Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi ve Zonguldak İl Sorumlusu Bekir Demirkaya’dan çarpıcı açıklamalar.

 

2014 Yılı içinde Soma ile başlayan ve ardı ardına gelen haberler ile Türkiye’nin yerin altında doğru sınav veremediğinin belirten Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi ve Zonguldak İl Sorumlusu Bekir Demirkaya, zaman zaman olsa da yöneticilerin bu gerçeği itiraf ettiğini söyledi.

Soma ve diğer madenlerde yaşananları en iyi Zonguldaklı’nın anladığını belirten Demirkaya, “Bu açıdan ölenlerimize Türkiye’nin neresinde olursa olsun Zonguldaklının şahsında başsağlığı ve Allahtan rahmet diliyorum, rabbim mekânlarını cennet eylesin. Yerin 500 metre altında çalışan kardeşlerimiz için Sorumluluğumuz, yapmamız gerekenler,   itinayla özür dilemek midir, elbette hayır. Haykırmak isterim ki saadet partisi, milli görüş, yerin altında ayda 1500 TL alarak canı pahasına bizim için kömür çıkarılmasına razı olamaz, Milli görüş önce patronun aynı şartlarda çalışmasını sonra çalıştırdığı işçiye ücret takdir etmesini öngörür, maaşın miktarını belirleyen kıstas budur. Saraylardan villalardan, milletin emaneti olan koltuklardan ücret belirlersen sonuç böyle elbette böyle olur, siz önce kömürün fiyatını belirlerseniz, diğer maliyetlerden sonrada işçiye de bunu verebiliriz derseniz bu adalet olmaz, bu alın terinin 500 metre yerin altındaki karşılığı değildir. Kaldı ki ifade edilenler tam bir pişkinliktir, madenin tonunun 140 $ ‘dan  20 $ ‘a düşürmek işçiyi karın tokluğuna çalıştırmak marifet değildir” dedi.

 

“NEDEN DESTEKLENMESİN?”

İktidara geldiklerinde maden işçisinin ücretinin en az 5 bin TL olacağını, ortaya çıkacak kömür maliyetinin kömüre ihtiyacı olanların ödeyeceği bedel olduğunu vurgulayan Demirkaya konuya ilişkin yaptığı açıklamasında başlıklar halinde şu açıklamaları yaptı: Biz iktidara geldiğimizde maden işçisinin ücreti en az 5000 tl olacaktır. Ortaya çıkacak kömür maliyeti kömüre ihtiyacı olanların ödeyeceği bedeldir. Bizim, diğer bir kardeşimizin hayatını tehlikeye atarak kömür tedarik etme lüksümüz yoktur. Yerin üstündeki tüm ürünler hem de yerin altında üretilmemiş ürünler desteklenirken, neden işçinin emeği desteklenmesin.

 

DİZAYN EDİLME SORUMLULUĞU

Ayrıca ifade etmek isterim, çalışma şartları da acilen bütün riskler kaldırılarak hem de maliyetine bakmadan iyileştirilmelidir. Çalışma şartları iyileştirirken madenlerde üretim durmalı çalışanların makul ücretleri de ödenmelidir, Ülkemizde refah düzeyi açısından, asgari ücretli için şartlar farklı mıdır? Emekli açısından durum farklı mıdır? Hayır.  Ülkemde yeniden adaletin, insan haklarının, üretimin tüm alanların dizayn edilme zorunluluğu vardır.

 

TOPLUM YANILTILMAMALI

Adil olan bir düzen ülkemin, ülke insanımın hakkıdır. Ve saadet partisi milli görüş bunun mücadelesini vermektedir. Ülke insanımız her geçen gün irtifa kaybetmektedir, Evet, Türkiye’de kişi başına düşen milli gelir 2000 $ dan 10 bin dolara çıkmıştır bunu böyle söylersen doğru ama eksiktir. Bu ülke de maden işçisinin geliri 10 bin dolar mıdır? 10 bin dolarsa 4 kişilik ailenin yıllık geliri 40 bin dolar, 88 bin lira, yani ayda 7500 TL midir? Böyle ise geçinemiyorum demek haksızlık olmaz mı? Tabi ki gerçek bu değildir. Yine, Bu ülkede asgari ücretlinin geliri on bin dolar mıdır? Bu ülkede emeklinin geliri 10 bin dolar mıdır? Yine devletin rakamlarıyla ülkemde ki 3 milyon işsizin geliri 10 bin dolar mıdır? Hayır, doğrusu nedir? Toplam nüfusun % 85 inin, milli geliri 1.764 dolar, kalan % 15 inin geliri ise 56 bin dolardır. Toplum yanıltılmaktadır. Hesap yapmasına fırsat verilmemektedir. Ayrıca gelirimiz hane başına 88 bin TL ise bu borçlanma kredi kartları ne manaya gelmektedir.

