Zonguldak Milletvekili CHP Parti Meclisi Üyesi Ali İhsan Köktürk, 17 Mayıs 2010 Karadon grizu faciasının 2. Yıldönümünü hatırlatarak, ülke genelindeki iş kazalarına dikkatleri çekti.
SGK'nın verilerine göre 2000-2012 yılları arasında ülke genelinde meydana gelen iş kazalarında 12 bin 286 işçinin öldüğünü belirten Köktürk, Her gün 3 işçi yaşamını yitiriyor dedi.
Köktürk açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
17 Mayıs tarihi, Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Müessese Müdürlüğündeki maden Ocağında 2010 yılında yaşanan ve 30 madencimizin yaşamını yitirdiği grizu faciasının 2. yıldönümüdür.
Aradan geçen iki yıla rağmen, grizu faciasının sonrasındaBölge insanı bu tür ölümlere alışkındır,Güzel öldüler şeklindeki Sayın Başbakanın ve Bakanların açıklamalarına karşın, madencilerimizi kaybetmenin acıları dinmemiş, aksine daha da derinleşmiştir.  
Hepimizin bildiği gibi; 1980 sonrası uygulamaya konulan ve AKP İktidarı tarafından hızlandırılan; taşeronlaşma gibi yanlış uygulamalar kamu madenciliğini küçültmüş, kamu kurum ve kuruluşlarında uzun yıllar sonucu elde edilmiş olan madencilik bilgi ve deneyim birikimini yok etmiştir. Yoğun birikim ve deneyime sahip olan kurum ve kuruluşlar yerine madencilikte taşeronlaşma uygulamaları başlatılarak üretimin, teknik ve alt yapı olarak yetersiz, deneyim ve uzmanlaşmanın olmadığı kişi ve şirketlere bırakılması iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin hızla terk edilmesine neden olmuştur. Buna bir de kamusal denetimin ve yaptırımın yetersizliği de eklenince facialar birbiri ardı sıra gelmeye başlamıştır.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre 2000–2012 yılları arasında Türkiye'de meydana gelen iş kazalarında 12 bin 286 işçi ölmüş, yüzlercesi sakat kalmıştır. İçinden geçtiğimiz süreçte; günde 172 iş kazası yaşanıyor ve her gün üç işçi yaşamını yitiriyor, beş işçi ise sakat kalıyor. Bu yılın ilk dört ayında ölen işçi sayısı 241'dir.
Türkiye, bu rakamlarla ölümlü iş kazaları sıralamasında Avrupa birincisi ve dünya üçüncüsüdür.
Maalesef, Karadon grizu maden faciasının ikinci yılında Türkiye Taşkömürü Kurumunda taşeronlaşmanın sürdürülüyor olması, madencilik sektöründeki tecrübe ve birikimin yok sayılıyor olmasının ve yanlış bakışın bugün de dolu dizgin sürdürüldüğünün göstergesidir.
Ayrıca, taşkömürünün teşvik kapsamı dışında bırakılması, sadece istihdam ve üretimin artırılmasının önünde engel olmayıp, aynı zamanda taşkömürü üretiminde Güvenlik tedbirlerinin desteklenmemesi, teşvik edilmemesi anlamına da gelmektedir.
Oysa ki; niteliği gereği son derece riskli iş kollarından olan yer altı taşkömürü madenciliği insan yaşamının kutsallığı göz önünde tutulduğunda Alınması gereken güvenlik tedbirleri anlamında da en fazla teşvik edilmesi gereken, desteklenmesi gereken sektör olmalıdır.
Yıllardır, bütün bu konularda çalışma yapan, sorunlara dikkat çeken sendikalar, meslek odaları ve birliklerinin uyarılarının hükümet tarafından dikkate alınmaması, ölen madencilerin üretim zayiatı olarak görülmeleri geleceğe yönelik kaygılarımızı daha da derinleştirmektedir.
Bu duygu ve düşüncelerle; 30 Madencimizin yaşamını yitirdiği Karadon'daki patlamanın ikinci yılında bir kez daha o günün acılarını yaşıyoruz. Madencilerimizi saygıyla anıyoruz… Madenci ailelerinin dinmeyen acılarını yürekten paylaşıyoruz.