CHP’nin eski Grup Başkanvekillerinden ve yine eski Zonguldak ve İzmir Milletvekillerinden olan Kemal Anadol memleketi olan Kdz. Ereğli’ye geldi. Bir süre daha ilçede kendi evinde kalacak olan Kemal Anadol “Bundan böyle her  yıl Ereğlimize geleceğim” dedi.

Anadol, bu gelişinde çocukluk ve dava arkadaşları ile sürekli buluşuyor. Onlar ile başbaşa yemeklere katılıyor, görüşemediklerinin de evlerine kadar giderek “Ben geldim dost!” diyor.

Bu isimlerden ikisi Turgut Civelek ile Avni Çelebi. Birbirlerine “Turgut, Avni, Kemal” diye hitap eden çok eski dostları ile buluşmanın heyecan ve mutluluğunu yaşayan Kemal Anadol, Ereğli’yi ne kadar çok özlediğini işte bu ziyaretlerde daha iyi anladığını ifade etti. “Buradaki evimizi temizlettik. Şimdi OTDÜ’deki kızım da gelecek. En az bir hafta kalacağız Ereğli’mizde.  Ereğli’yi artık ihmal etmeyeceğim” sözlerini ziyaretlerdeki duygusallığıyla vurguladı.

İLK ZİYARET

Kemal Anadol,  güne Turgut Civelek ve emekli öğretmen eşi Şule Civelek’i evinde ziyaret ederek başladı. Civelek’in kütüphanesinde gerçekleşen ziyarette, eski yıllar ve eski dostların isimleri coşkuyla sıralandı. Hele ki çocukluk anıları. Civelek’ler  ziyaretten dolayı Anadol’a teşekkür edip  sevgiyle uğurladılar.

İKİNCİ ZİYARET

Avni Çelebi’yi de evinde ziyaret eden  Anadol, “yıllar sonra yine buluştuk Avni” dedi.

Bu buluşmada şunlar söylendi:

“MESLEKTAŞIZ”

ANADOL: Avni ile dostluğumuz çok başkadır. Okul arkadaşıyız, meslektaşız, aynı yazıhanede ortağız, aynı partide siyaset yaptık, yerel örgütlerde, genel merkezde. Dolayısıyla Avni Çelebi’nin çok ayrı bir yeri var bende.

“DIŞARI ÇIKSAK DEDİKODU VAR”

ÇELEBİ: ayağımın kolumun kırılması beni eve bağladı. Bir bakıma da memnunum. Dışarıya çıksak dedikodu var ondan uzak kalıyorum. Böyle idare ediyoruz yani.  Kemal Beyin dediği gibi çok eski dostuz biz. Yani ‘bir yediğimiz içtiğimiz ayrı gider’ diye bir deyim var ya ona uygun bir yaşam tarzımız oldu. Yani ben bu beraberlikten çok mutluyum.

Anadol: yediğimiz içtiğimiz de ayrı gitmiyordu çoğu zaman rakı içiyorduk. Bir yattığımız ayrıydı.

“DEĞERLER KENDİSİNİ TÜKETMEK ÜZERE”

ÇELEBİ: anlayış çok farklılaştı şimdi herkes kendisini kurtarabilmek kendisine bir kariyer hazırlama sevdasının peşinde kimse ülkeyi düşünmüyor. İçinde bulunduğu siyaset yaptığı anlayışın ilkelerini bir kenara bırakarak kendisini nasıl öne çıkarabileceğinin hesabını yapıyor. Yani bu beni rahatsız ediyor açıkçası. Ama buna müdahale edebilecek bir durumumuz yok maalesef. Önerim değil de umudum var daha doğrusu ama inşallah onu görebilecek zaman içinde gerçekleşir. Yani dünyanın gidişatına göre değerler kendisini tüketmek üzere ondan biz algılayabildiğimiz kadarını algılayıp yeniden köklerimize dönersek yani kuruluş felsefemize geri dönersek Türkiye’nin veya dünyanın umudu haline geleceğimize inanıyorum.

“UMUTSUZ DURUMLAR YOKTUR, UMUTSUZ İNSANLAR VARDIR”

ANADOL: biz solcu olarak umutsuz olmak mümkün değil. Umutsuz olmak solculara yakışmaz, içinde bulunduğumuz koşullar çok kötü ama her zaman şunu söylemek lazım Atatürk’ün sözüyle cevap vereyim, ‘Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır’ ben hiçbir zaman umutsuz olmadım.

Haber: Eyüp Bektaş