNÜLLÜLERİNİN GÖREVLERİ




Yeşil Gazetede de görüşlerini makaleleri ile kamuoyu ile paylaşan Dr. Alper Öktem adının yanına büyük bir gururla “Güneş Gönüllüsü” yazıyor.

Öktem, “Ne Yapar Güneş Gönüllüsü?” sorusuna açılımı şöyle getiriyor;

 

“Bilgi edinmek, bilgi vermek, bilgi dağıtmak, mahallede, semtte, ilçede, ilde, okulda diğer Güneş Gönüllüleri ile bir araya gelmek.

Belediyeleri ve yurttaşları güneş panelleri kurarak enerji üretmeye teşvik etmek, bunun için kamuoyunu aydınlatmak ve kamuoyu oluşturmak. İmkanımız varsa bizzat kendimiz çatımıza GES kurarız. Organize Sanayi Bölgeleri’ni ya da irili ufaklı firmaları çatılarına GES kurmaya da ikna edebiliriz.

Önemli bir alan ise yapı/enerji kooperatiflerinin yaygınlaşmasıdır. Yapı kooperatiflerinin enerji kooperatifleri şeklinde faaliyetini sürdürmesine varıncaya kadar çok şey yapabiliriz.




Yeşil Enerji
 kullanabiliriz. Böylece yenilenebilir enerji yatırımları için talep oluşturabiliriz. Türkiye’de bu gelişme başlamak üzere. Hem üretmek hem de bu alanda yatırıma teşvik etmek.

Enerji verimliliği konusunu öğreniriz, öğretiriz. Daha az tüketmek demek kirli enerji üretimine köstek olmak demektir.

Güneş Gönüllüleri beşeri sermayeyi, toplumsal duyarlılığı harekete geçirerek en etkin reklamdan daha etkin, en çalışkan firmadan daha başarılı olabilir. Elektrik kesintisi mi? Soma’da, Ermenek’te ölen maden köylüleri mi? Nükleer macera mı? Başka türlü mü düşünüyorsunuz?

Mahallede, belki işyerinde, odalarda, sendikalarda, üniversitelerde biraz sesli konuşursanız, hemen 3 kişi olursunuz. Bunun icin çaba göstermek sizin demokratik tavrınızdır, cevabınızdır, iklim değişikliğine karşı  mücadelenizdir, yaşam alanlarının yok edilmesine karşı politik eyleminizdir.”


                                                                             YARIN:İKLİM PARKI


 İLGİLİ HABER LİNKLERİ

1. BÖLÜM   
2. BÖLÜM  
3. BÖLÜM 
4. BÖLÜM
5. BÖLÜM