Dünyanın en büyük çevre örgütü Greenpeace “Türkiye, Avrupa’nın güneş potansiyeli en yüksek ikinci ülkesi... Böylesine büyük bir hazineye sahip ülkenin insanları olarak kıymetini bilmeli ve bu hazineyi ülkemizin geleceği için kullanmalıyız. Enerjimizi güneşten elde ederek dışa bağımlılığı azaltabiliriz!” dedi.

Greenpeace’nin açıklaması şu sözlerle devam etti:

“Güneş enerjisi, Türkiye için büyük yararlar sağlayacak. Üretimde yerli kaynak kullanılacağından cari açığın kapanmasına yardım edecek, yakıt maliyeti olmadığından enerji bağımsızlığına da katkı sağlayacak. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın da belirttiği üzere en fazla istihdam yaratan enerji biçimi olarak yeni iş alanları yaratılmasına da katkı sunacak.

Çatılarımıza kuracağımız güneş enerjisi sistemleri sayesinde hem enerji ihtiyacımızı karşılayabilecek hem de üretim fazlasını şebekeye satarak kazanç elde edebileceğiz

Bu yıl Konya’da açılan Türkiye’nin en büyük Güneş Enerjisi Santrali, 20 bin hanenin elektrik ihtiyacını karşılayacak. Ülkemizin ilk “sakin şehri” Seferihisar, belediye öncülüğünde güneş enerjisi çalışmalarına başladı.

Dünyada da birçok ülke kirli enerji üretim biçimleri yerine güneş enerjisine yatırım yapıyor. Çin, 63.000 MW, Türkiye’den çok daha az güneşlenme süresine sahip Almanya ise 38.000 MW kurulu güneş gücüne sahip. İngiltere’de ise güneş enerjisi Mayıs ayında kömürden elde edilen enerjiyi geride bıraktı.”

İlham veren hikayeler

Cemil Sancar Bursa, İmam 
“Güneş bizi dışa bağımlılıktan kurtaracak”

Cemil Sancar, Türkiye’deki diğer camilere örnek Bursa’nın Yıldırım ilçesinde bulunan Mevlana Camisi’nin imamı… Mevlana Camisi’ni Türkiye’deki diğer on binlerce camiden daha özel kılan tarafı elektriğini güneş panelleri ile üretip, caminin giderlerini de ürettikleri fazla elektriği devlete satarak karşılıyorlar. Caminin elektrik faturalarının yılda 12 bin lirayı bulması camiyi zora sokmaya başlayınca, cami vakfı kolları sıvadı. Şimdi yaz sıcaklarında bile kliması çalışan caminin imamı Sancar, “Güneş, Allah’ın izniyle gökyüzünde bulunduğu müddetçe bizler bu enerji kaynağından sürekli şekilde faydalanacağız” diyor ve herkesi güneş enerjisinden faydalanmaya çağırıyor: “Güneşten enerji üretme sistemi ülke geneline yayılacak olursa bu bizim dışa bağımlılıktan kurtulmamızı sağlayacak ve ekonomimize katkı sağlayacaktır.”

Taner Örgün İstanbul, Müzisyen 
“Gücünü güneşten alan notalar dünyayı güzelleştirecek”

İstanbul Heybeliada’da yaşayan müzisyen Taner Örgün, dünyayı yaşanılır kılan sanatın doğayı koruyarak icra edilmesi durumunda geleceği daha da güzelleştireceğine inanıyor. Müzisyen Örgün, sadece güneş enerjisi ile donatılmış sahneler üzerine çalışıyor. Ve bunun mümkün olduğunu gösteriyor. Müzik dünyası ses sistemleri ve sahnelerin ışıklandırılması için çok fazla elektrik tüketiyor. Örgün, bu elektriğin yenilenebilir enerjilerden üretilmesi durumunda sahneden yükselecek notaların geleceği daha umutla aydınlatacağına inanıyor. Tek şikayeti kendisini alkışlayanların sayısının çok fazla olmasına karşın kimsenin bireysel inisiyatif almamasından yakınıyor ve herkesi kendisi gibi güneş enerjisi için harekete geçmeye çağırıyor.

Kezban Karaman Sinop, Ev Hanımı 
“Ben başarabildiğime göre herkes başarabilir”

Sinop’un Gerze Gürsökü Köyü’nde yaşayan Karaman, gerçek bir güneş kahramanı... Yeğeninin düğünü için gittiği Almanya’da gördüğü, kendi deyimiyle “ayna gibi parıldayan” güneş panelleri dikkatini çekti. Ne olduklarını sordu. “Biz bunlardan elektrik üretiyor, ihtiyacımızı kullanıyor, fazlasını da devlete satıyoruz” yanıtını aldığında, “Biz neden yapmıyoruz” diye sordu. Sinop’a döner dönmez de kolları sıvadı. “Ben tek başıma nasıl becereyim” demedi. Ve başardı. Şimdi “ben başarabildiğime göre herkes başarabilir” diyen Karaman, bahçesindeki güneş panellerinden elektrik üretiyor ve kullanıyor. “Bugün yarın değil, bitmeyen hazine bu. Değerini bilelim güneşin. Torun torbamızın geleceği için dumanı yok, isi yok, pisi yok” diyen Karaman, herkesi kendisi gibi güneş panelleri ile elektrik üretmeye davet ediyor ve ekliyor; “Devlet de millet de dışarıya bağımlı olmasın. El ele verip bu memleketi kalkındıralım. Önceden tarhanayı, bulguru, tütünü kurutuyorduk. Şimdi de güneşten elektrik üretiyoruz.”

