Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Eyüp Alabaş, yapılan ve yapılması hedeflenen çalışmaları anlattı, TTK, Çatalağzı, Zonguldak ekonomisi başta olmak üzere güncel konuları değerlendirdi.

 

SIKINTILI BİR SÜREÇ: Türkiye sıkıntılı bir döneme girdi, adı konulmasa da ekonomik ve siyasi bir kriz yaşanıyor.  Türkiye'nin mahalli seçim dönemine girmiş olması krizi daha da belirsiz hale getiriyor. İstanbul Üniversitesinin Türkiye Taşkömürleri Kurumu'na yaptığı bir rapor var o rapora göre 12 bin yeraltı 2 bin yerüstü olmak üzere toplam 14 bin norm kadro yer alması gerekiyor. Bakanlığa 2 ay önce sunduğumuz raporda 3 bin 200 kişi işçi talebinde bulunduk şimdi bu rakam 3 bin 500'e yükseldi.

 

İŞÇİ TALEBİ: Zonguldak havzasında 1.3 milyar ton taşkömürü rezervi var. Yılda 5 milyon ton üretim sahip TTK, işçi açıkları nedeniyle geçen yıl 1.4 milyon ton üretim yaptı. 3'de 1 kapasite ile çalışan bir kurum tabi ki zarar eder. Bu kurumu yönetenler yıllardır işçi talebinde bulunuyor. Kurumun işçi talebi her geçen gün artıyor.

 

SESİMİZİÇIKARTMALIYIZ: Zonguldak insanı işsiz göç ediyor ama devlet bizden aldığını bize vermiyor. Bu tablonun sorumlusu başta siyasi iktidar olmak üzere Zonguldak adına siyaset yapan tüm siyasi kadrolardır. Elbette Zonguldak halkının demokratik kitle örgütlerinin bu tabloda sorumlulukları bulunmaktadır. Sesimizi çıkartmazsak bu tablo sürüp gidecektir.

 

BÖYLE BİR SÖZ VE BELGE YOK: TTK'yı özelleştirmeye kalkmak demek arı kovanına çomak sokmakla eş değerdir. Bu kuruma Zonguldak halkı her zaman sahip çıkacaktır. Kimse arı kovanına çomak sokmaya kalkmasın. Maden işçisi bunun örneklerini daha önce gösterdi bundan sonra da göstermeye devam edecektir. Kurumun kapatılması, özelleştirilmesi ile ilgili bize resmi bir ağızdan söylenmiş bilgi belge söz yok.

 

VALİ KAÇAKÇILARLA OTURDU: Zonguldak'ta herkesin bildiği herkesin gözünün önünde cereyan eden Vali, Emniyet Müdürünün bile toplantı yaptığı insanların kaçak ocakçı diye tabir edilmesidir. Devletin valisi uyuşturucu kaçakçısı ile toplantı yapabiliyor mu? Kaçak ocakçılarla toplantı yapabiliyor. Uyuşturucu ve silah kaçakçısı ile toplantı yapamayacağına göre kaçakçılık yapanlarla da oturulmamalı.

 

 

 

(HABER: MUSTAFA KEMAL BEKTAŞ)

 

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş ve Yönetim Kurulu Zonguldak'ta görev yapan yerel ve yaygın basın kuruluşlarının temsilcileri ile Memurlar Lokalinde kahvaltılı basın toplantısında bir araya geldi.  Uzun zamandır gazeteciler ile bir araya gelemediklerini önümüzdeki süreçte bu eksikliği gidereceklerini belirterek sözlerine başlayan Genel Maden İşçileri Sendikası Eyüp Alabaş, ülke ve Zonguldak gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye Taşkömürleri Kurumu'na 3 bin 500 işçi alımının şart olduğunu belirten Alabaş, "Ya bu kurumu kapatacaksınız ya da bu kuruma işçi alacaksınız" dedi.

