Geçtiğimiz yıllar içinde öğretmenlerin ekonomik ve sosyal sorunlarına ek olarak, İşimize, ekmeğimize ve geleceğimize yönelik ağır tehdit ve saldırılara, hukuksuz ihraç politikaları mesleki saygınlığı da azaltmıştır.

5 Ekim’in ILO ve UNESCO tarafından ‘Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı’nın alınmasına dayandığını ve tüm dünya öğretmenleri için önemli olan bu tarihi kararın, öğretmenlerin toplumsal statüsü ve haklarına yönelik önemli ve tarihi bir adım olduğunu belirten  Kdz. Ereğli Eğitim Sen, “Tavsiye Kararı’ ile öğretmenlerin sadece okulda değil, toplum içinde de yerine getirdikleri görevin taşıdığı önem uluslararası düzeyde belgelenmiştir. ‘Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı’, öğretmenlerin konumlarını güçlendirmeyi, haklarını geliştirmeyi ve korumayı amaçlarken, aynı zamanda uluslararası düzeyde yapılmış bir toplu sözleşme niteliği taşımaktadır. ‘Tavsiye Kararı’, Türkiye tarafından da kabul edilen ve altına imza atılan bir belge olmasına rağmen, Türkiye’nin yıllardır yükümlülüklerini yerine getirdiğini söylememiz mümkün değildir.” Görüşünü savundu.

Türkiye’de görev yapan eğitim ve bilim emekçilerinin, OECD ülkeleri arasında ekonomik, sosyal ve özlük haklar açısından son sıralarda olduğuna da dikkat çeken sendikanın açıklaması şöyle:

“Geçtiğimiz yıllar içinde eğitim ve bilim emekçilerinin aldıkları maaşlar, insanca yaşam seviyesinin yanına bile yaklaşamamıştır. Eğitim emekçilerinin üçte ikisi insan onuruna yaraşır bir yaşam sürdürebilmek için ek işler yapmak zorunda bırakılmıştır. Geçtiğimiz yıllar içinde öğretmenlerin satın alma gücünün belirgin bir şekilde azaldığı görülmektedir.

Öğretmenlik mesleği ve mesleki idealleri, iktidar eliyle uygulanan bilinçli politikalarla çok yönlü olarak hızla yozlaştırılmıştır. Yıllardır ülkeyi yönetenler ve eğitim politikalarına yön verenler öğretmenlik mesleğinde yaşanan nitelik kaybının artmasında en büyük pay sahipleridir. Bu nedenle bugün eğitim alanında yaşanan sorunların sorumlusu öğretmenlerimiz değil, siyasi iktidar, MEB ve onların sözünden çıkmayanlardır.

Öğretmenlerin yıllar boyunca büyük fedakârlıklara katlanarak çalışırken yaşadığı zorluklar ortadayken, çalışma ve yaşam koşulları ve mesleki saygınlıklarının giderek kötüleşmesi dikkat çekicidir. Geçtiğimiz yıllar içinde öğretmenlerin ekonomik ve sosyal sorunlarına ek olarak, İşimize, ekmeğimize ve geleceğimize yönelik ağır tehdit ve saldırılara, hukuksuz ihraç politikaları mesleki saygınlığı da azaltmıştır. Öğretmenliğin uluslararası standartlara uygun ve bilimsel bir anlayışla ele alınması ve tüm eğitim emekçilerinin ekonomik, sosyal, mesleki ve özlük sorunlarının çözülmesi gerekmektedir.

Yıllardır kamu istihdamında, özellikle eğitimde güvencesiz, esnek ve performansa dayalı istihdam politikalarını hayata geçirmek isteyen siyasi iktidar, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında eğitimde mülakat sınavı ile alınan ‘sözleşmeli öğretmenlik’ uygulamasını başlatmış ve bugüne kadar 103 bin sözleşmeli öğretmenin ataması yapılmıştır. Öğretmen istihdamında yaşanan güvencesizleştirme, öğretmenlerin özlük hakları ve çalışma koşulları arasında belirgin farklılıklar ve adaletsizlikler yaratmayı sürdürmektedir. Bu nedenle öğretmen yetiştirme ve kadrolu istihdam konusundan başlayarak, sadece öğretmenlerin değil, tüm eğitim ve bilim emekçilerinin yaşadığı sorunlara kalıcı çözümler üretilmesi için somut adımlar atılması bir zorunluluktur.

Eğitim emekçilerinin uluslararası alanda birlik, dayanışma ve örgütlü simgesinin günü olan 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü kutlu olsun.”