Kdz. Ereğli’de gerçekleşen anma töreninde 14 kitle örgütünün ortak açıklamasının tamamlanmasının ardından Atatürk Anıtı’na karanfillerin bırakıldığı bir anda, CHP Kdz.Ereğli  ilçe Başkanı kürsüye gelerek konuşmaya başlayınca törene katılanlar “Mumcu’yu siyasete alet etmeyin” sözleriyle tepki gösterdiler.

 

Laik, demokratik, çağdaş Türk Cumhuriyeti’ni karanlığa sürükleyerek götürmek isteyen çevreler ve güçler tarafından  Ankarada’ki evinin önündeki aracına konulan bombanın patlaması sonucunda katledilen Cumhuriyet Gazetesi’nin yazarlarından Uğur Mumcu, ölümünün 21. Yıldönümünde Kdz. Ereğli’de de anıldı. Anma töreni Atatürk Anıtı’nda yapıldı. Saat 13.00’deki törene bir çok siyasi parti başkan ve yöneticileri, sivil toplum örgütleri ve Mumcu’nun meslektaşları gazeteciler katıldı.

 

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından 14 kuruluş adına hazırlanan ortak açıklamayı Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Kdz. Ereğli Şube Başkanı Semih Özkök okudu. Özkök açıklamasına “Cumhuriyet sevdalıları” sözleriyle başlayarak şöyle devam etti:

 

“Bir  Pazar sabahında  katledilen Uğur Mumcu’nun 21. kez 24 Ocak anmasında bir aradayız . Ve her anma töreninden  sonra katillerin yakalanacağı umuduna biraz daha yaklaştığımızı varsayıyoruz.

 Ama bu umudumuz her yıl dönümünde kursağımıza bir yumruk gibi tıkanıyor.

Bir gün bu alanlar, korkusuz yurtseverlerle hınca hınç dolduğunda biliniz ki o gün katiller yakalanmış olacaklar.

Katiller bir kurşunla üç kişiyi   vurdular. Hukukçu, Gazeteci ve Atatürkçü Uğur Mumcu’ yu aramızdan aldılar.

Ama bir şeyi hesaplayamadılar, ardından gelen milyonlarca Uğur Mumcu’nun yılmaz ve korkmaz vatan sevdalarını…

            Yine hesaplayamadılar, bu ülkenin sahipsiz suskun ve hukuksuz olmadığını ve asla olamayacağını…

Sevgili Uğur Mumcu’ nun katledilişinin üzerinden yirmi bir  yıl geçti.

Anısı yurtseverlerin , Atatürkçülerin , Gazetecilerin , Hukuk adamlarının  önderi oldu. Bugünlere hep alnı açık  başı dik geldik bizler. Katiller ise bir köşede beklemedikleri bu büyük dalganın hesabını bile yapamayacaklardır.

Ödün vermez bir Atatürkçü olarak, Türkiye'nin her yönden gelişmesi ve uygar ülkeler düzeyine ulaşmasının ancak Atatürk devrim ve ilkelerine sahip çıkmaktan geçtiğini söylerdi.   Açıkça en büyük Kalpaksız Kuvvacı’lardan biri idi Uğur MUMCU.

O aynı zamanda Laik, demokratik hukuk devletinin yılmaz savunucusu idi.  Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunamayacağı ilkesini kendine prensip edinmiş devamlı araştıran, üreten gerçek bir Türk aydınıydı.

Halkla bütünleşmiş, halkını aydınlığa götüren yolun en güçlü meşalesi idi.  Uğur Mumcu’nun bu özellikleri onu acımasızca katledilen Türk aydınlarının simgesi haline getirmiş,  Türk toplumunun her kesimi onun ölümünü yüreğinde hissetmiş, onu benimsemiş ve unutmamıştır.

Emin olunuz ki ; Gezi Parkının her köşesinde  ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi  ormanlarındaki ağaçların her yaprağında, ve bu olaylarda önde koşan, toprağa düşen  tüm gençlerimizin omuz başında o’nun aydınlığı vardı.

Uğur Mumcu, ulusal bağımsızlığın, çağdaş değerlerin, Cumhuriyetin kazanımlarının ve emeğin savunucusuydu. Emperyalizmin, her türden vurgunculuğun ve irticanın amansız hasmıydı.

 

İnanç örtüsü altına gizlenmeye çalışılan vurgunculuğun, yolsuzlukların yaşandığı günümüzde, Uğur Mumcu yaşadığı dönemdeki fikir ve yaklaşımları ile bir kez daha haklı çıkmıştır.

Atatürk resimlerinin ders kitaplarında , duvarlarda , panolarda durmasına bile tahammül edemeyenler, demokrasiyi ve hukuku sadece kendi işlerine geldiği sürece bir araç olarak kullanan , beğenmediklerinde değişmesinin zorunlu olduğu kanaatini bile geliştiren aymazlar , yurt sathını her noktadan kuşatmaktadırlar.

Bugün Uğur MUMCU yaşıyor olsa idi, en büyük tepkiyi  bizlerle birlikte o gösterirdi.