 

"BAŞARILI BİR DÖNEM GEÇİRDİK"

Kurumun kapatılmasına Zonguldak halkının izin vermeyeceğini, siyasilerin kuruma işçi alımı için gerekli mücadeleyi ortaya koymalarını isteyen Alabaş konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "2013 Yılını çok yoğun bir tempoda tamamladık ,çok şükür yüzümüzü kızartacak bizi utandıracak yanlışımız olmadı. Herşey bizim istediğimiz şekilde de olmadı yine de başarılı bir dönem geçirdiğimizi düşünüyorum. Bu başarılı dönem için teşekkür ediyorum. Aslında göreve geldiğimiz andan itibaren yoğun bir çalışma dönemi geçirdik. 2011 Döneminde 24. dönem MTA'da 14'ncü dönem toplu sözleşme görüşmeleri devam ediyordu.

 

"HEMA'DA ÖRGÜTLENDİK"

2012 Yılında sendikamızın kurumsal yapısını güçlendirmek ve mücadeleye hazırlanmak için çalışmalara devam ettik. HEMA'da örgütlenme çalışmalarını sürdürdük, TBMM'deki çalışmalar nedeniyle yetki sürecimiz gecikti, Star'da mahkeme sürecimiz devam etti. Bir yandan da işçi alımı için çalıştık. Karadon ve Kozlu'da periyodik sağlık muayeneleri geniş katılımı taban eğitimleri yapıldı, 1 Mayıs'lar organize edildi, mitinglere katıldık. 7 Ocak'da Kozlu'da taşeron çalıştığı yerde grizu patladı 8 arkadaşımız yaşamını yitirdi. Tüm Türkiye'de taşeron sorununu en öncelikli gündem oldu. Başkanlar kurulumuz bu sorumluluk bilinci ile Zonguldak'ta miting kararı aldı ve Türkiye'ye çağrı kararı yaptı. Emek cephesini Zonguldak'ta toparladık. Bütün emekçilerin sözcülüğünü yaptık. TTK' ve MTA sözleşmelerinden sonra ilk özel sektör sözleşmesinde 2013 yılında Hattat ile imzaladık, bu yılın başında da Star şirketi ile sözleşme imzaladık. 2013 Yılı sonuna doğru HEMA'daki bin 100 arkadaşımız için 8 haftalık eğitim semineri yaptık. TTK ve MTA'ya işçi alımları için çalışmalarımız devam etti.

 

"EKONOMİK VE SİYASİ KRİZ YAŞANIYOR"

Türk-İş Yönetimimiz ve siyasetçiler devreye girdi, bir araya geldik. Kurumlar arası görüşmeler oldu. TTK ve GMİS ortak dosya oluşturup bakanlığa sunduk. Belirli bir noktaya geldik, Hazine ve Maliye Bakanları ile Başbakanın onayı için 2014 yılına girdik. 2014 Yılının çalışma programını çıkarmak için Başkanlar Kurulunu Kızılcahamam'da topladık, öncelikle TTK ve MTA'da işçi açıklarının giderilmesi için çalışacağız. 2014 Yılı örgütlenme çalışmaları yapacağımız bir yıl olacak. Türkiye sıkıntılı bir döneme girdi, adı konulmasa da ekonomik ve siyasi bir kriz yaşanıyor. Türkiye'nin mahalli seçim dönemine girmiş olması krizi daha da belirsiz hale getiriyor. Komşularımızdaki kavga, kaos sürüyor. Ülkemizde mülteci kampları sürüyor. Enerji için insanlar katlediliyor, devletler parçalanıyor.

 

"İTHAL KÖMÜRÜ KİM GETİRİYOR?"

Zonguldak havzasında 1.3 milyar ton taşkömürü rezervi var. Yılda 5 milyon ton üretim sahip TTK, işçi açıkları nedeniyle geçen yıl 1.4 milyon ton üretim yaptı. 3'de 1 kapasite ile çalışan bir kurum tabi ki zarar eder. Bu kurumu yönetenler yıllardır işçi talebinde bulunuyor. Kurumun işçi talebi her geçen gün artıyor. Son olarak yıl sonunda ortak raporumuzla 3 bin 200 işçi talep edildi, o tarihten sonra emekliler de çıktı şimdi sayısı 3 bin 500'e yükseltmek gerekiyor. Göz göre göre kurumu zarara uğratanların devlet, millet için söyleyeceği haklı birşey olamaz. İthal kömür işinden kimler para kazanıyor, yılda 20 milyon tondan fazla kömürü hangi şirketler ithal ediyor, hangi şirketler taşıyor. Yerli kömür kullanan Çatalağzı'nı kimin için özelleştireceksiniz? TTK'nın ayrılmaz bir parçası olan Çatalağzı'nın kendi özel konumunu görmezden gelmek tam bir aymazlıktır. Çates de öncelikli amaç düşük kalorili kömürü ziyan etmeden ekonomiye kazandırılmasıdır. Çates hiçbir zaman zararına çalıştırılmamıştır. Dışarıdan kömür alalım Çates'i daha karlı çalıştıralım demek yanlıştır, kuruluş felsefesine aykırıdır. devlet ciddiyeti ile yönetilirse bu gerçekler görülebilir.