 

FAİZ LOBİSİ

Türkiye de tüketici kredileri toplamı 158 milyar dolar. Eski parayla TL olarak 363 katrilyona ulaşmıştır. vatandaş evi, arabayı, ekmeği, suyu ve her şeyi kredilerle satın almaktadır. Bu bir kişi değil ekseriyetin durumu böyledir. Vatandaş faizli krediyle satın almaya mahkûm edilmiştir. Faize bulaşmayan kalmamıştır. 2002 de 4 milyar 057 milyon dolar olan tüketici kredileri toplamı, 2014 de 158 milyar 490 milyon dolar olmuştur. Görünen o ki bu işten faiz lobisi kazançlı çıkmıştır. Yine borcunu ödeyemeyen, kara listeye alınanların sayısı 2milyon 954 bin kişiye çıkmıştır. Vatandaşa verilen bu faizli kredileri bankalar, yurtdışı borçlanmalarla tedarik etmektedirler, bu da uluslararası sıcak para kaynaklarını faiz lobisini ihya etmek manasındadır. Faiz lobisini karşınıza almanız vatandaşı bu kredilerden kurtarmanızla mümkündür. Siz şimdi ne var bunda almasalardı diyebilir misiniz, bizler mili görüşçüler, Oh olsun diye bilir miyiz, elbette hayır, yapılması gereken bu faizci kapitalist sistemden bir an önce kurtulmaktır. Biz bu bankaların kapısına gitmesek yarın kepengi kapatacaklar ve kendiliğinden yıkılacaklar. Peki, esnafın durumu nasıldır. O da elbette faizli kredilerle ayakta durmaktadır.

 

BONZAİ VE UYUŞTURUCU EN GÖRÜNENİ

Öncelikle ülkemin insanına sesleniyorum, İktidar psikolojisi ile ben yaptım oldu, bu iktidarı ben seçtim ona laf söyletmem, demek ne kadar yanlışsa, muhalefet psikolojisi ile ne yaparsanız yapın yanlıştır diyerek horoz döğüşü yapmak ülkemin problemlerini çözmeyecektir. Bu ülkenin sahibi gibi davranmak zorundayız. Birisi bir siyasi parti çıkıp bu ülkeyi yıkalım demiyorsa, değerlerimize saldırmıyorsa,  bu sese kulak verelim, daha mükemmeli için tüm öz eleştirilere açık olalım.  Bu ülke hepimizin, bu gemi batarsa hep birlikte batarız. Allah muhafaza etsin. Bütün mücadelemiz, yaşanabilir bir Türkiye’dir, Yeniden büyük Türkiye’dir, Ve Yeni bir dünya içindir, Kurtuluşumuz ülkeyi problemleri ve çözüm yollarını sahiplenmekten geçmektedir. Şimdi bakın hazine finansman programı kapsamında kasım aralık ocak aylarında 19, 1 katrilyon borç bulmak zorundadır. Bunun için tabi ki sıcak para kaynaklarının önünde diz çökeceklerdir. Borç bulma zorunluluğunuz faiz lobisine mahkûm olmaktır. Bu denli borçlarını döndürmek için borçlanma ihtiyacı olan bir Türkiye’den mescidi Aksa’yı çiğneyen İsrail’e tepki göstermesi, büyükelçini Türkiye’de görmek istemiyorum demesi mümkün müdür. Sadece, milli gazetenin ifadesiyle ‘’itina ile İsrail kınanmıştır’’ Her ay borçlanma ihtiyacı karşılığında faiz lobisinden para dilenilmektedir. 20015 de ihtiyaç olan para miktarı eski parayla.99,9 katrilyondur. Ekonominin bu durumu tüm sosyal dokularımızı etkilemektedir. Geçlerimiz sokakta her türlü tehlike ile karşı karşıyadır. Bronzai ve uyuşturucu en görünenidir. Tüm Bu Yaşananlar Açısından, Ak Parti’nin Yaklaşımı, Avrupa Birliği bir medeniyet projesidir ve AB üyeliği vazgeçilmez hedefimizdir; Amerika ve İsrail dünyanın gerçekleridirler ve stratejik müttefiklerimizdirler. Faizci Kapitalist nizam dünya gerçeğidir ve biz bu ekonomik nizam çerçevesinde ekonomimizi şekillendireceğiz demektedirler. Bu politikalar sebebiyle AB bakanlığımız vardı, Bu sebepten dolayı, En son mecliste tüm partilerin oy birliği ile aldığı karar,

