CHP Kdz. Ereğli İlçe Başkanı Sertan Ocakçı, Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal’ı yalan söylemekle suçlarken halkı kin ve düşmanlığa sevk eden sözleri için savcıları göreve çağırdı.

 

Ocakçı’nın gönderdiği yazılı açıklama aynen şöyle:

 

ÇİRKİN SÖZLER

 

Türkiye'nin kritik eşiği olan 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Erken Genel Seçimleri öncesi, oturduğu koltuğun ağırlığına yakışmayacak tutum ve davranışlar içine girerek, yasal izin hakkını kullanmadan ve tüm geliri Karadeniz Ereğli halkının ödediği vergiler olan Belediye'nin olanaklarını siyasi partisi için kullanıp sokaklara düşen Belediye Başkanı Hüseyin Uysal, ne acıdır ki, 18 Haziran günün gecesi sarf ettiği çirkin sözlerle gündeme gelmiştir.

 

KENTİ DARBOĞAZA SOKTU

 

Geride bıraktığı dört yılı aşkın görev süresi içinde, vaad ettiği hiçbir sözü yerine getirmediği gibi kentimizi mali ve sosyal açılardan darboğazın içine sokan ve halkına söyleyebilecek sözü olmayan Bay Uysal, 18 Haziran gecesi Kıyıcak Mahallesi'ne gerçekleştirdiği ziyarette çirkin, mesnetsiz; halkı kin ve düşmanlığa sürükleyen ipe sapa gelmez söz ve iddialarla insanlarımızın midesini bulandırmıştır.

 

“BAY UYSAL!”

 

Konuşmasında 24 Haziran'daki seçimlere atıfta bulunan Bay Uysal; "Bu seçim, 15 Temmuz darbe girişiminde başarılı olmayanların bir rövanşı. Dikkat edin; bir tarafta birbirine benzemeyen insanlar. Bir tarafta CHP'si, bir tarafta İYİ Partisi... Temel Karamollaoğlu da orada. Bir tarafta da HDP oranın içinde. Bu nasıl oluyor, niçin oluyor? Bir düşünün. Niçin oluyor, biliyor musunuz? Türkiye Cumhuriyeti'nde Tayyip Erdoğansız bir iktidar olsun istiyorlar. Bütün amaçları, bütün hedefleri Tayyip Erdoğan olmasın da kim olursa olsun. Çünkü Tayyip Erdoğan olmazsa, biliyorlar ki Türkiye frene basacak, ilerleyemeyecek ve birilerinin kumandasıyla, birilerinin yönlendirmesiyle hareket edecek. Bunu kim istiyor? Bizim karşımızda olan; PKK'yı destekleyenler, PYD'yi destekleyenler, FETO'nün yaşamasını isteyenler. Çünkü içerdeki en büyük tehlikemiz o. ", sözleriyle bu halkı bölmek isteyen zihniyetin taşeronluğuna soyunmuştur.

 

Haddini aşmış, terbiye ve ahlak sınırlarını zorlamıştır.

 

“YÜZSÜZLÜĞÜNÜ GÖSTEREN BİR ZİHNİYET”

 

Bir seçim ortamında ki o seçim demokratik bir sandık mücadelesi ise, insanımızın başka bir adayı desteklemesi kadar doğal bir durum olamaz.

Hal böyleyken; Erdoğan'ın karşısında olanları terör örgütleriyle bir tutmak, bu yetmezmiş gibi, kendilerinin sebep olduğu hain darbe teşebbüsünü yapanlarla bu milletin öz evlatlarını ve siyasi partileri aynı çemberin içinde göstermeye çalışmak tam anlamıyla bir hezeyandır.

Millet İttifakı içinde bulunan partilerin liderlerini ve temsilcilerini bir araya gelebildikleri için eleştirme yüzsüzlüğünü gösteren bu zihniyetin, yıllar boyu birbirlerine en ağır ithamlarla yüklenen kendilerini boy aynasında görmeleri ve nasıl bir araya geldik sorusunu kendilerine sormaları gerekir.

 

Millet İttifakı içinde bulunan ve demokrasi yarışında seviyeli bir mücadele örneği gösteren siyasi partileri terör örgütlerinin destekleyicileri olarak göstermek bir tür siyaset ve insanlık dışı bir kompleksin ürünüdür.

 

“SAYGISIZLIĞA İMZA ATAN UYSAL”

 

Yetmediği gibi, HDP'yi Millet İttifakı'nın içindeymiş gibi anlatarak halka yalan söylemek de, kelimenin tam anlamıyla bir rahatsızlık ve bozukluk örneğidir. Ve kendileri daha iyi bilecektir ki tıp dünyasında mutlaka bu durumu izah eden tıbbi bir açıklama vardır. Eğer bir insan bu çirkin iftiraları ve yalanları bilerek dile getirmiş ise ciddi bir hukuki mesele doğması muhtemeldir ve CHP Ereğli İlçe Örgütü bu hukuksuzluğun gereğini yapmak için gereken her türlü mücadeleyi üstlenecektir. İlk beklentimiz, kurulduğu 1880 yılından bu yana, görev yapan başkanlarının hiçbiri tarafından ortaya konmamış bu tür bir saygısızlığa imza atan Bay Uysal'ın, isimlerini ağzına aldığı tüm siyasi partilerden, siyasilerden ve gözlerinin içine baka baka yalan söylediği vatandaşlarından özür dilemesidir.

 

SAVCILAR GÖREVE

 

Biz, bu tür yalan ve iftiralarla halkı kin ve düşmanlık duygularına sevk etmeye özenen Bay Uysal hakkında Cumhuriyet'in şerefli savcılarını göreve davet ediyor ve bu ifadelerine verdiğimiz yanıtın da suç duyurusu olarak kabul edilmesini bekliyoruz.