 

"TÜRKİYE'NİN ZONGULDAK'A İHTİYACI VAR"

Türkiye'nin Zonguldak'a ihtiyacı var, Maliye Bakanlığının merkezi bütçe gelir gidere göre karşılaştırılmasında devletten aldığından daha fazlasını veren 12 il içinde Zonguldak'tan başka göç veren yok. Zonguldak 2013 yılında 12 il arasında yedinci sırada yer alıyor. Acaba Zonguldak'a yeterince yatırım yapıldı da fazlası mı dışarıya gitti. Yeterli yatırım olmuş olsaydı istihdam yaratılsaydı Zonguldak göç vermezdi. İçişleri Bakanlığının nüfus istatistikleri bunu açıkça ortaya koyuyor. Zonguldak nüfusu 619.51 iken 2013 yılında 601 bin 567 eğer Zonguldak'ın nüfusu Türkiye'nin nüfus oranına göre artmış olsaydı 6 yılda 668 bin 607 olacaktı. Zonguldak insanı işsiz göç ediyor ama devlet bizden aldığını bize vermiyor. Bu tablonun sorumlusu başta siyasi iktidar olmak üzere Zonguldak adına siyaset yapan tüm siyasi kadrolardır. Elbette Zonguldak halkının demokratik kitle örgütlerinin bu tabloda sorumlulukları bulunmaktadır. Sesimizi çıkartmazsak bu tablo sürüp gidecektir.

 

"SEÇİM DÖNEMİNDE DE ANLATACAĞIZ"

Devletten aldığının daha fazlasını veren 12 il içinde Zonguldak'tan başka göç veren yoktur. TTK'nın işçi açıkları giderilse üretim arttırılsa, TTK'nın zararı gerileyecek Zonguldak daha fazla ülke ekonomisine katkı sağlayacak. Ekonomi canlanacak ve göç vermeyecektir. Biz bu gerçekleri her zaman olduğu gibi her fırsatta da anlatmaya devam edeceğiz. Bu seçim döneminde de anlatacağız. Maden işçisi de bu gerçekler ışığında oyunu verecektir. Gazetecilerin de bizler kadar sorumluluğu olacaktır.

 

"YA KAPATACAKSINIZ YA İŞÇİ ALACAKSINIZ"

Ücret ile ilgili görüşmeler de yapıldı yeni işçi alımları için. Bize bugüne kadar milletvekillerimizden işçi alımı ile ilgili bakanın müjdeyi kendisi vereceğin söylendi. Ne hikmetse o beklenen müjdeyi duyamadık bu seçim öncesinde bu müjdenin gerçekleşmesini bekliyoruz. TTK'nın tarihinin en az işçi sayısı ile çalışıyor. Bu bizim ifademiz değil TTK Genel Müdürünün açıklaması var. En az işçi ile en az üretim gerçekleşti. Ya bu kurumu kapatacaksınız ya buraya işçi alacaksınız. Zonguldak halkının 165 yıldır kanıyla canıyla kurup yaşattığı bu kurumdur. Bu kurumun gerçek sahibi Zonguldak halkıdır. Bu kurumu kapatmaya Zonguldak halkı müsade etmeyeceklerine göre bu kuruma işçi almak zorundasınız. Bu seçim döneminde başta iktidar milletvekilleri olmak üzere sahip çıkacağına inanıyorum"

 

"ADAYLIK SÜREÇLERİ YENİ BELLİ OLDU"

GMİS olarak maden işçisinin sağ duyusuna ve seçimdeki öngörüsüne her zaman güveniriz. Maden işçisi oyunu nasıl kullanacağını herkesten daha iyi bilir. Adaylık süreci yeni belli oldu. Daha adaylar projelerini programlarını kamuoyuna deklare etmediler. Daha seçimlere 50 günlük süre var. Siyasi partilerin maden işçileri ile ilgili TTK ile ilgili projelerini deklare edeceklerdir. Maden işçisi geçmişte kendisine sahip çıkan partilere sahip çıktığı gibi her zaman sahip çıkacaktır.

