Alevilerin zorunlu din dersinin kaldırılması taleplerine bir destek de Eğitim-İş Kdz. Ereğli Şubesi'nden geldi.

Eğitim-İş Kdz. Ereğli Şube Başkanı Cengiz Başaran yazılı bir açıklama yaparak, Alevilerin zorunlu din dersinin kaldırılması talepleriyle ilgili düşüncelerini açıkladı. Başaran "Türkiye genelinde bazı alevi derneklerinin ve demokratik kitle örgütlerinin Anayasada yer alan zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin kaldırılmasına yönelik haklı taleplerini Eğitim-İş olarak destekliyoruz" dedi.
Başaran açıklamasında şu görüşleri öne sürdü:

CEMAAT KONTROLÜNDEKİ İKTİDAR

Cumhuriyetin ilanıyla birlikte din ve vicdan özgürlüğünü teminatı olan laik sisteme geçişle ilgili bir dizi devrim gerçekleştirilmişti. Laikliğin Anayasal güvence altına alınmasıyla birlikte Alevilerde inançlarını özgürce ifade etmeye başlamışlardı. Fakat zamanla devletin içine sinmiş karanlık çetelerin saldırıları sonucu aleviler üzerinde yaratılan korku ve yıldırma politikaları, adeta devlet politikasına dönüştürülmüştür. Çorum'da, Maraş'ta ve Sivas'ta yaşananlar, kuruluşundan itibaren laik, demokratik Cumhuriyetin savunucusu olan Alevileri,  Cumhuriyetle karşı karşıya getirmenin bir senaryosuydu.
Özellikle gerici iktidarların kültür ve eğitim politikalarında Alevilik daima yok sayılmıştır. 12 Eylül Anayasasında zorunlu hale getirilen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde Aleviliğe bir cümle bile ayrılmamıştır. AKP iktidarı döneminde yapılan bütün Alevi çalıştaylarında ortaya konmasına rağmen, sözde özgürlük ve demokrasi savunucuları anayasa değişikliğinde, zorunlu Din dersinin kaldırılması gerekliliğini hiçbir şekilde dile getirmemişlerdir. Üstelik Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin zorunlu olmaması için, Danıştay, İdare Mahkemeleri ve AİHM kararları olmasına rağmen siyasi iktidar bu durumu görmezlikten gelmiştir. Zaten cemaatlerin kontrolünde olan siyasi iktidarlardan bu sorunu çözmesini beklemek saflıktır.

SOYTARILIĞI MESLEK EDİNMİŞ SÖZDE SANATÇILAR

1950 yılından itibaren topluma egemen olan siyasi iktidarların, Aleviler üzerinde kurduğu baskılar nedeniyle, gerçek Aleviliğin öğrenilmesi önünde önemli engeller oluşmuştur. Bu durum toplumda Alevilikle hiç ilgisi olmayan, ancak karanlık zihniyetli kişilerin ortaya attığı yanlış düşüncelerin yayılmasına neden olmaktadır. Bu yanlış düşünceler zaman zaman özellikle soytarılığı meslek edinmiş bazı sözde sanatçılar tarafından da dile getirilmektedir. İnsan hak ve özgürlükleri bir yaşam biçimi olarak toplum tarafından içselleştirilemediği oranda bu sapkın düşünceleri sık sık duyacağımız muhakkaktır.
Eğitim-İş olarak; Zorunlu Din dersinin ve YÖK ün kaldırıldığı, toplumun tümünü kapsayan, özgürlüklerin sınırlarının kaldırıldığı bir anayasa değişikliğinin zaman geçirilmeden yapılmasını beklemekteyiz. Din ve vicdan özgürlüğünü savunduğunu iddia edenlerin samimiyetinin, önce egemen mezhep ve din anlayışını yansıtan zorunlu Din dersini Anayasadan kaldırmakla ölçüleceğinin bilinmesi gerekmektedir.