Esat Aslan Konya, Çiftçi 
Ayçiçeği mazotla değil güneşle büyür

Konya’da yaşayan Esat Aslan, çiftçilikle geçimini sağlıyor fakat büyük sıkıntılar çekiyordu. Ayçiçeği, mısır ve yonca yetiştirdiği tarlasını sulaması gerekiyordu fakat yakınlarda bir su kaynağı yoktu. Aslan, önce bir su kuyusu açtırdı. Fakat bu defa da tarlasına uzak olan kuyudan su çekebilmesi için elektriğe ihtiyacı vardı. Önce herkes gibi jeneratör kullanarak kuyudan su çekmeyi düşündü. Fakat mazot çok pahalıydı. Aslan düşündü, taşındı ve aradığı ‘bedava’ enerji kaynağını buldu: Güneş. Aslan hemen kolları sıvadı. Tarlasının yakınına 220 adet güneş paneli kurdurttu. Şimdi tarlasını bu panellerden günlük ürettiği yaklaşık 54 kW elektrik sayesinde suluyor. “Güneş paneli kurdurunca bu kurak, boz ovaya can verdim, hayat verdim. Hayat sudur, güneş olduğu sürece ayçiçeklerimi güldür güldür sulayacağım” diyen Aslan güneş enerjisini keşfettikten sonra tarıma bakışının değiştiğinin altını çizerek devam ediyor: “Güneş enerjisi ile elektrik masrafı yok, mazot masrafı yok. Param cebimde kalıyor.”

Tunç Soyer Seferihisar, Belediye Başkanı 
“Sahip olduğumuz zenginliği, bu toprakların insanları için kullanmalıyız”

Türkiye’nin ilk ‘sakin şehri’ Seferihisar’ın Belediye Başkanı Tunç Soyer, diğer belediyelere örnek olmaya devam ediyor. Soyer güneş enerjisinden elektrik üretimi için belediye öncülüğünde enerji üretim kooperatifi kurulması için harekete geçti. Yılın 300 günü güneş alan Ege’nin güzel yerleşim yerlerinden Seferihisarlı Soyer, “Bu kadar güçlü, bu kadar temiz ve de riski olmayan bir enerji kaynağı”nı değerlendirmek için yola çıktı. “Sahip olduğunuz zenginliği, o topraklardaki insanlar için kullanmıyorsanız yönetici olarak görevinizi yapmıyorsunuz demektir” diyen Soyer, önce dünyadaki örnekleri araştırdı. Almanya’daki kooperatif modelinin Türkiye’de de uygulanabileceğini görünce, uygulamaya geçmek için beklemedi. Belediye öncülüğünde bir kooperatif kurulması için kolları sıvadı. Şimdi Seferihisar sakinlerini güneşle daha aydınlık, yeşil ve zengin bir geleceğin mümkün olduğuna ikna etmek için çalışıyor.

Mehmet Kahya Güzelbahçe, Çoban 
“Dağın başında elektrik yok, güneş var”

İzmir’in Güzelbahçe köyünde sarp bir tepede annesi, babası ve eşiyle birlikte yaşayan Mehmet Kahya, geçimini çobanlıkla sağlıyor. Evlerinin konumu nedeniyle elektriksiz bir evde yaşayan aile evlerini bir lüküsle aydınlatıyor, Kahya geceleri keçilerini kontrol etmesi gerektiğinde lüküsle birlikte ağılın yolunu tutuyordu. Fakat bir lüküs ağılı aydınlatmaya yetmiyordu. Sonra bir dönem pilli fenerleri denedi fakat ona da pil dayandıramadı. Derken hayatını değiştirecek güneş panellerini keşfetti. Ve kendi deyimiyle “hayatları kolaylaştı”. “Eskiden gece ağılda bir tane lüküsle önümüzü göremiyorduk, şimdi düğmeye basınca ışık yanıyor” diyen Kahya, “Dağın başındayız elektrik yok, su yok, cereyan getirme imkanı yok. Bizim için en iyi güneş paneli” diyerek ekliyor; “Güneş bitmeyen enerji, kışın havada bulut olsa dahi elektrik üretebiliyoruz. Doğal nimet bu, bitmeyen bir bereket. Bunun değerini bilmek lazım. Bir sefer yaparken para veriyorsun, sonra güneş bedava.”

