Eğitim-Sen Zonguldak Şube Başkanı Orhan Yılmaz, cumhuriyetin temel taşı olan laik eğitimin cemaatler aracılığıyla yıkılmaya çalışıldığı dönemlerde sendikalarının bu karanlık uçuruma her fırsatta dikkat çektiğini belirterek ”ancak yetkili yetkisiz hemen her ağız “muhterem hocaefendiyi (!) savunmak için” adeta yarışa girmişlerdi. Bu yarış hocaefendinin peçetesini  yemeye  kadar ulaşsa da aynı canlılar darbe girişiminin başarısızlığa ulaşmasıyla “toplantılarına istisnasız katıldıkları , dağıtılacak bir küçük makam için insanlıktan çıktıkları cemaate  ve muhterem hocaefendiye (!)  bugün en ağır sözleri edebilmekteler...Ne garip…” dedi.

Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:

“TAM BİR GARABETTİR”

Bir zamanlar  AKP ve Gülen cemaatinin kol kola yürüdüklerini, tüm yaşam alanlarını ve özellikle  eğitim politikalarını cemaate bıraktıklarını  sağır sultan bile duymuştur. En yetkili kişilerin, çıkar ilişkilerinin darbe girişimi nedeniyle bozulmasından dolayı ülkenin bu duruma gelmesindeki sorumluluklarından “ aldatıldık” diyerek sıyrılmalarının yanı sıra , haksız hukuksuz bir şekilde hiçbir yargılama olmaksızın işinden edilen 135 bin civarındaki insanın suçsuz olduklarını kanıtlamalarının istenmesi ise tam bir garabettir.

CEMAATLERİ DESTEKLEDİLER

Hepimizin bildiği gibi  “AKP iktidar olduğu günden itibaren, cemaat çevrelerini desteklemiş, eğitimi dinsel öğeler üzerine oturtarak laik, bilimsel, demokratik eğitimin altının boşaltılması için her türlü uygulamalarına izin vermiştir.

Bugün de eğitimin dinsel öğeler üzerine yerleştiği  bir süreci yaşıyoruz. Bunun için cemaatler desteklenmekte ,laik, bilimsel, demokratik eğitimin altının boşaltılması için her türlü uygulamalara izin verilmektedir. Özellikle 4+4+4 düzenlemesiyle beraber  eğitimin dinselleştirilmesi sürecinde çok büyük adımlar atılarak kız ve erkek öğrenciler ayrıştırılmakta ,  ihtiyaç olmamasına rağmen okulların  bir kısmı imam hatip okullarına dönüştürülmektedir.

KOMPLO TEZGAHLARI

Bunlar gerçekleştirilirken  laik, demokratik ve bilimsel eğitimden yana olan sendikamız ve  eğitimciler çeşitli komplo ve tezgâhlarla devre dışı bırakılmaya çalışılmaktadır. İhraç edildikleri  için haklarını arayanlar, bizzat  iç işleri bakanı tarafından  toplum önünde yasa dışı örgüt üyesi ilan edilmişlerken soralım o zaman, bırakın istifa etmeyi beraat ve tahliye edilen Semih ÖZAKÇA ile Nuriye GÜLMEN’den sayın iç işleri bakanı  özür dilemeyi düşünür mü?

“İMAM HATİPLEŞME AMAÇLANMAKTA”

Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütün uygulamaları ve hükümetin bu konudaki zorlamaları, toplumu dinselleştirme yönünde okullara özel bir rol biçildiğini gösteriyor. İlkokuldaki müfredat değişikliği, AİHM kararlarına rağmen  din derslerinin zorunlu olmaya devam etmesi , ihtiyacın çok üzerinde imam hatip açılması örneklerden yalnızca bir kaçıdır. İktidarın İmam hatiplerde Bir  buçuk milyonu aşan öğrenci hedeflerine son 2 yılda ulaşması yetmiyormuş gibi “TEOG’u kaldırdık” saptırmasıyla yeni sistemde , % 10 luk bölüme giren öğrencilerin İmam Hatipleştirilmesi amaçlanmaktadır.

Aslında tüm bunlar geniş kapsamda değerlendirildiğinde sormayan sorgulamayan, inancı hep sömürülen bir toplumsal modelin ülkemizde oluşturulmak istendiğini görüyoruz.