 

"ÖRGÜTLENECEĞİZ"

Türkiye'de 12.5 milyon sigortalı çalışan var bunun ancak 1 milyonu sendikalı. Madencilik sektöründe Temmuz 2013 istatistiklerine göre 199, Ocak istatistiğine göre 190 bin. Örgütlü olmayan yaklaşık 150 bine yakın maden işçisi var. Biz GMİS olarak örgütlenme ile ilgili hedefimizi daha Genel başkanlığa aday olduğumuz dönemde dile getirdik. Sendikanın deneyimini kültürünü Türkiye'nin değişik yerlere yayma fikrimizi söylemiştik. İlk örgütlenme sürecimiz çok sancılı bir süreç yaşandı. Başta kendi teşkilatımız olmak üzere çeşitli sıkıntılar olmak üzere örgütlendik, yetki belgesinin gecikmesi iletişim kurmamızı engelledi. Sanki biraz duraksama gibi algılansa da sadece kömür sektöründe değil madenciliğin her olduğu alanda başta bakır, altın diğer mermer gibi taş ocakları gibi madenciliğin olduğu bizim sektörümüze giren her alanda örgütlenme hedefindeyiz. Bunun ile ilgili çalışmalarımız da var. Başkanlar Kurulumuz örgütlenme stratejisine göre Kızılcahamam'da toplandık, teşkilatımız ile değerlendirdik. Örgütlenme kararımızı teyit ettik.

 

8 KİŞİLİK KOMİSYON OLUŞTURULDU

Bu kurumun gerçek sahibi maden işçileridir. Göreve geldiğimiz 2011 yılından itibaren hatta ondan önce Zonguldak'ta özellikle Genel Müdürün ortaya koyduğu performansa dayalı ücretlendirme sistemi, sendika da bunu kabul etmediği için işçi alınmıyor türünden bir algı oluştu. Biz yaptığımız görüşmelerde bu sistemin uygulanamayacağı konusunda hem fikire varıldı, ücretlendirme konusunda da belli bir noktaya gelindi. Genel Müdür ve Sendikanın oluşturduğu 8 kişilik komisyon hangi bölgelere işçi alınacağına dönük rapor hazırlandı ve hazineye verildi. Eğer ücret önüne engel değilse bu işin imzalanması ve arkadaşların işbaşına başlaması gerekir. Bugüne kadar siyasi irade ortaya bir belge koymadı kararı vermediler. Bu süreçte bir kez daha gördük ki sorun ücret değilmiş. TTK'nın yaşaması bölgedeki ekonominin canlanması için Zonguldak'ın tek ekonomik girdi kaynağı olan GMİS olarak en başta işin sorumluluğu gibi hissediyoruz.

 

"GÜNDEMİ ALT ÜST EDEN OLAYLAR YAŞANDI"

Türkiye'nin gündemini alt üst eden olaylar yaşanmaya başladı. Başbakan ve Hazine ile ilgili girişimlerimiz var seçimlere kadar veya daha sonrasına kadar kurumun işçi açıklarının giderilmesi için mücadelemizi Başbakan, Cumhurbaşkanına kadar gideceğiz.

 

"ARI KOVANINA ÇOMAK SOKULMASIN"

TTK'yı özelleştirmeye kalkmak demek arı kovanına çomak sokmakla eş değerdir. Bu kuruma Zonguldak halkı her zaman sahip çıkacaktır. Kimse arı kovanına çomak sokmaya kalkmasın. Maden işçisi bunun örneklerini daha önce gösterdi bundan sonra da göstermeye devam edecektir. Kurumun kapatılması, özelleştirilmesi ile ilgili bize resmi bir ağızdan söylenmiş bilgi belge söz yok.