Cemil Sancar Bursa, İmam 
“Güneş bizi dışa bağımlılıktan kurtaracak”

Cemil Sancar, Türkiye’deki diğer camilere örnek Bursa’nın Yıldırım ilçesinde bulunan Mevlana Camisi’nin imamı… Mevlana Camisi’ni Türkiye’deki diğer on binlerce camiden daha özel kılan tarafı elektriğini güneş panelleri ile üretip, caminin giderlerini de ürettikleri fazla elektriği devlete satarak karşılıyorlar. Caminin elektrik faturalarının yılda 12 bin lirayı bulması camiyi zora sokmaya başlayınca, cami vakfı kolları sıvadı. Şimdi yaz sıcaklarında bile kliması çalışan caminin imamı Sancar, “Güneş, Allah’ın izniyle gökyüzünde bulunduğu müddetçe bizler bu enerji kaynağından sürekli şekilde faydalanacağız” diyor ve herkesi güneş enerjisinden faydalanmaya çağırıyor: “Güneşten enerji üretme sistemi ülke geneline yayılacak olursa bu bizim dışa bağımlılıktan kurtulmamızı sağlayacak ve ekonomimize katkı sağlayacaktır.”

Taner Örgün İstanbul, Müzisyen 
“Gücünü güneşten alan notalar dünyayı güzelleştirecek”

İstanbul Heybeliada’da yaşayan müzisyen Taner Örgün, dünyayı yaşanılır kılan sanatın doğayı koruyarak icra edilmesi durumunda geleceği daha da güzelleştireceğine inanıyor. Müzisyen Örgün, sadece güneş enerjisi ile donatılmış sahneler üzerine çalışıyor. Ve bunun mümkün olduğunu gösteriyor. Müzik dünyası ses sistemleri ve sahnelerin ışıklandırılması için çok fazla elektrik tüketiyor. Örgün, bu elektriğin yenilenebilir enerjilerden üretilmesi durumunda sahneden yükselecek notaların geleceği daha umutla aydınlatacağına inanıyor. Tek şikayeti kendisini alkışlayanların sayısının çok fazla olmasına karşın kimsenin bireysel inisiyatif almamasından yakınıyor ve herkesi kendisi gibi güneş enerjisi için harekete geçmeye çağırıyor.

Kezban Karaman Sinop, Ev Hanımı 
“Ben başarabildiğime göre herkes başarabilir”

Sinop’un Gerze Gürsökü Köyü’nde yaşayan Karaman, gerçek bir güneş kahramanı... Yeğeninin düğünü için gittiği Almanya’da gördüğü, kendi deyimiyle “ayna gibi parıldayan” güneş panelleri dikkatini çekti. Ne olduklarını sordu. “Biz bunlardan elektrik üretiyor, ihtiyacımızı kullanıyor, fazlasını da devlete satıyoruz” yanıtını aldığında, “Biz neden yapmıyoruz” diye sordu. Sinop’a döner dönmez de kolları sıvadı. “Ben tek başıma nasıl becereyim” demedi. Ve başardı. Şimdi “ben başarabildiğime göre herkes başarabilir” diyen Karaman, bahçesindeki güneş panellerinden elektrik üretiyor ve kullanıyor. “Bugün yarın değil, bitmeyen hazine bu. Değerini bilelim güneşin. Torun torbamızın geleceği için dumanı yok, isi yok, pisi yok” diyen Karaman, herkesi kendisi gibi güneş panelleri ile elektrik üretmeye davet ediyor ve ekliyor; “Devlet de millet de dışarıya bağımlı olmasın. El ele verip bu memleketi kalkındıralım. Önceden tarhanayı, bulguru, tütünü kurutuyorduk. Şimdi de güneşten elektrik üretiyoruz.”

Esat Aslan Konya, Çiftçi 
Ayçiçeği mazotla değil güneşle büyür

Konya’da yaşayan Esat Aslan, çiftçilikle geçimini sağlıyor fakat büyük sıkıntılar çekiyordu. Ayçiçeği, mısır ve yonca yetiştirdiği tarlasını sulaması gerekiyordu fakat yakınlarda bir su kaynağı yoktu. Aslan, önce bir su kuyusu açtırdı. Fakat bu defa da tarlasına uzak olan kuyudan su çekebilmesi için elektriğe ihtiyacı vardı. Önce herkes gibi jeneratör kullanarak kuyudan su çekmeyi düşündü. Fakat mazot çok pahalıydı. Aslan düşündü, taşındı ve aradığı ‘bedava’ enerji kaynağını buldu: Güneş. Aslan hemen kolları sıvadı. Tarlasının yakınına 220 adet güneş paneli kurdurttu. Şimdi tarlasını bu panellerden günlük ürettiği yaklaşık 54 kW elektrik sayesinde suluyor. “Güneş paneli kurdurunca bu kurak, boz ovaya can verdim, hayat verdim. Hayat sudur, güneş olduğu sürece ayçiçeklerimi güldür güldür sulayacağım” diyen Aslan güneş enerjisini keşfettikten sonra tarıma bakışının değiştiğinin altını çizerek devam ediyor: “Güneş enerjisi ile elektrik masrafı yok, mazot masrafı yok. Param cebimde kalıyor.”