Acılar üst üste geldi... Hem öyle acı ki, "Allah evlat acısı göstermesin" diye vurgulanan en büyük acıyı daha bir hafta önce yaşadı 85 yaşındaki Kadir Su. Oğlu Muzaffer Su bir trafik kazası geçirmiş ve günler süren komada yatarken olayların hiçbirinden habersiz bir şekilde hastanede tedavisini yaptırdı. "Oğlum nerede neden ziyaretime gelmedi" sorularına "şehir dışında çok acil bir işe gitti" gibi sözlerle oyalanan Kadir Su, oğlunun Düzce Konuralp'te ölüm kalım savaşı verdiğini bilmiyordu. Bilmedi de, ta ki oğul Muzaffer'i yaşama bağlayan tüm gerçekler sona erdiğinde doktorlar nezaretinde verildi ölüm haberi.

Oğul acısını da yaşadı Kadir Su.

Yaklışık yirmi yıl önce de Ereğlili müteahhit Enver Yılmaz ile evli olan kızı Yıldız'ı da 2 çocuk annesi iken trafik canavarına vermenin acısından sonra bu kez yine trafik canavarı oğlu Muzaffer'i aldı yaşamdan.

Bu acı büyük acı.

Oğul Muzaffer'i Kestaneci'de toprağa verdikten sonra "ben de gidiyorum oğlumun ardından" dedi ve yaşam ile olan tüm bağlarını kopardı Kadir Su.

TTK Armutçuk Müessesesi'nin emekli Sosyal Bakım Şeflerinden olan Kadir Su, 85 yaşında geldi Bozhane'deki musalla taşına. Dostları oradaydı. Kandillililer oradaydı. Şehir eşrafı da oradaydı. Herkes  Kadir Amca'yı uğurlamaya gelip, "hakkımız helal olsun" dedi.

O da aynı yoldan gitti bir hafta oğul Muzaffer'i mezarlığa götürün yol ve cenaze aracıyla.

Kadir Su, 10 Eylül günü vefat etti ve 11 Eylül 2010 günü de sonsuz mekanı olan Kestaneci'deki mezarlığa "toprağın bol olsun" dilekleriyle gömüldü.

Allah rahmet eylesin.

Yakınlarına da sabır.

Önder Gazetesi olarak bu acıyı paylaşıyoruz ailesi, dost ve yakınlarıyla.