Onu yaşatmadılar çünkü Atatürkçülüğü yaşatmak istemiyorlardı , başaramadılar…

O’nu yaşatmadılar çünkü derin devletten besleniyorlardı….

 

Onu yaşatmadılar çünkü ülkemize tekrar Sevr’i dayatmak istiyorlar, başaramayacaklar…

 

Çünkü biz varız… ,Türkiye’nin her yerinde bu gün alanlardaki milyonlar…..

 

Emaneti olan keskin kalemi ile kırık gözlüğü ve uçsuz bucaksız yurt sevgisi sonsuza dek muhafaza edilecektir.

Bu anma gününde  başta Uğur Mumcu olmak üzere Anayasa Profesörü Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Kemal Türkler , Ümit Doğanay, Necip Hablemitoğlu, Abdi Ipekci, Turan Dursun, Çetin Emeç, Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ve adını sayamadığımız daha nice aydınlanma şehitlerini saygı ile anıyoruz, ülkemizde gerçekleşen tüm faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmasını ve yapanların cezalandırılmasını talep ediyoruz.

Tüm Atatürkçü düşünceyi benimseyenlerce, Gerçekleri yazmaktan yılmayacak cesur kalemlerce ve Adaletin gerçekleşmesi için gecesini gündüzüne katan her kademedeki hukukçularca,

Kuvayı  Milliye ruhunun tekrar yaratılması gerektiği düşüncemizi ve henüz yeteri kadar seslerini çıkarmasalarda bu ülkeyi seven, çağdaş, laik yurttaşların hiçbir zaman karanlık güçlere izin vermeyecekleri inancımızı son bir cümle ile bildirmek istiyoruz.

Kırılmayız vurmak ile ,Sayılmayız parmak ile  Biz halkız, Yeniden ve daha güçlü doğarız ölümlerde..”

                                             

 

AÇIKLAMAYA KATILAN ÖRGÜTLER

 

 1-ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ KDZ EREGLİ ŞUBESİ…………………

 2-KDZ. EREĞLİ HUKUKÇULAR DERNEĞİ…………………………………………

 3-CUMHURİYET KADINLARI DERNEĞİ KDZ EREĞLİ ŞUBESİ  .............

 4-ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ KDZ EREGLİ ŞUBESİ………

 5-ALEVİ KÜLTÜR DERNEKLERİ KDZ EREĞLİ ŞUBESİ…………………………

 6-KDZ. EREĞLİ LİSESİ MEZUNLAR DERNEĞİ…………………………………..

 7-ERDEMİR VAKIF EMEKLİLERİ DERNEĞİ (EVEDER)………………………..

 8-MUHARİP GAZİLER DERNEĞİ …………………………………………………….

 9-TÜKETİCİ KORUMA DERNEĞİ……………………………………………………..

10-EĞİTİM-İŞ SENDİKASI …..…………………………………………………………

11-KDZ.EREĞLİ KENT KONSEYİ……………………………………………………….

12-TÜRKİYE GENÇLİK BİRLİĞİ EREĞLİ TEMSİLCİLİĞİ……………………….

13-TÜRKİYE İŞCİ PARTİSİ EREĞLİ TEMSİLCİLİĞİ……………………………

14-CUMHURİYET HALK PARTİSİ KARADENİZ EREĞLİ İLÇE ÖRGÜTÜ…..

 

 

TÖRENE CHP DAMGASI TEPKİ ALDI

 

Mumcu’yu anma töreninde bu yıl katılanları da şaşırtan bir durum yaşandı törenlerde. Ortak açıklama okunup Atatürk anıtına karanfillerin bırakılacağı bir anda mikrofona, ortak açıklamada da imzası bulunan  CHP Kdz. Ereğli ilçe Başkanı geldi ve konuşma yapmaya başladı.  21 yıldan bu yana yapılan anma törenlerinde hep ortak açıklama okunarak tören tamamlanırken,  bu kez Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu’ya gösterilen saygı ve duyulan özlem için alana gelenler  olay karşısındaki şaşkınlıklarını “Ayıptır, Mumcu’nun anısını bari siyasete alet etmeyin” sözleriyle sitemde bulundular. Bazı katılımcılar ADD Şube Başkanı Semih Özkök’e “Bu da ne, biz Mumcu’yu anmaya geldik, böyle bir töreni siyasete alet mi ettiriyorsunuz?” sözleriyle tepki gösterdiler. Özkök’de “Kaymakamlıktan izin almışlar biz ne yapalım ki?” sözleriyle yanıt verdi.

 

Mumcu’yu anma törenine gelenlerin Anıta karanfil koymaya başladığı ve bu durumdan rahatsız olduğunu ifade ettiği ortamda, CHP ilçe Başkanı konuşmasına devam etti. Kartal’ın konuşması şöyle:

 

‘KALEMLER VARDIR EĞİLMEDEN BÜKÜLMEDEN YAZAR’

 

“Ateşi ve İhaneti gördük” diye başlar Nazım HİKMET’in Kuvayi Milliye Destanı.

