Maden Mühendisleri Odası, Makine Mühendisleri Odası, Enerji Sanayi Maden Kamu Emekçileri Sendikası ve Maden Mühendisleri Derneği yaptıkları ortak açıklamada AKP İl Yönetiminin, TTK'da istedikleri atamaları yaptıramadıkları yandaşlarına lojman tahsisinde söz sahibi olamadıkları gerekçesi ile TTK Genel Müdürü'nü görevden aldırma girişiminde olduklarına belirtti.

Yapılan ortak açıklamada, "Halkın alın teri ile kurulan ve ülkemizin kalkınmasında önemli işlevler gören kamu kuruluşlarımızda özellikle son dönemde yönetici kademelerine yapılan atamalarda; bilgi, beceri ve liyakat aranmasından vazgeçilmiştir. Artık, atamalarda geçerli olan ölçüt, sadece 'cemaatten olmak, kendileri gibi düşünmek ya da kendilerinden olmak'tır. Bu şekilde, yetersiz kişilerin uzmanlık gerektiren makamlara getirilmesinin önü açılmış, kurumlardaki yozlaşma hızlandırılmıştır" denildi.

"Her dönemde belirli ölçülerde yaşanan kadrolaşma, "kuşatma" şekline dönüşmüş ve tüm işyerlerinde iş barışını tehdit eder hale gelmiştir. Pek çok kurumda kirlilik, yozlaşma ve yolsuzluk had safhaya ulaşmıştır. Rüşvet, menfaat temin etme ve görevi kötüye kullanma artık kanıksanmış, etik değerler ayaklar altına alınmıştır. Dürüstlük, fazilet sayılmaya başlanmıştır"

TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi Yönetim Kurulu, TMMOB Makina Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi Yönetim Kurulu, KESK Enerji, Sa nayi, Maden kamu Emekçileri Sendikası Zon guldak Şubesi Yönetim Kurulu, Zonguldak Maden Mühendisleri Derneği Yönetim Kurulu yaptıkları ortak yazılı açıklamada AKP İl Yönetiminin, TTK Genel Müdürünü görevden aldırmak için çalışma içerisine girdiğine dik-kati çekerek yaşanan gelişmelere tepki gösterdiler.

YOĞUN ÇALIŞMA YAPILIYOR

TTK'da istedikleri atamaları yapamadıkları ve yandaşlarına lojman tahsisinde söz sahibi olamadıkları için AKP İl Yönetiminin böyle bir çalışma içerine girdiklerine dikkati çekilen ortak açıklamada şu görüşlere yer verildi. "Son günlerde basına da yansıyan haberlerde, iktidar partisi AKP'nin Zonguldak İl Yönetiminin Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürünü görevden aldırmak için yoğun bir çalışma içine girdiği belirtilmektedir. Bu duruma gerekçe olarak da AKP İl Yönetimi'nin Kurumda istedikleri atamaları yaptıramadıkları ve yandaşlarına lojman tahsisinde söz sahibi olamadıkları gösterilmektedir. TTK, ülkemizin tek taşkömürü üreticisi bir kamu iktisadi teşekkülü olarak uzun yıllar kendisine verilen görevi yerine getirmiş ancak 1980 yılından sonra uygulanan bilinçli politikalar sonucu zor durumlara düşürülmüştür.

SON DERECE ÇARPITICI

Bilindiği gibi kamu kuruluşları, kendilerine yasa ile verilen kamu görevlerini yapmak üzere kurulmuşlardır. Bu çerçevede; söz konusu kuruluşlar, ekonomik akılcılık ilkesine uygun yönetilmek ve personel politikalarını söz konusu ilke doğrultusunda yapılandırmak durumundadırlar. Ülkemiz madenciliğinin en önemli kuruluşları da aynı ilkeler çerçevesinde çalışmak ve mevcut rezervlerimizden ülkemiz için en yüksek yararın sağlanmasına yönelik çalışma yapmak üzere görevlendirilmişlerdir. Ancak, söz konusu kurumlarda, özellikle son yıllarda yapılan atamalar, kurumların asli görevlerini aksatacak nitelikte olması bakımından son derece çarpıcıdır.

ATAMALARDAKİ ÖLÇÜT
Halkın alın teri ile kurulan ve ülkemizin kalkınmasında önemli işlevler gören kamu kuruluşlarımızda özellikle son dönemde yönetici kademelerine yapılan atamalarda; bilgi, beceri ve liyakat aranmasından vazgeçilmiştir. Artık, atamalarda geçerli olan ölçüt, sadece "cemaatten olmak, kendileri gibi düşünmek ya da kendilerinden olmak"tır. Bu şekilde, yetersiz kişilerin uzmanlık gerektiren makamlara getirilmesinin önü açılmış, kurumlardaki yozlaşma hızlandırılmıştır. Her dönemde belirli ölçülerde yaşanan kadrolaşma, son dönemde "kuşatma" şekline dönüşmüş ve tüm işyerlerinde iş barışını tehdit eder hale gelmiştir. Pek çok kurumda kirlilik, yozlaşma ve yolsuzluk had safhaya ulaşmıştır. Rüşvet, menfaat temin etme ve görevi kötüye kullanma artık kanıksanmış, etik değerler ayaklar altına alınmıştır.
Dürüstlük, artık fazilet sayılmaya başlanmıştır!

YURTSEVEN ÇALIŞAN
Özellikle son 25 yılda politik atamalarla siyasi iktidarların oyuncağı durumuna sokulan ve gittikçe gerileme süreci yaşayan bu kurumlar, siyasilerin kadrolarını yerleştirdiği kurumlar haline getirilmiştir. Ancak, bu kurumlarda hala onurlarıyla görev yapan, üreten ve ürettiklerini hiçbir kişisel çıkar gözetmeden ülke ve toplum hizmetine sunan yurtsever pek çok çalışan bulunmaktadır. Fakat bu kişiler ya dışlanmış, ya da kadrolaşma uğruna etkisiz hale getirilmişlerdir. Üstelik bu kişiler bazen hiç hak etmedikleri şekilde töhmet altında bırakılmakta, bu durum görevini layıkıyla yapmaya çalışan herkesi tedirgin etmektedir.
Kamu kurumlarının yönetim kademelerinde zamanı geldiğinde görev değişikliklerinin yapılması doğaldır. Ancak bu uygulamaların, hem kamu vicdanında, hem etik olarak hem de hukuk çerçevesinde kabul görmesi gerekir. Siyasi önceliklerle/kaygılarla ve keyfi tasarruflarla yapılacak atamaları kabul etmek mümkün değildir" denildi.