Kdz. Ereğli Belediyesi tarafından Anadolu Otel'in konferans salonunda gerçekleştirilen ve moderatörlüğünü AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk'ün yaptığı, 'Son Gelişmeler Işığında Ortadoğu' konferansına, gazeteci yazarlar Selahattin Yusuf ve Ahmet Kekeç, konuşmacı olarak katıldı.

 

"TUTSAK EDİLMEK İSTENDİK"

Külünk, konferansta yaptığı konuşmada, Ortadoğu'yu elinde tutanın dünyayı elinde tutacağını, o bölgede yaşanan her olayın herkesi yakından ilgilendirdiğini belirterek, "100 Yıl önce birinci dünya savaşı bitmiş, biz Anadolu topraklarına çekilmek durumunda kalmış, fiziki sınırlarımız ile aklımız ve ruhumuzla sınırlandırıldıktan sonra, 'ya Orta doğu mu? Araplar mı? Ne olursa olsun' bizi getirmek istemişlerdi ya aslında dünyanın kalbinden bizi koparmak istemişlerdi. Biz kalpten koparılarak Anadolu topraklarına tutsak edilmek istendik" dedi.

 

"BİR IZDIRABIN EŞİĞİNDEYİZ"

Dünyanın giriş kapısının İstanbul olduğunu anlatan Külünk, şunları söyledi: "Dünyanın şehir devletçiklerine dönüştürülerek yönetilmek istenmesinin yegane sebeplerinden bir tanesi İstanbul'un müslüman Türklerin elinden gasp edilme hesabıdır. Çünkü İstanbul'u başka türlü tutamayacaklarını biliyorlar. İstanbul üzerindeki hesapları 1453'den hiç bitmediği bir zaman diliminde biz Ortadoğu'yu konuşuyoruz. Ortadoğu'yu hiç susturulmadan konuşuyoruz ama üzgünüm ki yeniğiz, mağlubuz. Bu mağlubiyeti galibiyete bir büyük dönüşümün sancılarını yaşıyoruz. Bir ızdırabın eşiğindeyiz. Bu ızdıraptan mutlaka büyük bir galibiyet çıkacaktır. Ben yürekten inanıyorum. Allah bir kez daha Anadolu toprakları üzerinden bu aziz millete bir kez daha önüne fırsa geçirmiş durumda. Eğer bunu iyi getirmesini bilirsek. Afrin'de olup biten herşeyle Yemen'de olup biten arasında fark yok. Afrin'de olup biten herşeyle Musul, Kerkük'te 100 yıl önce yaşadıklarımız arasında hiçbir fark yok. 100 Yıl öncesine gitmeyelim, Afrin'de olup bitenle birinci Körfez harekatı sonrasında Irak'ta yaşananlar arasında hiçbir fark yok. Berlin duvarının yıkılmasının ardından Körfez harekatı üzerinden Irak'ta yaşananlar ile bugün Suriye'de yaşananlar arasında hiçbir fark yok. İkisinin de hedefi bizi Anadolu'da sıkıştırmak, Ortadoğu'ya çıkartmamak. İslam dünyasının ümmetin bütün bileşkelerini ortadan kaldırmak"

 

"AFRİN, BAĞIMSIZ HATAY CUMHURİYETİ'NİN BİR İLÇESİYDİ"

Amerika Birleşik Devletleri'nin son 5 yılda bölgede yaptıkları ile deşifre olduğunu ifade eden gazeteci yazar Ahmet Kekeç, Türkiye'nin Fırat Kalkanı operasyonu ile Amerika'nın planlarını bozduğunu söyledi. "Afrin operasyonu ile ABD'nin tasarımların bir anlamda altını boşaltıyoruz" diyen Kekeç, "Bize kızgınlıkları çok fazla. Ülkemizde darbe yapmaya bile kalkıştılar, bize o kadar öfkeliler. Uzun bir adam çıktı  tüm hesapları bozdu. Bu Gezi olayları, 17-25 Aralık, kaos, 15 Temmuz olarak dönüyor. Afrin ile bizim çok alakamız var. Afrin, Suriye'nin bir bölgesi değildir. Afrin, bağımsız Hatay Cumhuriyeti'nin bir ilçesiydi. Hatay, 1919'da katılmadan önce bağımsız bir cumhuriyetti. Afrin, Hatay'ın ilçesiydi. Hatay hükümetinin kararından sonra bize bağlanmasıyla Afrin, Suriye topraklarında kaldı. Hatay'da olanlar bilir. Afrin bize çok tanıdık bir bölge. Yani Afrin'de ne işimiz var diyenlere cevap olabilecek türde bilgiler bunlar. Bizim sulh ve sükun içerisinde yaşayabilmemiz için sınır güvenliğini garanti altına alınması gerekiyor. Bu çerçevede yapılan operasyonlar bunlar" dedi.

 

TERÖR VE UYUŞTURUCU KORİDORU

Bölgedeki koridorların sadece terör değil uyuşturucu için de kullanıldığını vurgulayan Kekeç, şunları söyledi: "Türkiye'nin son yıllarda terör operasyonlarının sıklaştırması ile birlikte Asya'dan batıya gönderilen uyuşturucu trafiğinde aksamalar olduğu. Şöyle söylemek lazım, Hakkari Yüksekova'yı kullanıyorlardı artık bu güzergahı da kullanamaz hale geldiler. O terör koridoru ile hem uyuşturucu hem Ortadoğu petrollerinin sevkini sağlayacaklardı"

 

"TÜRKİYE BÜYÜMEK ZORUNDA"

Gazeteci Yazar Selahattin Yusuf, gelecekte Türkiye'nin güçlü ve büyük bir ülke olabilmesi için büyümesi gerektiğini anlatarak, "Durursa düşecek, bisikletin üzerindedir Türkiye. Türkiye mutlaka her bakımdan büyümek zorunda. Hiç değilse manen büyümek zorundadır. Bu vücuda yeniden kan vermemiz gerekiyor. Kanı kültürel olarak çekilmiş bir memleketteyiz, bunu kabul etmek zorundayız"

Program soru ve cevap bölümünün ardından sona erdi. Programa Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç ise Bakanlar Kurulu toplantına da katıldığı için gelemediği belirtildi.

 




 (Haber: Mustafa Kemal Bektaş)