Ve “Ateşi ve İhaneti görmeye” devam ettiklerini yazar, anlatır binlerce dizede.

Ne kadar da çok Ateşi ve ihaneti gördü bu ülke,! Ne kadar da çok Ateşi ve ihaneti görmeye devam ediyor hala bu güzel yurt, bu topraklar!

Ne kadar çok aydınımız, bilim adamımız, yazarımız, işçi önderimiz, sanatçımız, öğrencimiz, gencimiz  toprağa düştü bu ateş ve ihanet sarmalında!

Ne kadar çok değerlerimiz yok edildi, yok edilmekte!

Hain tuzaklarda katledilen ne kadar çok canımız var.

Değerli dostlar’

Uğur MUMCU’ yu ve katledilen diğer aydınlarımızı andığımız “ Adalet ve Demokrasi Haftası” nın 21. İncisi için bir aradayız.

Uğur MUMCU’ nun öldürüldüğü 24 Ocak ile Muammer AKSOY’ un öldürüldüğü 31 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirilen haftanın bu yıl ki teması ise “Eğilmeden Bükülmeden”

Uğur MUMCU, eğilmeyen bükülmeyen kalemiyle her zaman onurlu bir yaşamın mücadelesini verdi. Demokrasiyi, insan haklarını, laikliği, özgür düşünceyi, tam bağımsız Türkiye’yi savundu.

Teröre, demokrasi düşmanlarına  silah ve uyuşturucu kaçakçılarına, yobazlara, vurgunculara, rüşvetçilere, hırsızlara karşı aklıyla, çalışkanlığıyla, yürekliliğiyle karşı koydu. Düşüncelerinden ödün vermedi. Bizlere hep direnmeyi ve umudu aşıladı.

Yazdığı her yazı bugünlere ışık tuttu.

Yıllar önce yazdığı bir yazısında şunları söylüyordu.

“ Kalemler vardır, sömürünün, vurgunun zırhıdır. Kalemler vardır, özgürlüğün ve barışın silahıdır. Kalemler vardır, gençlerin idam kementlerinde kırılır atılırlar.

Ve kalemler vardır, yılmadan, usanmadan, eğilmeden, bükülmeden yazar…”

Bugün ülkemizde yaşananlar karşısında O’nun güçlü, eğilmeyen, bükülmeyen kalemine ne kadar çok ihtiyacımız var. İnanıyorum ki Uğur MUMCU’ nun kalemi bugün yine yazsaydı, 11 yılda 90 yıllık Cumhuriyetimizin bütün değerlerini temelinden sarsanlar, hırsızlıklarını, arsızlıklarını, ortaya koyan her girişimi komplo, provakasyon , paralel çete söylemleriyle kapatmaya çalışanlar bu kadar yüzsüz, bu kadar pişkin davranamazlardı.

 

10 gün kadar önce Ankara’da bir yerde, çerçeve içinde duvara asılmış Atatürk’ün idam fermanının orijinalini görme fırsatını buldum. Hani daha Kurtuluş savaşımızın başlangıcında, 1919’da çıkarılan idam fermanı.

Kalpaklı kuvayı milliyeciler, boyunlarında idam fermanı ile kurtuluş savaşını başarıya ulaştırdılar ve bağımsız, laik, demokratik, çağdaş bir Türkiye Cumhuriyetini kurarak uygarlığa ulaşmayı hedef olarak belirlediler.

Uğur MUMCU gibi kalpaksız Kuvayi Milliyeciler de bu yoldan yürüyerek bizlere örnek oldular. Bir sürü bedeller ödendi, acılar yaşandı. Ama onlar hiçbir zaman yoksul, emekçi, cefakar halkımıza din-iman, kendilerine ve yakınlarına han- hamam sağlama yoluna sapmadılar.

Bize düşen görev onların mirasına sahip çıkmak, ülkemizin 90 yılda kazandığı çağdaş insanlık ve demokratik değerleri korumak, daha da güçlendirerek ileriye götürmektir.

Oysa bugün bu değerler tehdit altındadır. Sandık çoğunluğu ile elde ettikleri gücü takiyyeci bir anlayışla eğip-bükerek, istedikleri şekle sokarak, din-iman sömürüsü ile süsleyerek hedeflerine arsız bir şekilde yürümektedirler. Kendilerine karşı çıkanlara da sandığı göstermektedirler.

O halde bu gözü dönmüş Cumhuriyet ve demokrasi karşıtı güce her alanda olduğu gibi sandıkta da cevap vermek zorundayız.

Atatürkçü, bağımsız, laik, demokratik çağdaş bir Türkiye’den yana olan güçlerin amiral gemisi etrafında mevzilenerek bu karanlık gücü altedebiliriz.

Bu bilinç, bu birlik ve bu kararlılıkla mücadele ettiğimizde başarıya mutlaka ulaşacağız.

Selam Olsun

Varlık içinde

 Birlik içinde

Özgür biçimde yaşayan bir Türkiye için mücadele edenlere.”