Eğitim sisteminde yapılan son düzenlemenin gerçek amacının Eğitim Fakültelerinin işlevini azaltıp, İlahiyat Fakültelerine olan ilginin arttırılması sağlamak için yapıldığını vurgulayan Yılmaz, konunun takipçisi olacaklarını söyledi.

Eğitim Sen Zonguldak Şube Başkan Orhan Yılmaz, yaptığı yazılı açıklama ile Eğitim Fakültelerinin işlevsizleştirilmeye çalışıldığını belirtti.
Yılmaz, "Her türlü olumsuzluğuna rağmen öğretmenlik mesleğini yerine getirmek için bilinçli bir biçimde Eğitim fakültelerini tercih eden binlerce öğrenci bulunmaktayken, Fen-Edebiyat ve İlahiyat fakültelerine de hemen aynı hakların tanınması, eğitim fakültelerinin geri plana itilmesini gündeme getirecek; öğretmen yetiştirme sürecini ise yalnızca pedagojik formasyon derslerine indirgeyecektir" dedi.
Yapılan son düzenlemenin İlahiyat Fakültelerinin özendirmek amaçlı olduğunu ifade eden Eğitim Sen Zonguldak Şube Başkanı Orhan Yılmaz, açıklamasında şunları kaydetti:

AMAÇ NE?
"Bilindiği gibi öğretmenlik, formasyon gerektiren ve bunun için de örgün eğitimin tüm olanaklarıyla öne çıkması gereken bir ihtisas mesleğidir. Ülkemizde öğretmen yetiştirme kurumlarının tarihi oldukça eskilere dayanmakta ancak sistem neredeyse her on yılda bir değiştirilmektedir. Bu noktada YÖK'ün aldığı son karar dikkat çekicidir. Buna göre YÖK, Fen-Edebiyat ve İlahiyat fakültesi öğrencilerine yüksek lisans yoluyla formasyon verilmesi uygulaması yerine, formasyonun 2, 3 ve 4. sınıflardan itibaren verilmesi yönünde yeni bir karar almıştır. YÖK'ün aldığı karara göre 2009- 2010 öğretim yılından itibaren İstanbul, Marmara, Atatürk ve Uludağ üniversitelerinin Fen-Edebiyat ve İlahiyat fakültelerinde lisans öğretimi sırasında pedagojik formasyon dersleri verilecektir. Ancak bu durum hemen düşünülmesi gereken "öğretmenlik mesleğinin gereklerinin niteliksel olarak kazanılması sürecinde Fen-Edebiyat fakülteleri ve İlahiyat fakülteleri ile Eğitim fakülteleri arasında ne fark kalmaktadır sorusudur. Altyapısız, öğretim üyesiz ve öğrencisiz üniversiteler açıp bu üniversitelerde eğitim fakültelerini ve işsiz öğretmenler kitlesini genişleten zihniyet diğer yandan Fen-Edebiyat ve İlahiyat fakültelerini Eğitim fakülteleriyle aynı pozisyona getirmektedir. Öğretmen açıklarını kapatmak için gerekli sayıda atama yapılmazken gündeme gelen bu uygulama, işsiz öğretmenler kitlesinin sayısını arttırmaktan başka neyi amaçlamaktadır?
Milli Eğitim Temel Kanununun 43. maddesinde tanımlanan öğretmenlik mesleği ile çelişkiler yaratmaktadır. Zira ilgili maddede; "Öğretmenlik Devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir." ifadesi yer almakta ve "öğretmenlik mesleğine hazırlık genel kültür, özel alan eğitimi ve pedagojik formasyon ile sağlanır" ifadeleriyle öğretmenlik mesleğinin özel eğitim gerektirdiği hükme bağlanmaktadır.

TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ
Her türlü olumsuzluğuna rağmen öğretmenlik mesleğini yerine getirmek için bilinçli bir biçimde Eğitim fakültelerini tercih eden binlerce öğrenci bulunmaktayken, Fen-Edebiyat ve İlahiyat fakültelerine de hemen aynı hakların tanınması, eğitim fakültelerinin geri plana itilmesini gündeme getirecek; öğretmen yetiştirme sürecini ise yalnızca pedagojik formasyon derslerine indirgeyecektir. Ancak burada amaçlananın sayılanların dışında söz konusu uygulama ile İlahiyat fakültelerinin özendirilmek istendiği de açıktır. Son yıllarda kontenjanları hızla arttırılan bu fakültelere olan ilgiyi arttırmanın yolu olarak, son düzenlemenin seçildiği de gözlerden kaçmamaktadır. Zira hatırlanacağı üzere YÖK, geçtiğimiz yıl aldığı bir kararla İlahiyat fakültelerinin kontenjanlarını yüzde 235 oranında arttırmış; 2009 yılında ise diğer fakülteleri yine geride bırakarak yüzde 115'lik bir kontenjan artırımına gitmiştir. Son düzenlemenin altında yatan gerçek amacın İlahiyat fakültelerini özendirmek olduğu açıkça belli olurken Eğitim Sen konunun bu sorunun da takipçisi olmayı sürdürecektir."