Hattat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hattat, koklaşabilir kömür ve linyit kömürleri koklaşmayan kömürler ile çalışan termik santraller ile ilgili olarak yeniden teşvik düzenlemesi yapılması gerektiğini belirtti.

Özel bir televizyon programına katılan Hattat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hattat, enerji çalışmaları hakkında bilgiler verdi. 2008 yılına kadar birçok teşviklerin enerji sektörüne verildiğini, ancak 2009 yılında çıkan kararname ile özellikle emeğin yoğun olduğu enerjide kömür çıkartılmasının teşvik kapsamında bırakıldığını belirten Hattat, "Bunun başlıca sebebi Avrupa ortak birlik. Ortak pazarlıktan dolayı Avrupa Kömür Demir Çelik Birliği konusundan dolayı Türkiye bu kapsama alındı. Ama Türkiye'de çıkartılan kömürler bu kapsama giren kömürler, koklaşabilir kömür. Demir çeliklikle direk ilgisi olan kömürler. Ancak Türkiye'de üretilen gerek linyit kömürleri, gerek taş kömürleri koklaşabilir kömür değil.

 

“BİR KISMI KOKLAŞABİLİR”

Türkiye Taşkömürünün Zonguldak'ta ürettiği kömürlerin bir kısmı koklaşabilir. Küçük bir koklaşabilir kömürden dolayı bütün Türkiye etkilendi. Türkiye'deki yatırımcılar veya santral üreticileri etkilendi. Emek yoğun olan bu termik santrallerde veya diğer sektörlerde hükümet yeniden bu koklaşabilir kömür veya linyit kömürleri koklaşmayan kömürlerle çalışan termik santrallerle ilgili bir ayrım yapması lazım. Diğer taraftan kömürlerin büyük bir kısmı termik santrallerde kullanılıyor. Bazı bürokrasi dallarında bu gerek AKTC'den dolayı, rödevanslı sahalarda kömür çıkartılması maalesef istenilen düzeye gelmiyor. Yerli kaynaklardan yeteri kadar istifade edilmiyor. Sınırsız programında birçok doğal gaz santralleri, çevirim santralleri teşvik ediliyor. Türkiye'nin bugün yüzde 50 enerjisini elektriğini üreten maalesef ithal doğal gaz. Fakat kendi kömürlerimiz, kendi gazlarımız bu elektrik enerjisini üretmeye kafi ama önünün açılması lazım. Birincisi AKTC, ikincisi rödevanslı sahalara teşvik verilmiyor.

 

“İTHAL EDİLEMİYOR”

Örneğin dışardan alınan kömür çıkarmakla ilgili makine teçhizat tabi gaz ortamında yerin yüzlerce metre altındaki makine teçhizatı ithal etmek için birçok akretiflerini açtık veya birçok şeylerini aldık. Bunlardan yüksek oranda KDV alınmasından dolayı ithal edilemiyor. Biz veya bizim gibi benzeri tesisler Türkiye'deki özelleştirmelerle ilgili bir bankanın yapmış olduğu pörtfeyde özelleştirmesi ile ilgili buradaki termik santrallerin özelleştirilmesine de ağırlık veriliyor. Burada tabi kömür yataklarının ciddi bir rehabilitasyon olması lazım. Fakat Avrupa Birliği kıskacına girdiği için maalesef bu da zor gözüküyor. Dolayısıyla burada ilgi azalacak. Avrupa'da, Almanya'da, İspanya'da, İtalya'da, İngiltere'de, bu kanun olmasına rağmen tamamen kömür kaynakları, işçi yoğun olarak yapılan kömür kaynakları o memleketlerde bu kaideyi koyan ülkelerde teşhir ediliyor ve devlet desteklerinden yararlanılıyor. Fakat bizim ülkemizde iki yıldan beri bu durduruldu" dedi.

 

"TÜRKİYE İSTİKRARA KAVUŞTU"

Hattat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hattat, "Bu teşviklerle ilgili olarak büyük sektörler teşvik belgesinin nasıl alındığını, nasıl alınacağını ilgili birimleri tarafından gayet iyi biliyorlar. Bundan orta boy veya büyük sektörler gayet işlerini olumlu yönde teşviklerden istifade ederek götürüyorlar. Ancak küçük hobiler teşvik belgesinin alınmasını zor bir şey olarak görüyorlar. Ayrıca mesela İtalya'da, İtalya bugün kobilerle ayakta kalan bir şey. Yani 3-4 tane tezgahı olan firmalara bankalar geliyor, kredi vermek için. Oraların bürokratları gidiyor teşvik belgesi kapsamına almak için veya oradaki yerel bürokratlar o firmalara 'Nasıl teşvik belgesi alındığını veya nasıl kredi alınır' diye eğitim içindeler. Bugün bizim küçük kobilerimiz bankadan kredi almak için korkuyorlar. 'Acaba yarın banka ne yapar veya nasıl bir durum olur' diye. Dolayısı ile küçük kobilerimizin eğitilmesi lazım. Bugün ben size bir rakamdan söyleyeyim. Türkiye'deki otomotiv sektöründen bilgi vereyim. Türkiye'deki otomotiv sektöründe çalışanların kapalı sahanın yüzde 80'i yan sanayi. İstihdamın büyüğü yan sanayide, irili ufaklı. Yüzde 20'si de bildiğimiz 5-6 tane büyük otomotiv fabrikası. Bu yüzde 80'in de önemli bir kısmı küçük kobiler. Bunlar dediğim gibi krediden de çekiniyorlar, 'yarın banka ne der' diye. Ama şimdi bu devirler galiba geçti. Ümit ediyorum bir daha tekrarlanmaz. Yani Türkiye bir istikrara kavuştu. Herkes bir yatırım faaliyeti içerisinde, küçük kobilerde yatırım faaliyeti içerisinde. Otomotiv, tekstil sektörü bunlar bir yatırım içerisindeler, bunları iyi bir şekilde eğiterek kredi nasıl verilir, burada bankacılara da çok büyük bir iş düşüyor. Bugün bankalardaki faiz oranlarının düşmesinden dolayı artık bankalar çeşitli devlet tahkimlerine hücum etmeyip, kobilere, halka veya tüketim kredilerine yöneldiler. Burada kobilere yapacakları şeyden gerek banka açısından çok büyük sanayinin kalkınmasına ve büyük dağılımına iyi bir şekilde vesile olabilirler" dedi.