Kısa adı ESM olan Enerji Sanayi ve Kamu Emekçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Şenoğlu, OHAL kapsamında KHK ile işten atılanlara sahip çıkarak, “Geçmişten bugüne dek tüm darbeler emek örgütlerini hedef seçmişlerdir. ESM olarak biz ve Konfederasyonumuz KESK; tüm baskılara ve anti demokratik uygulamalara karşı nasıl geçmişte direnişini göstermişse, bugün de aynı bilinçle direnecek ve mücadelesini sürdürecektir.” Dedi.

Şenoğlu, Hukuk devletinin temelinde, düşünce ve ifade özgürlüğünün olmasını,  bu özgürlüğün ceza soruşturmasıyla kısıtlandığı inancının yaygınlaşması durumunda,  toplumda artık düşünce özgürlüğünden ve hukuk devletinden söz edilemeyeceğini belirterek, açıklamasına şöyle devam etti:

“DEMOKRASİLERDE KORKU VE ENDİŞE OLMAZ”

Bir devlet hukuk ve adalet kavramından uzaklaştıkça, o toplumun bireyleri düşündüklerini söylemekten ve yazmaktan hem çekinir hem de korkar hale gelirler. Oysa hukuk ve demokrasinin egemen olduğu toplumlarda korku ve endişe olmaz. Korku ve endişe "otoriter ve totaliter" rejimlerin ürünüdür.

Korku ve endişenin yaygın olarak hüküm sürdüğü toplumlarda ne hukuk devleti kavramından, ne sosyal devlet kavramından ne de demokrasiden söz edilmesi mümkün değildir.  

 

“HANGİ SUÇLA İTHAM EDİLDİĞİ BELLİ OLMADAN”

Bu bağlamda, OHAL yasasına bağlı olarak, 29 Ekim 2016 günü çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ESM, Zonguldak Şube Başkanı Tahsin Özyener Kumkumoğlu ve ESM yönetici ve üyeleri Ercan Acar, Nevzat Kaynar, Halis Önay ile GMİS üyesi TTK işçisi Salim Çalık çalıştıkları kamu kurumundan ihraç edilmişlerdir.

Hangi suçla itham edildiği belli olmadan; herhangi bir soruşturma açılmadan ve bireyin kendisini savunma hakkını kullanmasına  izin verilmeden, böyle bir işlemin gerçekleşmesi, hem Anayasamıza hem de Evrensel hukuk ilkelerine aykırıdır. 

Geçmişten bugüne dek, Enerji Sanayi Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) nin gerek yöneticileri ve gerekse üyeleri; her zaman kamu yararını gözetecek şekilde kamu hizmetini vermiştir.  Kamu emekçilerinin haklarının korunması ve geliştirilmesi mücadelesini hukuk ve demokrasi çerçevesinden çıkmadan sürdürmüşlerdir.

Yaşamları boyunca emek, demokrasi ve laiklik mücadelesinde yer almış Zonguldak’da TTK’nın özelleştirilmesine karşı etkin bir mücadele yürüten, ülkenin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini bir avuç işbirlikçi sermeyadarlarına peşkeş çekilmesine razı olmayan, “madenler halkındır satılamaz” diyerek özelleştirmelere “dereler hayattır bizim kalacak” diyerek doğanın katliamına karşı çıkan “bir gün her şey sudan ucuz olacak” diyerek geleceğin mücadelesini sürdüren Zonguldak Şube Başkanımız Tahsin Özyener Kumkumoğlu ve ESM yönetici ve üyeleri Ercan Acar, Nevzat Kaynar, Halis Önay ile GMİS üyesi TTK işçisi Salim Çalık’ ın haksız olarak işten atılmalarını kabul etmiyoruz. Arkadaşlarımızım onurlu mücadelelerini destekliyor yanlarımda olduğumuzu bir kez daha belirtmek istiyoruz.

“İHRAÇ VE AÇIĞA ALMALAR KIYIMA DÖNÜŞTÜ”

Kanun Hükmünde Kararnameler ile kamu çalışanlarına yönelik haksız ve hukuksuz ihraçlarla; zaten sınırlı olan iş güvencesi tamamen ortadan kalkmış, tüm kamu çalışanlarının üzerlerine sinen gelecek korkusu, endişe ve tedirginlik sebebiyle, nitelikli kamu hizmeti verilemez hale gelmiştir.

İnsanların iş haklarının, çalışma haklarının, diplomalarının, müktesep haklarının, sahip oldukları güvencelerin, keyfi olarak bir çırpıda yok sayılması kabul edilemez bir tutumdur.

OHAL ve KHK’lerle kamu emekçilerinin haksız ve hukuksuz yere ihraç ve açığa alınmaları,  gittikçe bir " kıyıma" dönüşmüştür. Darbe girişiminden sonraki yürütülen süreç, siyasi bir cadı avına dönüştürülmüştür. Bu durum, darbe girişiminin ihalesinin, siyasi ayağı yok sayılarak, kamu emekçilerinin sırtına yüklenmek istenmektedir.

Sendikal faaliyetlerin hukuka aykırı olmadığı ve suç sayılmadığı herkes tarafından bilinmektedir. Sendika yöneticileri ve üyeleri, sendikal eylem ve etkinlikler “suç” gibi gösterilerek, idari kararlarla cezalandırılmaz. Bu nedenle ihraç edilen kamu emekçilerinin mağduriyetlerinin giderilerek en kısa sürede görevlerine iade edilmesi gerekmektedir.

Bu nedenle siyasi iktidardan en kısa sürede uluslararası sözleşmelere, İLO normlarına uygun hukuk kurallarının  uygulanmasını  bekliyoruz.

“ESM OLARAK GİDİŞATA İTİRAZ EDİYORUZ”

ESM, her zaman sivil ya da askeri darbelerin karşısında, tek çözümün temel hak ve hukuk ilkelerine bağlı tam demokrasiden yana olmuştur. Emek, barış ve demokrasiden yana tutumunu sürdürecektir. 

Geçmişten bugüne dek tüm darbeler emek örgütlerini hedef seçmişlerdir. ESM olarak biz ve Konfederasyonumuz KESK; tüm baskılara ve anti demokratik uygulamalara karşı nasıl geçmişte direnişini göstermişse, bugün de aynı bilinçle direnecek ve mücadelesini sürdürecektir. 

Bu bakımdan bizler emek hareketinin bir bileşeni olan ESM olarak, bu gidişata yüksek sesle itiraz ediyoruz. Hiçbir hukuki gerekçe ileri sürülmeden, hukukun en temel ilkeleri yok sayılarak, arkadaşlarımızın işten ihraç edilmelerini kabul etmiyoruz. Bir an önce görevlerine iade edilmelerini bekliyoruz.

 

Bizler siyasi iktidarın uyguladığı anti demokratik uygulamalara karşı, hukuku, adaleti, barışı, laikliği, demokrasiyi kazanmak için sokak sokak, meydan meydan, işyeri işyeri el ele, kol kola, omuz omuza demokratik mücadeleyi bugüne kadar sürdürdük bundan sonrada sürdürmeye devam edeceğiz.