ÖDP Merkez İlçe Başkanı Elçin Kınay  Bayrak  “Eğitimde neler oluyor?” başlıklı yazılı açıklamasında  “Son 15 yılda uluslararası ölçütlerle belirlenen eğitim sıralamalarında neredeyse 20 sıra birden geriledik. Her yıl ileri gideceğimize geriye gidiyoruz. Bu değerlerle çocuklarımızın aldığı eğitimin niteliğine nasıl güvenebiliriz? Çocuklarımız niteliksiz bir eğitimle çağdaş dünyada yerlerini nasıl alabilir?

Her yıl değişen müfredatla, sınav sistemiyle, açılan-kapanan-projelendirilen okullarla neler olduğunu takip edemez olduk. Eğitim adeta bir yapboz tahtasına çevrildi. Son 15 yılda hiçbir çocuğumuz başladığı eğitim sistemiyle okulundan mezun olamadı. Bugüne kadar yapılan tutarsız değişikliklerle;” dedi.

Elçin Kınay  Bayrak  açıklamasına şöyle devam etti:

“4+4+4 Eğitim sistemi ile Matematikte 49., Fen'de 52., Okuma anlamada 50. sıraya düştük. Kız çocuklarımızın okula devam oranı düştü, çocuk yaşta evlilikler arttı. Çocuk işçiliğin önü açıldı. Köklü, nitelikli okullarımız proje okula dönüştürülüp öğretmenleri sürgün edildi, bu okulların uzun yıllara dayalı eğitim birikimi sıfırlandı. Tüm bunlar yetmezmiş gibi son aylarda yapılanlar eğitimi tamamen alt üst etti:

Müfredat tepeden tırnağa değişti. Temel bilim derslerinin sayısı-saati azaltıldı, onların yerini din dersleri aldı. Bu müfredat çocuklarımızı çok yönlü bilgiyle donatılmış, özgür düşünen, tüm toplumun yararını gözeten bireyler olarak yetiştirmeyi değil, yalnızca kendi dininin davacısı, dindar ve kindar bir nesil olarak yetiştirmeyi amaçlıyor. Okulda matematik, fen, vb. dersler olmaz, yalnızca din dersi olursa çocuklarımız nasıl mühendis, doktor, eczacı, öğretmen olabilir?

Pilot bölge okullarda resim, müzik, beden eğitimi dersleri kaldırıldı. Çocuklarımızı sanattan, spordan uzaklaştırmanın kime, ne yararı olabilir?

Gerici vakıf ve derneklerle protokoller imzalandı.  Bu protokoller Milli Eğitim Bakanlığı’na paralel bir yapı yarattı. Devletin görevi olan birçok etkinlik, dinci ideolojiyi yayma uğruna cemaatlere ve tarikatlara devredildi.

“TEOG sınavı kalktı sözü büyük bir aldatmaca”

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın, TEOG sınavının kaldırıldığını açıkladığı gerekçeler sınava dayalı sistemin dayatıldığı zamanlarda ortaya koyduğumuz gerekçelerin yalnızca birkaçını kapsaması yanında aynı sıkıntıların yeni sitemde fazlasıyla devam edeceğini belirtmek durumundayız. Bunların yanı sıra Milli Eğitim Bakanı   “Eğitim Bölgesi ve Sınavsız Mahalli Yerleştirme Sistemi” adı altında yeni bir sisteme geçiş yapıldığını açıklamıştır. Yeni sistemde özetle öğrencilerin %90 ‘ı adresine en yakın olan 5 okulu tercih edecek ve bunlardan birine yerleşecektir. Böylece ortaöğretim çağındaki 1 milyon 200 bin öğrenciden 1 milyon 80 bini bu şekilde bir ortaöğretim kurumuna yerleştirilecektir. Ayrıca Milli Eğitim Bakanı’nın talihsiz bir şekilde ‘nitelikli okullar’ olarak ifade yine yapılacak merkezi sınavla öğrenci almaya devam edecektir. Türkiye’deki bütün okulların niteliğinden sorumlu olanların ‘nitelikli okullar’ vurgusu yaparak, Türkiye’deki okulların yüzde 90’ının niteliksiz olduğunu kabul etmesi, iktidarın eğitimdeki başarısızlığının en açık itirafıdır.

TEOG sınavı kalktı sözü büyük bir aldatmaca olup açıklananın aksine temel eğitimden ortaöğretime geçişte sınav kalkmamıştır. Öğrencilerin önemli bir bölümü Haziran ayında yapılacak olan sınava katılacaktır. Doğal olarak Bakan Yılmaz’ın TEOG’ un kaldırılmasına gerekçe olarak sunduğu ‘okul dışı kaynaklara yönelmenin belirgin bir şekilde artması kaçınılmazdır. Çünkü sınavla öğrenci alan okul sayısının azalması bu okullara girmek için daha yüksek puan almayı zorunlu hale getireceği için kurs, etüt ve özel derse yönelim daha da fazla olacaktır.

Yan yana gelirsek, birbirimize omuz verirsek başarabiliriz!

Hemen şimdi, Okul aile birliklerinde yer alabiliriz. Okul aile birlikleri her okulun en önemli bileşenlerinden biridir. Toplanan bağışların çocuklarımızın yararına harcanıp harcanmadığını kontrol eder. Okula davet edilen her kurumdan haberdar olur. Okul yönetiminin çalışmasını denetler. Seçmeli ders dayatmalarına karşı çıkabiliriz. Çocuklarımızı zorla din ağırlıklı seçmeli derslere yönlendirilmesi onların bütünlüklü bir eğitim almalarının önündeki en büyük engellerden biridir. Çocuklarımız, matematik, fen, müzik, resim, vb. konuları öğrenemezse yaşamı tüm yönleriyle algılayamaz, dar bir bakış açısına hapsolur. Hangi mesleği seçmiş olurlarsa olsunlar işlerinde başarılı, toplum için yararlı olamazlar. Gerici vakıf ve derneklerin okullardaki etkinliklerine engel olabiliriz. Eğitim, kamusal bir görevdir. Gerici vakıf ve derneklerin okullara alternatif programlar düzenlemesi ve çocuklarımızın zorla bu programlara gönderilmesi kabul edilemez. Okul müdürlüklerine yazacağımız bir dilekçeyle çocuklarımızın bu tip etkinliklere izinsiz gönderilmemesini talep edebiliriz. Çocuklarımız nitelikli, laik ve bilimsel eğitim alsınlar, okullarda kendilerini geliştirebilecekleri olanakları bulsunlar, esenlikli bir toplumun esenlikli yurttaşları olsunlar istiyoruz.

Yan yana gelirsek, birbirimize omuz verirsek başarabiliriz! Aydınlık yarınları hep birlikte kurabiliriz!”