Kdz.Ereğli'de Uzunmehmet Anıtı önünde, taş kömürünün bulunuşunun 188. yıl dönümü dolayısıyla tören yapıldı. Anıt önünde "8 Kasım Uzunmehmet'i Anma ve Kömür Günü" kapsamında düzenlenen tören, çelenk sunumunun ardından saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı okunmasıyla başladı. Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Ahmet Demirci, yaptığı konuşmada, Zonguldak'ta maden işçilerinin bedel ödeyerek maden işletmeciliğinin uzmanı olduğunu söyledi.

 


"EKONOMİMİZİ BOZABİLMEK İÇİN"

Kömür üretmek istediklerini anlatan Demirci şunları söyledi: "Bölgemizde ve dünyada saygın bir devlet haline geldik. Bölgede ve dünyada güçlü bir devlet olmamızı istemeyen emperyalist ülkeler de boş durmadılar. Ulusal birliğimizi ve üretim ekonomimizi bozabilmek için her yola başvurdular. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin itici gücü olan Zonguldak bölgemiz de bu saldırılardan nasibini aldı. 1960-70'li yıllarda yılda 5 milyon ton taşkömürü üreten ve ülkemizin ihtiyacının tamamına yakınını karşılayan bölgemiz, 1990'lı yıllardan sonra hızla geriledi.

 


"KARDEMİR VE ERDEMİR'E KÖMÜR VEREMEZ HALE GELDİK"

Yeni dünya düzeni dediler, küresel ekonomi dediler ve biz, bölgede bulunan Kardemir ve Erdemir'e kömür veremez hale geldik. Zonguldak ve Türkiye, üretim ekonomisinden uzaklaştıkça, yani ithalat teşvik edildikçe dış borçlarımız hızla arttı. Ne yazık ki bu politikalar bu dönemde de sürdü. 2002 yılında yaklaşık 130 milyar dolar olan dış borcumuz 2016 yılında 400 milyar doları aştı. Aynı dönemde TTK'da çalışan işçisi sayısı 16 binlerden 8 binin altına, üretim ise 2 milyon 500 bin tondan 1 milyon tonun altına indi. Zonguldak göç verdi, Türkiye borçlandı.

 

"SİYASİ İRADE İŞÇİ ALMIYOR"

Türkiye'nin yılda 35 milyon ton taşkömürüne ihtiyacı var. Her yıl yaklaşık 4 milyar dolarımız dışarıya gidiyor. Zonguldak'ta kömür var, işsiz var, müşteri var, TTK gibi güçlü bir kurum var ama siyasi irade işçi almıyor. Özel sektör dediler, TTK'yı küçülttüler ama yeri dolmadı ve Zonguldak göç verdi. TTK, 1960, 1970'li yıllarda olduğu gibi yıllık 5 milyon ton üretebilir. Bu yanlış politikadan derhal vazgeçilmeli ve işçi alınarak üretim arttırılmalıdır. Bunun olunu yöntemini de Bülent Ecevit Üniversitesi'nin hazırladığı rapor gösteriyor"

 

MADENCİ EVİ PROJESİ

Ereğli Belediye Başkan Vekili Ayhan Atay da konuşmasında, bölgenin sanayi kenti olarak kalkındırmasında ve kent kimliği kazanmasındaki en temel değerlerden birinin taşkömürü olduğunu söyledi. Ereğli'de, madenci ve maden şehitleri aileleri için madenci evi kazandırma çalışmalarına başladıklarını anlatan Atay, "İnşallah kısa zamanda projemizi hayata geçireceğiz" dedi.

Tören, şiir ve kompozisyon yarışmalarında dereceye girenlere ödül verilmesiyle sona erdi.


UZUNMEHMET'İN KÖMÜRÜ BULUŞ ÖYKÜSÜ

Kömürün bulunuşuyla ilgili öykü, 1820-1829 yıllarında geçiyor. Hikaye, şöyle anlatılıyor: "Uzunmehmet, Ereğli'ye bağlı Kestaneci köyündendir. 1820'li yıllarda Ereğli'nin belli başlı ailelerinden Karamahmutzadeler sülalesinden olduğu bilinir. Askerliğini bahriye eri olarak yapan Uzunmehmet'e, terhis olurken subayları tarafından kömür numunesi gösterilmiş ve memleketine dönünce siyah taşlardan araması istenmiştir. Uzunmehmet, bir gün Neyren köyü civarındaki değirmene gider. Hasat sonu olduğu için değirmen tamamen doludur. Uzunmehmet, dere kenarında dolaştığı sırada siyah taşlar bulur. Bir anda askerde kendisine gösterilen siyah taş (yanan taş) aklına gelir. Bunlardan biraz toplayarak değirmende yanan ocağa atar. Taşların yandığını görünce çok sevinir. Ertesi gün aynı yere gizlice giderek daha geniş arama yapar. Bazı yerleri kazan Uzunmehmet, çuvala koyduğu kömür numunelerini İstanbul'a götürür. Padişah 2. Mahmut, kömürün bulunuşuna sevinerek, Uzunmehmet'i 50 altınla ödüllendirir. Böylece kömürün bulunuşu, 8 Kasım 1829 olarak tarihe geçer. Dönemin Ereğli Ayanı Hacı İsmail Ağa, Uzunmehmet'in kömürü bulmasını hazmedemez. İstanbul'a fen heyetine gitmek için yola çıkan Uzunmehmet'i, Leblebici Hanı'nda öldürtür."

 

(Haber: Mustafa Kemal Bektaş)