Alabaş, GMİS'in Şemsi Denizer Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen 10. Olağan Genel Kurulu'nda, madenciler olarak ağır bedeller ödediklerini belirterek, bir daha yaşamak istemedikleri zorlu ve sıkıntılı dönemi geride bıraktıklarını söyledi. 


"CİDDİYETİN KALMADIĞI ORTAYA ÇIKTI"
"İşverenlere daha yakın duran güçlü siyasi iktidara karşı mücadele verdik" diyen Alabaş, şöyle konuştu: "Sendikalar ve emek örgütleri, siyasi iktidar üzerinde yeterince baskı unsuru olamadık. Sendikalar olarak verdiğimiz hak mücadelesinin eninde sonunda siyasal mücadeleye ve siyasi karar mekanizmalarına dayandığını en geniş kitlelere anlatmak zorundayız. Bu genel seçim süreci dönüm noktasıdır. Bu dönem yapacağımız toplu sözleşme görüşmelerinde grev kaçınılmaz seçenektir. Madencilik sektörü olarak özellikle kömür alanında 200 yıl öncesinin koşullarında çalıştığımızı bütün dünya gördü. Sektörde cumhuriyet döneminin öncesine dönüldüğü ve devlet ciddiyetinin kalmadığı ortaya çıktı.


"UYGULAMA HAYATA GEÇİRİLEMEDİ"
Soma faciasından sonra hazırlanan torba yasasının yetmediğini, ikinci torba yasaya ihtiyaç duyulduğunu ve daha da kötüsü çıkartılan yasaların farklı yorumlanacak kadar yetersiz ve mahkemelik olduğunu gördük. Kömür madenciliğinde temel ücret olan iki asgari ücret  uygulaması hayata geçirilemedi. Aynı yasayı iki bakanlığın farklı yorumladığı dönemi yaşıyoruz."

Alabaş, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının işinin cenaze toplamak olmadığını, kazaları önleyecek tedbirler alması gerektiğini ifade ederek, "Bakanlığın yetersiz kaldığını ve mutlaka Maden Bakanlığı kurulması gerektiğini söylediğimizde bizi hedef tahtasına koyuyorlar. 'Maden Tetkik Arama Kurumu (MTA) desteklenmeli, Türkiye'de madenciliğin okulu  Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) geliştirilmeli ve madenlerimize devlet olarak sahip çıkmalıyız' dediğimizde birileri sendikayı korkutmanın hesabını yapmaya başlıyor" görüşünü savundu.


- Türk-İş Genel Mali Sekreteri Ağar -

Türk-İş Genel Mali Sekreteri ve Türkiye Yol-İş Sendikası Genel Başkanı Ramazan Ağar da madenciliğin çok tehlikeli iş kolu olduğuna dikkati çekti. Maden ve inşaat iş kollarında ölümlü kazalar yaşandığını anımsatan Ağar, şunları kaydetti: "Son üç ayda 351 işçi arkadaşımız rahmetli olmuştur. Bunlar çok vahim olaylardır. Maden ocağında kaza olacak, yüzlerce arkadaşımız yaşamını yitirecek, Zonguldak'ta Soma'da göçük olacak ve insanlarımız ölecek, ondan sonra yasa düzenleyeceğiz. Asansörden 10 kişi düşüp ölecek, ondan sonra asansörle ilgili tedbir almaya çalışacağız. İstanbul'da savcı öldürülecek, ondan sonra adliyelere nasıl girilir-çıkılır, tedbirini yapacağız. Aslında bunların tedbirlerinin daha önce alınması gerektiğini düşünüyoruz. Çalışma hayatıyla ilgili ülkemizde gerçekten yürekler acısı eserlerimiz var. Bu sorunlar çözülür, yeter ki çözmek isteyelim. Ülkemizde taşeron belası var. Taşeron belası, devletimizin ekonomisine dahi darbe vuran meseledir. Taşeronluk kaldırılmadığı sürece çalışanların yanı sıra devletimiz de mağdur edilmektedir." 

Bu arada, başkanlığa yeniden aday olan Alabaş'la ilgili görüntülere sunumda çokça yer verildiğini öne sürerek salondan ayrılmak isteyen işçileri, sendika görevlileri ikna etti.


(Anadolu Ajansı)