21 Mayıs Dünya Süt Günü nedeniyle Kdz. Ereğli İlçe Tarım Müdürü Hakan Tekin, yaptığı açıklamasında sütün önemine değindi.

Kdz. Ereğli İlçe Tarım Müdürü Hakan Tekin 21 Mayıs Dünya Süt Günü'nü kutladı.
Süt içme alışkanlığının kazandırılması ve süt tüketiminin arttırılmasını sağlamak amacıyla 1956 yılında alınan bir karar doğrultusunda kutlanan Dünya Süt Günü ülkemizde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından Süt Haftası olarak kutlandığını belirten Tekin, tüketilen sütlerde Tarım ve Köyişleri Bakanlığından üretim izni alınıp alınmadığına ve son kullanma tarihlerine dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti.
Tekin, 21 Mayıs Dünya Süt Günü nedeniyle yaptığı açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
"Bebeklikten çocukluğa, ergenlikten yaşlılığa hayatımızın her döneminde vücudumuz için en gerekli besin maddelerinden biri olan sütün faydalarını öğretmek, süt içme alışkanlığının kazandırılması ve süt tüketiminin artırılmasını sağlamak amacıyla, Uluslararası Sütçülük Federasyonu'nun 1956 yılında aldığı bir karar gereğince 21 Mayıs günü, Federasyon'a üye tüm ülkelerde "Dünya Süt Günü" olarak kutlanmaktadır.

VAZGEÇİLMEZ
GIDA MADDESİ
Bu çerçevede, 21 Mayıs Dünya Süt Günü'nün içinde bulunduğu hafta Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından "Süt haftası" olarak ilan edilmiştir.
Yeterli ve dengeli beslenmede, süt ve süt ürünlerinin büyük önem taşıdığı bilinen bir gerçektir. Kalsiyum, protein, A, B, D, E vitaminleri bakımından zengin olan süt ve süt ürünleri, yaşamımızın her döneminde vücudumuz için hayati önem taşımaktadır. Bebeklik döneminin vazgeçilmez gıdası olan süt, büyüme ve gelişme çağında olan gençler, anne adayları, yaşlılar için de vazgeçilmez bir gıda maddesidir.
ÖNEM VERİLMELİ
İnsan beslenmesinde gerekli olan kalsiyumun süt ve süt ürünleri olmadan alınması mümkün değildir. Kalsiyum tüketimi ile kemik yoğunluğu arasında sıkı bir ilişki vardır. Kemik yoğunluğunun en üst noktaya ulaştığı 25-30 yaşlarına kadar tüketilen kalsiyum, kemik yoğunluğunun artmasına neden olur ve sonraki yaşlarda görülen osteoporozun erken görülme riskini azaltır. Ayrıca sütte bulunan A vitamini göz ve diş sağlığına, E vitamini bağışıklık sisteminin güçlenmesine, B vitamini iştah, sinir ve sindirim sisteminin düzenlenmesine, D vitamini ise, özellikle çocuklarda diş ve kemiklerin büyümesine, gelişmesine etki etmektedir. Bunun yanı sıra sütün içerdiğindeki biotin, saç ve deri sağlığı için önem taşırken, B2 vitamini büyümeyi hızlandırmaktadır. Bu nedenle, çocukların gelişme çağından itibaren sağlıklı büyümesi ve ileriki yaşlarda osteoporozdan(kemik erimesi) korunmaları için kalsiyum ve vitamin deposu olan süt tüketimine önem verilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle günde en az; bebeklerin 750 gr, çocukların 300-350 gr, gençlerin 350 gr, yetişkin ve yaşlıların 250-400 gr, hamile ve emzikli kadınların ise 500 gr içme sütü veya aynı miktarlarda süt içeren yoğurt, peynir, ayran gibi süt ürünlerini tüketmeleri gerekmektedir.

UYGUN ORTAM
Oysa ülkemizde yılda kişi başına toplam 24 litre süt tüketilmektedir. İşlenmiş ve paketlenmiş süt tüketimi ise kişi başına 11 litre düzeyinde bulunmaktadır. Avrupa ülkelerinin pek çoğunda sadece işlenmiş içme sütü tüketimi kişi başına yılda ortalama 94 litre düzeyindedir. Bu rakamlar da ülkemizde süt ve eşdeğeri ürünlerin tüketiminin çok gerilerde olduğunu ortaya koymaktadır.
Bununla birlikte, üretilen sütün ancak %48'inin pazarlanması, kalan %52'lik payın gelişmiş ülkelerin unuttuğu fakat ülkemizde hala yaygın olan sokak sütü halinde tüketiciye ulaşması, tüketilen sütün kalitesinin de önemli olduğunu vurgulamayı gerektirmektedir.
Süt mikroorganizmalar için uygun bir ortam olduğundan çok kısa süre içerisinde bozulabilmekte ve sağlığımız için tehlikeli olabilmektedir. Bu nedenle ambalajsız olarak tüketime sunulan sokak sütlerinin dayanma sürelerinin arttırılması için süte karbonat, soda gibi birçok katkı maddesi katılabilmekte, yağı alınarak yerine su eklenerek hile yapılabilmektedir.

TARİHLERE DİKKAT
Çiğ olarak tüketime sunulan sokak sütlerinde soğuk zincir korunamadığından tüketiciye ulaşıncaya kadar geçen taşıma sürecinde toplam bakteri yükü artmakta, bunun sonucunda ısı ile yok edilemeyen toksinler oluşmaktadır. Tüketici satın aldığı sokak sütlerinde kontrollü bir ısıtma sağlayamadığından kaynatma ile sütün besin değerlerinde önemli azalmalara neden olmaktadır.Bu nedenle süt alırken, hastalık yapıcı etkenlerden tamamen arındırılmış, besin değeri yüksek pastörize veya uzun ömürlü sütler tercih edilmelidir ve etiketlerinde Tarım ve Köyişleri Bakanlığından üretim izni alınıp alınmadığına ve son kullanma tarihlerine dikkat edilmelidir."