Eğitim-Sen Çaycuma Temsilciliği düzenlediği “5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü” etkinliğine katılan  CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, karşı devrim çabalarının en çok eğitimde kendini gösterdiğini öne sürdü.

Emekli öğretmenlere plaketlerini verdikten sonra konuşan Turpcu,  Cumhuriyet`in eğitim devrimi örneğinin Nobel Kimya Ödülü Sahibi Aziz Sancar olduğuna vurgu yaparak “Cumhuriyet`in Eğitim Devrimi, anne babası okuma yazma bilmeyen, Mardin’in ücra bir köyünde doğan birini Nobel’e taşıyan bir sistemdi. Yakın zaman önce dünyanın en prestijli bilim ödülünü kazanarak bizleri gururlandıran Nobel Kimya Ödülü sahibi Aziz Sancar başarısını Köy Enstitüleri Mezunu idealist öğretmenlerine bağladığını her fırsatta dile getirmiştir.” Dedi.

Turpcu sözlerine şöyle devam etti:

“İKTİDARIN KARŞI DEVRİM ÇABASI KENDİNİ EN ÇOK EĞİTİMDE GÖSTERMİŞTİR”

“Türkiye genelinde olduğu gibi Zonguldak’ta da laik ve bilimsel eğitimin içi boşaltılarak din üzerinden yürütülmeye çalışılan bir sistem yerleştirilmeye çalışılmaktadır. Koltuğa geçen her Milli Eğitim Bakanı ile birlikte ders programları ve sınav sistemleri değişmiştir. 14 yılda 6 farklı bakan gören eğitim sistemi yapboz tahtasına dönmüştür. Değişiklikler yapılırken, eğitim sendikalarının, akademisyenlerin ve bu işin uygulayıcısı olan eğitim emekçilerinin görüş ve önerileri dikkate alınmamıştır. Eğitimin uğradığı tahribat çok ciddi boyutlardadır. AKP’nin eğitim politikası bu anlamıyla,  kendilerinin dış ve iç siyaset, ekonomi, bilim, çevre, tarım politikalarıyla uyum içerisindedir.”

“DİĞER İLLERDE UYGULANAN YARGI KARARLARI NEDEN ZONGULDAK’TA UYGULANMIYOR?”

“Eğitimdeki bu tahribat, idareci kadrolaşmalarla, kendilerine yakın görmedikleri sendikalara baskıyla, hukuk tanımazlıkla, torpil anlamına gelen öğretmenlere mülakatla, keyfilikle, kayırmacılıkla pekiştirilmeye çalışılmaktadır.

21 Ağustos 2014 tarihinde, Zonguldak il ve ilçelerinde çoğunluğu Eğitim Sen üyesi çok sayıda okul müdürünün görevi, okul müdürleriyle makul bir süre (6 ay) birlikte çalışmayan İl ve İlçe Milli Eğitim Müdür ve Şube Müdürlerinin yanı sıra kimi İl ve İlçe Milli Eğitim Müdür ve Şube Müdürlerinin verdiği düşük puanlarla sona erdirilmiştir. 

 

2014 yılında 75’in altında düşük puanlar verilerek görev süreleri uzatılmayan Zonguldak merkez ile Çaycuma ve Gökçebey ilçelerindeki 8’i Eğitim Sen üyesi toplam 11 okul müdürü, Zonguldak İdare Mahkemesi’nde açtıkları davaları 3. kez kazanmalarına rağmen henüz göreve başlatılmamışlardır. Bununla birlikte Devrek`te de 2 müdür ve 1 müdür yardımcısı mahkeme kararına rağmen göreve başlatılmamıştır. Ancak; Ankara, İzmir ve birçok ilde 75’in altında puanlar verilerek görev süreleri uzatılmayan okul müdürleri kazandıkları 3. davaların ardından geçtiğimiz aylarda görevden alındıkları eski okullarına tekrar atanmışlardır.

 

Diğer illerde uygulanan yargı kararlarının Zonguldak’ta uygulanmamasının gerekçesini Sayın Bakan açıklamalı ve Uşak'ta görevlerinden alınan okul müdürlerinin mahkeme kararlarıyla görevlerine dönmesine yönelik söylediği; `Bizim olduğumuz dönemde mahkeme kararının gereği aynen yerine getirilir. Gerek bürokrasinin, gerekse bu görevi yapan siyasilerin mahkeme kararını yerine getirmemesi hukuk ihlalidir. Ehil, ehliyetli, liyakatli olan herkes müdürlük yapabilir. Hukuk devletinin gereği mahkeme kararlarına uymaktır` sözlerini gereğini yapmalıdır.”

