Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yürütme Kurulu Üyesi Mehmet Torun, "Türkiye'de uygulanan ekonomik sistemin sermaye birikim koşullarına ve madencilik sektörünün özgün yapısına bakıldığında yapısal olarak 'kaza' üreten bir sistem ortaya çıkmaktadır" dedi.

Torun, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü etkinlikleri kapsamında Maden Mühendisleri Odası (MMO) Zonguldak Şubesi'nde düzenlenen "İş Kazalarının İş  Sağlığı ve Güvenliği  ve Hukuksal Yönden Değerlendirilmesi" konulu konferansta yaptığı konuşmada, TBMM Soma Maden Faciasını Araştırma Komisyonu'nun hazırladığı raporunun tamamına katılmadığını söyledi. 

Raporda kendisine göre bazı eksikliklerini bulunduğunu ifade eden Torun, şöyle konuştu:

"Soma faciasının ardından Soma'ya gittik. Orada organizasyonda çok ciddi hatalar gördük. Yeraltı kömür işletmeleri başta olmak üzere tüm yeraltı madenlerinde kurtarma operasyonu özel birikim ve deneyim gerektiren ekiplerle yapılır. Tahlisiye ekipleri dediğimiz ekiplerce yapılır. Burada ilk müdahaleyi büyükşehir belediyesinin itfaiyesi, AKUT, AFAD ve sivil birimlerce yapılmış. Olaydan 14 saat sonra Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) tahlisiye ekibi ocağa girememişti ancak olaydan 14 saat sonra ocaktan herkes dışarı çıkarıldı. Ekipler oluşturuldu ve 16 saat sonra kurtarma ve arama çalışması yapılabildi. Bu arada ne yazık ki insanlarımız öldü. Burada çok ciddi kurtarma organizasyonu boşluğu yaşandı."

 

 

- "Ermenek ve Soma'da eski imalat benzerliği var"

Oda olarak yaptıkları tespite göre Soma'daki maden ocağının yılda 1 milyon 500 bin ton kömür ürettiğini vurgulayan Torun, şöyle devam etti:

"Kazanın olduğu yıl bu ocakta 3 milyon 500 bin ton kömür üretilmiş. Yani iki katından daha fazla ama bunun karşılığında da ciddi bir fiziki iyileştirme yapılmamış. 800 kişiyle 1 milyon 500 bin tona planlanan ocak, 3 bin kişiyle 3 milyon 500 bin ton üretim yapılacak sonuca getirilmiş. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun, işçi ölümlerinin ve meslek hastalıklarının önlenmesinde tek başına yeterli olmadığı bu faciayla bir kez daha açığa çıkmıştır. Bu facia fiili olarak yasanın yetersizliğinin kanıtı olmuştur. Karaman'ın Ermenek ilçesinde meydana gelen su baskını Soma faciasıyla benzerlik gösteriyor. Bu iki kaza arasında benzerlikler var. Kazanın mekanizması hemen hemen aynıdır. Burada da su baskını sonucu 18 kişi yaşamını yitirmiştir. Ermenek'te yaşanan kazanın, Soma kazasıyla benzerliği ikisinde de eski imalat var. Birinde yangından dolayı gaz, diğerinde ise su birikiyor. İki olaylada benzerlik budur." 

 

 

- "Üretim baskısının kaldırılması, zayıflatılması gerekir"

Denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Mehmet torun, sözlerini şöyle tamamladı:

"Üretim baskısının kaldırılması, zayıflatılması gerekir. Öte yandan ocaklarda kiralama sisteminin getirdiği ihale baskısı da işverenin koruyucu önlemleri almasını olumsuz yönde etkilemektedir. Kısa dönemli ihaleler, uzun verimli koruyucu yatırım yapmayı önlemektedir. Bu amaçla bir bölgedeki madenciliğin tek elden yönetilmesi anlamına gelen 'havza madenciliği' model olarak benimsenmelidir. Yalnızca bölgede değil yurt genelinde ruhsatsız madenlerin çalışması ivedilikle ve koşulsuz olarak önlenmelidir. Soma faciasının ana nedenlerinden biri, sermaye birikim modelinin ucuz işçilik ve emek sömürüsü üzerine kurulmasıdır. Bilgi ve teknoloji üretemeyen sistem, dünya piyasalarıyla rekabet edebilmenin en kolay yolu olarak ucuz ve güvencesiz emek üzerinden üretim yaptırmayı model olarak benimsemiştir. Türkiye'de uygulanan ekonomik sistemin sermaye birikim koşullarına ve madencilik sektörünün özgün yapısına bakıldığında yapısal olarak 'kaza' üreten bir sistem ortaya çıkmaktadır." (AA)