 

"MAKAMLAR GELİP GEÇİCİ"

Genel kurul konuşmamı baştan sona hatırlıyorum. Söz uçup gitmesin diye de kitapçık olarak bastırıp işçi arkadaşlarımıza dağıttık. Bunu taahhüt olarak alın yarın bunun hesabını bize sorarsınız dedik. Ücret adaletsizliğinden örgütlenmeye kadar taahhüt ettiklerimizin yüzde 95'ini gerçekleştirdik. Gerçekleştiremediğimiz açıkça mücadelesini yaptığımız meselelerde var. Biz talep müessesesi, merciiyiz. Talep ettiğimiz konuların hepsinin gerçekleşmesi veya biranda gerçekleşmesini de beklemiyorduk. Bu makamlar gelip geçicidir. Bizim önemli olan görev yaptığımız süreç içerisinde maden işçisinin yüzünü kızartacak, onları utandıracak hiçbir yanlış içerisinde olmamak bizim birinci hedefimiz. Onların bizlere verdiği direktifler sonucu bu işi en iyi şekilde seçime kadar sürdürmektir. Görev hırsımız illa da bu görevde kalacağız diye de birşey yok. Bu sadece benim değil yönetim kurulu da düşünmektedir.

 

"VALİ KAÇAKÇILAR İLE OTURDU"

Havzada 3 türlü madencilik faaliyeti yürütülüyor. Biri kamu, diğeri kiralanan sahalarda özel sektörün yürüttüğü madencilik faaliyetleri üçüncüsü de kaçak ocak faaliyetleri yer alıyor. Kamuda iş güvenliği açısından ciddi tedbirler yaptırımlar var. Kamuda iş güvenliği kurallarına uyuluyor, özellikle sendikalı örgütlü olunduğu içinde iş güvenliği konusunda eksiklikler varsa sendikası vasıtasıyla arkadaşları uyararak orada iş güvenliği tedbirlerinin alınmasını sağlıyorlar. Özel sektörde de kazaların ardından ciddi yaptırımlar gelmesi ile tedbirler alınmaya başlandı ancak kanayan yara olan ruhsatsız ocaklarda ve kaçak maden ocaklarını nedeniyle sıkıntı var. Zonguldak'ta herkesin bildiği herkesin gözünün önünde cereyan eden Vali, Emniyet Müdürünün bile toplantı yaptığı insanların kaçak ocakçı diye tabir edilmesidir. Devletin valisi uyuşturucu kaçakçısı ile toplantı yapabiliyor mu? Kaçak ocakçılarla toplantı yapabiliyor. Uyuşturucu ve silah kaçakçısı ile toplantı yapamayacağına göre kaçakçılık yapanlarla da oturulmamalı. Çocukların çalıştırıldığı köstebek yuvası, maden bile diyemeyeceğimiz yerlerde özellikle son dönemlerde ciddi bir artış var. GMİS olarak yapılması gerekenleri ilgililere söyledik.

 

RAPORU İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HAZIRLADI

İstanbul Üniversitesinin Türkiye Taşkömürleri Kurumu'na yaptığı bir rapor var o rapora göre TTK'nın 12 bin yeraltı 2 bin yerüstü olmak üzere toplam 14 bin norm kadro yer alması gerekiyor. Eylül ayında Enerji Bakanımız ile görüştük ortak rapor verdik. Alınan bilgiye göre 3 bin 200 kişi alınması gerekir diye yapılan uzlaşma raporu enerji bakanlığına sunulanı 2 ay oldu. O gün bugündür yaklaşık 150 arkadaşımız emekli oldu bu sayı 3 bin 500 kişidir alınması gerekir. Bu 3 bin 500 kişi de 12 bin çalışan seviyesine gelir. TTK'nın acil işçi ihtiyacını da bu giderir.

 

"FATURASINI BİZ ÖDÜYORUZ"

17 Aralık süreci ile ilgili kamuoyunda dezanformasyon var, bilgi kirliliği var. Bizim kimin haklı kimin haksız olduğundan daha çok ortadaki belirsizlikler, siyasi krizin ve devamında yaşanan ekonomik süreçten en çok etkilenen emekçi kesim ve işçiler olduğunu biliyoruz. Maden işçileri olarak bizler de alım gücü açısından gerekse ekonomik ve siyasi belirsizlikten alım gücü azaldı. Ortadaki dezanformasyonun bilgi kirliliğinin ortadan kalkması gerekiyor. Emekçiler olarak bu tür durumlarda yükünü biz çekmek zorunda kalıyoruz. Faturasını en ağır olarak biz ödüyoruz.