CHPnin Zonguldak Milletvekillerinden Ali İhsan Köktürk TBMM Başkanlığına verdiği soru önergseinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını istedi.
Köktürk, yazılı önergesinin gerekçesini şöyle anlattı:
Emekli Orgeneral Çetin Doğanın kızı Pınar Doğan ve damadı Dani Rodrik, ABDnin eski Türkiye Büyükelçisi Eric Edelman ile görüştü. Edelman, Rodrik ve Doğana herkesi çok şaşırtacak açıklamalarda bulundu. Rodrik ve Doğan bu açıklamaları kendi bloglarında kamuoyuyla paylaştılar.
Edelmanın anlattığına göre 20032005 yılları arasında Türkiye Büyükelçisi olan Edelmana AKP hükümeti yanlısı ve ABD ile sıcak ilişkileri olan bazı isimler önemli belgeler götürdü. Fotokopi belgelerin ordunun darbe hazırlık planları olduğunu iddia ettiler.
Edelman bu belgeleri alarak ABDli uzmanlara inceletti. Yapılan teknik çalışmalar sonucunda belgelerin sahte olduğu anlaşıldı. Edelman, bu isimlerin sahte belgeler ile orduda bir darbe hazırlığı izlenimine ABDyi inandırmaya çalıştığını söyledi."
İŞTE YANITI İSTENEN SORULAR:
-ABD Büyükelçisi Edelmana Fotokopi belgeler getirerek ordunun darbe hazırlık planları olduğunu iddia eden AKP Hükümeti yanlısı kişiler kimlerdir?
-Edelmanın söylediklerini bir ihbar kabul edip bu skandal olayla ilgili soruşturma açtırmayı düşünüyor musunuz? Aynı zamanda sahte belge düzenleme eyleminin TCKda suç olarak düzenlenmesi ve bu suçun Anayasal bir kurumu yıpratmak, ortadan kaldırmak amacıyla örgütlü olarak işlenmesi durumunda TCK ve diğer ilgili yasalarda daha ağır müeyyideler öngörülmesi karşısında, soruşturma açılması aynı zamanda bir yasal zorunluluk değil midir?
-ABDnin Türkiyede bulunan en üst isimlerinden biri olan Edelmanın söylediği bu sözler İrticayla Mücadele Eylem Planı, Balyoz Planı, Ergenekon Davası, Kafes Planı gibi bir dizi davayla ilgili belgeleri akla getirmektedir? Edelmandan bu sahte belgelerin neler olduğu konusunda bir açıklama istemeyi düşünüyor musunuz?
-Balyoz Darbe Planının bir gazetede yayınlanması konusunda teşvik ettiğiniz yönünde bir gazete yazarı açıklamalarda bulunmuştur? Bu haberler doğruysa, bir ülkenin Başbakanının görevi doğruluğu şüpheli olan bilgileri teşvikle gazetelerde yayınlatmak mıdır? Bu tavır sorumlu devlet anlayışıyla örtüşmekte midir?