Beycuma beldesinde zor şartlar altında yaşadıklarını ve kahvaltıda kuru ekmek yediklerini söyleyen 32 yaşındaki Hülya Alan, 3 yaşındaki ikizlerinden Bayram'ın konuşup duyabilmesi için yetkililere seslendi. Hamilelik döneminde eşinin çocuklarını aldırmasını istediğini ifade eden Alan, "Çocuklarımı eşime tercih ettim, en azından onlar büyür de bana bakar" diye konuştu.
Beycuma beldesine bağlı Çamlık Mahallesi'nde 58 yaşındaki Hasan Bostan, emekli maaşıyla 8 kişilik ailesini geçindirmeye çalışıyor. Bostan'ın 32 yaşındaki kızı Hülya Alan, İstanbul'da eşi ile birlikte yaşarken hamile kaldı. Doktora giden çift, ikiz bebeklerinin olacağı haberini aldı. Bu duruma pek sevinmeyen ikizlerin babası, eşi Hülya Alan'a bebeklerin kürtajla alınmasını istedi. Hülya Alan ise Beycuma beldesindeki babasının evine döndü.
Babasının evinde doğum yapan genç anne, Bahar ve Bayram isimli ikizlerini dünyaya getirdi. Bu sırada İstanbul'daki eşi ile defalarca görüşen anne Hülya Alan, yardım istemesine rağmen eşinin kendilerine sahip çıkmadığını söyledi. Ortalama 2'şer kilogram ağırlığında dünyaya gelen ikizleri ise dedeleri Hasan Bostan kredi çekerek büyüttü. Eşinden destek göremeyen Hülya Alan'ın dünyası, oğlunun hem konuşamayıp hem de duyamadığını öğrenince başına yıkıldı.
"YİYECEK EKMEK YOK"
Kız kardeşleri ile birlikte bir evde 8 kişi yaşadıklarını söyleyen Hülya Alan, babasının da maddi durumunun kötüye gittiğini söyledi. Elektrik ve su faturalarının 2 bin 500 TL'yi bulması üzerine evin elektriklerinin kesileceğini söyleyen talihsiz baba Hasan Bostan ise maaşının torunlarına bakabilmek için çektiği krediye kesildiğini söyledi. Maaşından bir kuruş bile alamadığını söyleyen Bostan, torununun tedavi masrafları nedeniyle hayırseverlerin yardım bekliyor.
Evde yiyecek hiçbir şeylerinin kalmadığını söyleyen Hülya Alan, şöyle devam etti:
"Evde yiyecek hiçbir şey kalmadı. Sabah kahvaltıda kuru ekmekle çay içtiler. Evde ne tüp var ne yağ var ne de tuz var. Bazen televizyonlarda çikolata reklamı görüyorlar. Bizden çikolata istiyorlar ama alacak gücümüz yok. Yaklaşık 800 TL elektrik faturası var, bin 500 TL ise su borcu var. Esnafa borç var. Kimsenin yüzüne bakamıyoruz. Evde de hiçbir şey kalmadı. Kapıya ekmek arabası geliyor, borcum olduğu için kapıya çıkıp ekmek isteyemiyorum. 3 aydan bu yana tüp dolduramadım. Çocuklar bayramdan bayrama et yüzü görüyor. Hayırseverlerden yardım istiyorum. Bizim sesimizi duysunlar."
ANKARA'YA SEVK ETTİLER
3 yaşındaki Bayram'ı doktora getirdiklerinde tedavisinin Ankara'da yapılacağını öğrendiklerini söyleyen anne Hülya Alan, maddi durum nedeniyle 1 seneden bu yana Ankara'ya oğlunu götüremediğini belirtti. Bakım parasıyla ikizlerine bakmaya çalışan anne Hülya Alan, "Bunlar 7 aylık doğdu. Oğlum 1 buçuk ay kövezde kaldı. Aradan zaman geçti, kızımda bir problem yoktu ama oğlumun duymadığını fark ettim. Doktora getirdik, ameliyat oldu. Bize çocuğun duymadığını söylediler. Hem duymuyor hem de konuşamıyor.
Çocuğun yaşı büyüdükçe zor durumda kaldım. El hareketleriyle anlaşabiliyoruz. Derdini anlatamayınca başını duvarlara vuruyor. Doktorlar 1 sene önce Ankara'ya sevk etti. Tedavisi Ankara'da olacaktı. Gidemedim çünkü durumum iyi değil ve eşimden ayrıldım. Bize 3 senedir babam bakıyor. O da 8 nüfusa baktığı için artık onun da dayanacak gücü kalmadı. Çocuklara bakmak zor oluyor" diye konuştu. Çaresiz halde yardım elinin uzanmasını bekleyen Alan, tek isteğinin oğlunun konuşup duyabilmesi olduğunu belirterek, "En azından çocuğumun tedavisi olsun.
Ankara'ya gitmek dünya para demek, hiç paramız yok ki, oraya nasıl gideceğim? Çocuklar oldu, eşim bana çocukları aldırmamı söyledi. Ben de çocuklarımı eşime tercih ettim. En azından onlar büyür bana bakar" diye konuştu.