 

“UÇURUMUN SONUNU BİLMEK”

21 Kasımda Arnavutluk/Tiranda yapılan eşcinsellerin haklarının konuşulduğu TEMEL HAKLAR VE AYIRIMCILIK YASAĞI konulu toplantıya milletvekillerinin katılma kararıdır. Eşcinselliğin ve bu benzer sapıklıkların ne manaya geldiğini bizim seçtiğimiz vekiller bilmiyor mu? Medeniyetler ittifakı hevesi ile LUT kavminin düştüğü belayı, helak olma sebebini bir medeniyet değeri, yaşam tarzı olarak savunabilir miyiz? Medeniyetler ittifakı bizi hangi sapık medeniyetle bütünleştirmek istemektedir. Bu uçurumun sonunu bu projeden sorumlu bakan beyler neden bu ülkenin insanına anlatmazlar, Ab hayalinin sonu nereye çıkacaktır neden ab ile gelecek belalar önümüze parça parça koyulmakta ve millet ten gelecek tepkiler kontrol edilmektedir. Bu uçurumun sonunu bilmek, bedeli ödeyecekler olan milletin hakkı değil mi? Yoksa seçtiğimiz vekiller meclise gittiklerinde kimi temsil edeceklerini unutuyor mu? Mecliste gözümüz hep bir kişi aradı, sadece bir kişi bu millet gibi davransın istedik, ne mümkün, Geçmişte de böyle olmuştu İsrail cumhurbaşkanı TBMM tüm partilerin milletvekilleri tarafından ayakta alkışlandığında, genel başkanımız basın toplantısında haykırmıştı bu katile haddini bildirecek bir deli kanlı yok mu diye, maalesef cevap alamamıştık, Şimdi durum hep aynı,  Avrupa birliği madem bizimle bütünleşmek istiyorsun, gel eşcinselleri beraber savunalım demektedir.

 

AHLAKSIZ TEKLİFE EVET

Ülkemizin problemleri bitmiş, ahlaksız teklife evet denilmiştir. Meclis bu oylamada, muhalefetiyle iktidarıyla tek vücut olmuştur, 12 yıldır mecliste yapılan yasalarda Avrupa birliğinin rızası belirleyici olmuş, yasalar Avrupa birliği uyum yasaları altında çıkarılmıştır. Dış politikamız da, ABD ve Avrupa birliğinin güdümündedir. Komşularımız ile Sıfır sorun politikası iflas etmiştir. Komşularımız kan gölüne dönmüş harabe haldedir. Suriye meselesinde ABD ve Avrupa birliği yürü biz de geliyoruz demiş, ancak sonuç 250 bin Müslümanın katliamıdır.  Daha IRAK’IN hesabını idrak edemeden, önümüzde SÜRİYE’nin hesabı vardır. Dönüp muhasebe yaptığımızda bu bedeli kim ödeyecektir. Suriye’den gelen 1milyon 6 yüz bin mülteciye kapınızı açmanız yeter mi, Müslümanları kim denize itmiştir, denize düşünce ABD yılanı bizi kurtarır mı zannetmiştik,  ABD o bölgede tek parça bir devlet istiyor mu? ABD’nin o bölgede öngördüğü İsraillin güvenliğidir, İsraillin güvenliği de bölgede tüm sınırların ve yönetimlerin değişmesini öngörmektedir. Sözüm ona özgürleştirme adına, ABD ye göre ırak özgürleştirilmiştir, Soruyorum iktidara ve muhalefete, Özgürleşmek bu mudur böyle özgürleşmeyi kendi ülkeniz için ister misiniz? Arap baharından, Mısır’da, Cezayir’de, Libya’da, Suriye’de, Sadece Müslümanlar Zararlı Çıkmıştır. Ülkemiz ve dünya her gün düzeltilmesi zor olana doğru yol almaktadır. Bir milli görüş eline ihtiyaç vardır, İslam birliğinin kurulmasına ihtiyaç vardır”

 

(Haber Merkezi)