Kdz. Ereğli’nin Ankara, İstanbul ve İzmir dışında kalan 858 ilçe arasında sosyo ekonomik açıdan 61 il merkezini geride bırakarak Türkiye genelinde 32. Sırada olmasanın da bir yansımasıdır kültür ve sanattaki öncülüğü. Özellikle son yıllarda yazar çıktı Kdz. Ereğli’den. Ferhan Topçu, Ayşe Eren, Gül Güleryüz, Kurtuluş Ayyıldız, Sadun Duran, Haluk Hançer, Nuri Öztürk gibi isimler ilk akla gelenler.

Yılmaz Efe de yazan çizen isimlerden biri. Ve en son yazdığı da Ali oldu. Efe’nin kitabının adı Ali. Gerçek bir yaşam öyküsünün anlatıldığı Ali, okuyucuların beğenisini topladı. Yılmaz Efe ile Ali’yi konuştuk. B küçük söyleşi içinde çok şey barındırıyor.

Sorumuz ve Yılmaz Efe’nin sözleri şöyle sıralandı.

  • Öncelikle niye Ali?
  • Çünkü vatandaşın ismi Ali, kitaptaki karakterin de adı Ali. Hikaye baştan sona gerçek hikayeyi anlatıyor. Ali aslında kim? Ali isminde kitapta anlattığım biri gerçekte yaşamış. Etiyle teniyle ruhuyla var olmuş biri. Onun yaşamını anlatıyorum kitapta. Fakat Ali bir yandan Anadolu insanının kendisi 50 sene öncede kendisi şimdi de Anadolu insanının kendisi Ali Anadolu toprağının ta kendisi. Ali Anadolu’nun kaderinin ta kendisi, bunlar hep yaşanmışlıklar herkes kendinden zaten bir parça bulacak kitapta inanıyorum. Çünkü Ali yaşamının her noktasıyla Anadolu’da yaşamın bir parçasını oluşturuyor. İnşallah okuyanlar da keyif alır, kendilerinden bir parça kitap içerisinde bulurlar. Ali’nin doğumundan vefatına kadar hayatını anlattığım bir Anadolu hikayesi.
  • Gerçek yaşam öyküsü diyoruz. Ereğli’de son dönümde Ferhan Hoca olsun, Gül Güleryüz olsun zaten Kemal Anadol belli sayısız kitapları var. Yazmaya dönük büyük bir ilgi görüyorum yani bu çok hoş.
  • Ereğli’nin bu entelektüel yapısı Ferhan Hoca olsun diğerleri olsun hepsi büyük üstatlarımız ezelden beri işçi kenti olduğu için sendikalaşmanın verdiği o bilgisel yapıdan kaynaklanıyor o yüzden Ereğli gerçekten kültür düzeyinin çok yüksek olduğu bir şehir. Bu da onun yansımalarından bir tanesi ben 45 yaşındayım şuan buralıyım, burada doğdum burada büyüdüm üniversite hariç hemen hemen hep buradaydım ve şunu gördüm şunu tahlil ettim dünya genelinde bir çok ülkeye gittim geldim Türkiye’nin bir çok yerini gezdim hemen hemen. Bir şehir ne kadar muhafazakarlaştırılmak istenirse o kadar geriye gidiyor. O yüzden bırakın insanları zorlamayın şöyle olur böyle olur diye bu şekilde davranın diye su aksın yatağını bulsun. Bu şehir bu kadar yazar çıkartmasının ve okuma düzeyinin bu kadar yüksek olmasının nedeni su akıp yatağını buluyor olmasıymış. Kimse şöyle yap böyle yap diye zorlanmıyor herkesin kendisine göre bir özgürlüğü var bu da ondan kaynaklanıyor. Bu da bizim için kıvanç duymamız gereken bir nokta Ereğli bakımından.
  • Nasıl kitap ilgi görüyor mu?
  • Çok ilgi görüyor beni çok mutlu ediyor. Valla şunu söyleyeyim en az 10 kişi beni arayıp hayatımda ilk kez kitap okudum senin kitabını okudum ve 45 saatte bitirdik. Bizi çok ağlattın eski günlere götürdün kafamızda soru işaretleri oluştu eski günleri tekrar yaşamak istedik şeklinde hep olumlu yorumlar getirdiler. Bu da beni çok onurlandırdı. Yine kitap okuma düzeyi yüksek olan kişiler de gerçekten ilk kitabın mı ilk kitaba benzemiyor çok sürükleyici elimizden bırakamadık çok beğendik konuyu şeklinde olumlu eleştiriler getirdiler onlara da ayrıca çok teşekkür ediyorum.
  • Umarım devamı gelir?
  • Umarım, bir hikayemiz daha var şuanda. O da bir gerçek hikaye. Fakat yayınlanır mı yayınlanmaz mı bilmiyorum. Bence amatör yazarın çok fazla üretken olmaması lazım yayınlama konusunda olması lazım mutlaka sonsuz şekilde yazabildiği kadar yazacak. Fakat amatörce bu işi yapanların tadı orada kalıyor zaten amatörlükte kalıyor. Çünkü bir müddet sonra satılmak kaygısı olmadığı için kendisini tekrara düşüyorsunuz bunu gördüm. Bunu aşanlar da var mutlaka önemli sayıda. O yüzden yazıyorum çiziyorum bakalım duruma göre yayınlanır veya yayınlanmaz büyük ihtimalle sanırım kendimi tekrara düşerim kaygısından dolayı yayınlayacağımı zannetmiyorum.