EĞİTİMİ DİNSELLEŞTİRME ÇALIŞMALARI

Eğitimi dinselleştirilme çalışmaları ilimizde de  hızla devam etmektedir. Din tacirliği yapanlar okullarda  insani yardım adı altında çocukların öğleyin yiyecekleri simit parasını yardım kutusuna atması için  din sömürüsü  yapmakta, eğitimin temeline dinamit koyan  çalışmalarla   her kademedeki okulda, asıl işi öğretmenlik olması gerekenler bu işlere aracılık yapmaktadırlar. “ Ağacın kurdu kendi içindendir”  misali eğitimin bu denli yozlaşmasına  neden olanlar , eğitimin bizzat  içinde olanlardır.

“ZENGİNİN MALI ZÜĞÜRDÜN ÇENESİNİ YORARMIŞ”

Her kademeden yöneticinin atanmasına  esas olması gereken kuralın liyakat ve kıdem olmasını savunmak yerine ,  boş bulunan koltuğa cemaat ve tarikat aracılığıyla atanmak isteyenlerle   , hak etmediği bir yere tayin olabilmek için birilerinin hakkını yemeye can atanların “kul hakkından ahkam kesmeleri” bitmedikçe gelecek daha karanlık gözükmektedir. Bunlardan daha vahimi ise , karşı durmayı hep birilerinden bekleyerek “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyenlerle , yolsuzluklardan söz edenlere “zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış “ diyerek  yaklaşanlara , UNUTMAYIN,  “ faşizm “ kapınızı kırdığında sizin için  mücadele eden  kalmamış olacaktır,diyorum..

Okullarda her türlü fırsatı dinselleşme aracı olarak kullananlara da   seslenmek istiyorum..

“HOCAEFENDİ DE” BİR GECEDE FETÖ OLUVERDİ.”

“Hangi cemaatten , hangi tarikat yolundan olursanız olun, sizden önce de okulları ,yurtları,vakıfları cemaatler aracılığıyla örgütlemeye çalışanlar oldu.Bugün memurluktan açığa alınmayı cemaatin bankasında hesabı olmayı ölçü sayanlar , o bankanın açılış kurdelasını birlikte kesip “paranızı buraya yatırın” diye reklam yaptılar,unutmayın…Bugün yere göğe sığdırılamayan İmam Hatip liseleri yerine geçmişte birçok bürokrat çocuklarını cemaatin okullarında, dersanelerinde yetiştirdi. Hatta hükümetler  , onların her istediğini verdiği gibi her türlü zorluğu birlikte aşma adına beraber yürüdüler yağan yağmurlarda..Ancak gün geldi  paylaşımda anlaşılamayınca  “aldatıldık,Allah bizi affetsin” denilerek Esad’ın bir gecede Esed olması gibi “muhterem hocaefendi de” bir gecede Fetö oluverdi. Yıllarca her kurumda ve özellikle okullarda cemaat için militan gibi çalışanlar lanetlenmiş mahluklar gibi bir köşeye atılıverdi.Yarın sizin cemaatiniz de kendini darbe yapabilecek kadar güçlü hissettiğinde sizden öncekiler gibi sizleri de Seyö,Meyo diyerek tarihin çöplüğüne bırakacaklardır.


“İNSANLIKTAN ÇIKMAYIN”

Sizden öncekileri uyardık. Onlar, bir çıkar örgütüyle iç içe oldukları için hizmet ediyoruz sandılar , dinlemediler. Bunca örnek varken gelin siz  vazgeçin.Tanrı ile insan arasına girmeyin. Çalmayın, haksızlık aracı olmayın, haksızlıklara karşı çıkın. Hak etmediğinizi elde etmek  için insanlıktan çıkmayın.Unutmayın bugün sizin üzerinden saltanat sürenler yarın başınıza bir şey geldiğinde size sahip çıkmadıkları gibi yolda selamınızı bile almayacaklardır…Tıpkı sizden öncekilere sahip çıkmadıkları gibi..Bu nedenle okullarda din istismarı ile yaparak günü kurtarmaya,kendine bir yer edinmeye çalışanlara sesleniyorum.Biz , EĞİTİM SEN olarak hesabı mahşere bırakmaz,burada sorarız,unutmayın…