Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Başkanı Zerrin Yılmaz “5 Aralık Türk Kadınına Seçme Ve Seçilme Hakkı Verilmesi” konusunda gönderdiği yazılı açıklamada  “Ülkemizde kadınlar 20 Mart 1930’da çıkarılan Belediye Kanunu ile ilk kez belediye seçimlerine katılma hakkı elde ederken, 5 Aralık 1934’te Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun 10. ve 11. maddeleri değiştirilerek kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınarak 1 Mart 1935’te 18 kadın ilk kez parlamentoya girmiştir. 1934 tarihli yasa sadece kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkı vermemiş, demokratik ülkeler seviyesinde, çağdaş bir ülke olmanın da ilk adımı atılmıştır.” Dedi.

Yılmaz açıklamasına şöyle devam etti:

“Dünyada kadınlara oy hakkı tanınmaya 1718’de başlandı. Kimi ülkelerde toprak sahibi olma koşulu, kimi ülkelerde vergi mükellefi olma veya yaş gibi koşullar vardı.

Kayıtsız şartsız kadına oy verme hakkının verilmeye başlanmasıyla, şimdi gelişmiş ülkeler arasında sayılan birçok ülkeden çok daha önce Türkiye Cumhuriyeti bu adımı atmıştır. Buna rağmen tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadınların seçme ve seçilme oranı açısından günümüzdeki durumu pek de iç açıcı değildir. Sayılar kadar gerçek anlamda kadının temsiliyetinin niteliği de tartışılmalıdır. Siyasi partilerde, mecliste, bakanlık düzeyinde yer alan kadınlar gerçekten kadını ve sorunlarını yeterince bu platformlara taşıyabiliyorlar mı? Kadını ön planda tutan ve kadın odaklı çalışmalar başlatan, yürüten kaç kadın siyasetçimiz var? Bu sorulara verilecek cevaplar kadının siyasette olması gereken yeri bize gösterecektir.

Kadınlarımızın, sahip olduğu haklarının bilincine varmaları büyük önem taşımaktadır. Kadınlarımız ekonomik ve sosyal yaşama katılımda, karar verme süreçlerinde daha etkin rol oynamalı, siyasal alanda daha yüksek oranlarda temsil edilmelidirler. Kadınlarımızın öncelikle toplum içerisinde var olmak için mücadele ettiği bir ülkede onların siyasete tam ve aktif katılımını sağlamak için  demokratik atılımların bir an önce uygulamaya geçirilmesi gerekmektedir

Biz kadınlar ülkenin geleceğinin belirlenmesinde ve gelişme yolunda atılacak tüm adımlarda görev almalı, yeniliklerin öncüsü olmalı, siyasal yaşamda etkinliğini artırmalı ve ülke yönetiminde daha fazla söz sahibi olmalıdırlar. Kadının yaşamın her alanındaki sorunlarının çözümlenmesi, bilinçlendirilmesi ve kadın haklarının geliştirilmesi için çalışmalarımız devam edecektir.

Ülkemizde Kadınlar yönetimdeki hakkını ancak siyasete katılarak kullanacaktır. Her yerde seçilebilir sırada kadın aday, parti ve meclislerde, hükümet nezdinde % 50 kadın görmek istiyoruz. Seçilen kadınların da gerçekten kadının yanında ve kadın sorunlarını yine kadın gözüyle, kadın diliyle çözüm üretirken görmek istiyoruz. Kadına Seçme ve Seçilme Hakkı verilmesinin 84.yıldönümü sebebiyle, bugün ve her zaman hayatın her alanında söz, yetki, karar ve politika üretim mekanizmalarında eşit temsiliyet sağlanıncaya kadar bu taleplerimizin takipçisi olacağız.”