“ÇOCUKLARIMIZ ÖĞRETMENSİZ VE HALA DERS KİTAPLARI EKSİK”

“Olağanüstü halin karanlık ortamı fırsat bilinerek düzenlenen Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) ilerici, demokrat ve emekten yana öğretmenlerin birçoğu açığa alınmıştır. Bu nedenle birçok yerde, çocuklarımızı öğretmensiz sınıflar beklemektedir. Birçok öğrencimizin de hala ders kitapları eksiktir, öğretmenler fotokopiyle çoğaltarak eğitim vermeye çalışmaktadır.”

“4+4+4 DAYATMASINDAN SONRA SUBYAN MEKTEPLERİ”

“Devlet okulları, 4+4+4 dayatmasıyla imam hatip liselerinin suretine dönüştürülmüştür. Dini eğitimin `subyan mektepleri` aracılığıyla okul öncesine taşınması için var güçleriyle çalışan bir yapı var karşımızda. Ülkemizi çevreleyen coğrafyada yaşananlar `Laik-Demokratik-Bilimsel Eğitimin` önemi bir kez daha ortaya koymuştur. Çok net şekilde söylüyorum, bilim ve eğitim kesinlikle dinselleştirilmez.

Dinin, siyasete, adalete, orduya, eğitime alet edilmesinin ülkemiz için ne denli sonuçlar doğurduğunu da çok acı tecrübeler yaşayarak gördük.”

“EĞİTİM SİSTEMİNİN ASLİ UNSURU HALİNE GETİRİLEN CEMAATLER LAİK CUMHURİYETİN ALTINI OYMAK İÇİN ÇALIŞIYOR”

“`Milli Eğitim Bakanlığı` cemaatlerin etkin olduğu bir Bakanlık haline gelmiştir. AKP eliyle eğitim sisteminin asli unsuru haline getirilen cemaatlerin Laik Cumhuriyetin altını oymak için ne şekilde çalıştıkları ortadadır.

Adında `milli`  olan iki tane bakanlıktan biri olan `Milli Eğitim Bakanlığı`, maalesef emperyalizmin kendini en net şekilde gösterdiği bakanlık haline gelmiştir. Çünkü, emperyalizm, buradan bilim, teknoloji alanında yetişecek bilim insanları yerine toplumun dinselleştirilmesi ile ilgili çalışmalar yapmıştır ve yapmaya devam etmektedir.”

“LAİK VE BİLİMSEL EĞİTİM”

“Aydınlanmanın yerini karanlığın aldığı, tarikatların ve cemaatlerin hedeflerini karşılayan ders programlarının yürürlükte olduğu eğitim sisteminin panzehiri laik ve bilimsel eğitimdir.

`Hayatta en hakiki yol gösterici ilimdir. İleride benim söylediklerimle ilmin gerçekleri çelişirse, ilmi esas alın` diyen Mustafa Kemal Atatürk`ün bu güne dair görüşleri gayet açıktır.”

“`FİKRİ HÜR, VİCDANI HÜR, İRFANI HÜR` NESİLLERE İHTİYACIMIZ VAR”

“Hedefimiz, edebiyat, bilim ve sanat ışığında; sorgulama ve eleştirel düşünme yeteneğine sahip, dünyadaki gelişmeleri izleyip anlayabilen, sorunlar karşısında çözüm yolu olarak akıl ve bilimin temel alındığı bireyler yetiştirmek olmalıdır. Yani sorgulayan, itaat ve biat kültürünü benimsemeyen `fikri hür, vicdani hür, irfanı hür` nesillere ihtiyacımız vardır.”

“EĞİTİM EMEKÇİLERİMİZİN AYDINLIK BİRİKİMİNE VE ÇABASINA GÜVENİYORUZ”

“Laik-Demokratik-Bilimsel Eğitim olmadıkça Büyük/Gelişmiş Türkiye laflarının hepsi hayaldir.  Ülkemizin ve öğrencilerimizin geleceği için, karanlığa karşı aydınlığın ve özgürlüğün ülkesine ulaşmak için siz değerli eğitim emekçilerimizin aydınlık birikimine ve çabasına güveniyoruz.

Sözlerime son verirken, bu değerli buluşmayı organize eden Eğitim-Sen Çaycuma Temsilciliği’ne ve emeği gecen bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyor, tüm katılımcıları bir kez daha saygıyla selamlıyorum.”