Kdz.Ereğli Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından İstanbul’un Fethi’nin 564’üncü yıldönümü dolayısıyla kutlama programı düzenlendi.  Erdemir Kültür Merkezi’nde Karadeniz Ereğli Anadolu Lisesi’nce hazırlanan programa; Kdz.Ereğli Kaymakam Nazım Madenoğlu, Karadeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Deniz Kurmay Albay Aykut Manioğlu, Kdz.Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal,  Ormanlı Belediye Başkanı Bayram Başol, İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Ünsal Demir, İlçe Milli Eğitim Müdürü Numan Korkmaz, AK Parti Kdz.Ereğli İlçe Başkanı Fatih Çakır, öğretmenler, veliler ve öğrenciler katıldı.

 

BAL, “BAŞARMANIN YAŞI YOK”

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan programın açılış konuşmasını yapan Karadeniz Ereğli Anadolu Lisesi Müdürü Ahmet Bal, İstanbul’un tarih boyunca imparatorlukların ve devletlerin ele geçirmek istediği çok önemli bir şehir olduğuna dikkat çekerek, “Bizans’ın Başkenti, Ortadoks’ların da dini başkenti olan İstanbul, milattan önce 479 yılından başlayarak, 29 kere kuşatılmış ve alınamamıştır. Zira karadan kuşatıldığında denizden, denizden kuşatıldığında karadan yardım alabilen, muhteşem surları ve rum ateşiyle zaptı imkansız bir konuma sahipti. Peygamber Efendimizin; “İstanbul, mutlaka fethedilecektir, O’nu fetheden komutan ne güzel komutan, O’nu fetheden ordu ne güzel ordudur” hadisinin müjdesine nail olmak için Emeviler ve Abbasiler döneminde defalarca kuşatılmıştı. Yıldırım Beyazıd’tan başlayarak 5 defa da Osmanlılar döneminde kuşatılmıştır. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk,’ün; “Zafer, zafer benimdir diyebilenindir; başarı ise başaracağım diye başlayarak sonunda başardım diyebilenindir”dediği gibi Fatih Sultan Mehmet de “ya ben İstanbul’u alacağım; ya da İstanbul beni” kararlılığıyla askeri ve teknolojik dehasıyla Şahin Topları ve gemileri karadan yürüterek İstanbul’u 29 Mayıs 1453 yılında 21 yaşındayken fethetmiş ve bir çağı kapatarak bir çağı açmıştır. Başarmanın yaşı yoktur. Yeter ki azimli, kararlı ve donanımlı olalım. Katılımlarınızdan dolayı hepinize teşekkür ederken bu programda emeği geçen öğrencilerimize, öğretmenlerimize, kişi ve kuruluşlara çok teşekkür ediyorum.”ifadelerine yer verdi.

 

ÖZÇAKIR, “BEŞ DİL BİLEN ASKERİ BİR DEHA”

Daha sonra, Karadeniz Ereğli Anadolu Lisesi Tarih Öğretmeni Gürdal Özçakır da “İstanbul’un Fethi” konulu bir sunum yaptı. Sunumuna Fatih Sultan Mehmet’in eğitim süreci, entelektüel ve askeri kişiliğine ilişkin anlatımla başlayan Özçakır, “Fatih beş yaşından itibaren çağının bütün bilimlerini kapsayan iyi bir eğitim aldı. Çağının ötesinde bir entelektüeldi. Beş farklı dil bilecek kadar iyi bir dil eğitimi almış, kütüphanesinde Homeros’un İlyada destanının el yazısı bulunacak kadar da edebi birikimi olan bir kişilikti. Askeri açıdan ise Büyük İskender ve Truva Savaşlarının kahramanı (Akhileus) Aşil’i çok yakından incelemiş, onlar gibi cihan hükümdarı olmayı hedeflemiş, Truva Harabelerini bizzat incelemiş askeri bir dehaydı. Bu özelliklerine ekonomi bilgisini de eklemek gerekir ki Osmanlı’da ilk altın sikkeyi bastırmıştır” dedi.

Özçakır daha sonra, İstanbul’un kuşatılması ve fethini zorunlu kılan tarihsel, siyasal ve ekonomik sebepleri sıralayarak ve fethin sonuçlarına da değinerek, “İstanbul’un fethinin, dünya tarihi açısından en önemli sonucu mevcut ticaret yollarının Osmanlı’nın eline geçmesiyle Avrupa’da yeni ticaret yollarının aranmasına yol açması ve böylece coğrafi keşiflere önayak olmasıdır. Zira bu arayışlar sonucunda İstanbul’un Fethi’nden kısa sayılabilecek bir süre sonra 1492’de Amerika keşfedilmiştir. Mevcut coğrafi keşifler de bugünkü Avrupa’nın zenginliğinin temelini oluşturmaktır” şeklinde konuşu.

Fetih sonrası İstanbul’dan Avrupa’ya kaçan bilim adamlarının ise Rönesans sürecini hızlandırdığını ifade eden Özçakır, askeri açıdan ise fetihte kullanılan toplarla büyük surların yıkıldığının öğrenilmesi Avrupa’da merkezi güçlü krallıkların doğuşuna eşlik ettiğini sözlerine ekleyerek sunumunu tamamladı.

Yapılan sunumun ardından ise okul öğrencileri tarafından sahnelenen İstanbul’un Fethi konulu tiyatro gösterisi ilgiyle izlendi.