AKP’li siyasetçilerin bir yörede yaşayan halktan yana, bir de termik santraldan yana olduklarının açıkça ortaya çıktığı bir süreçte, Kireçlik’te termik santrala kurma girişimlerine karşı bölge halkı yiğitçe mücadele ederken, CHP Zonguldak Miletvekili Ali İhsan Köktürk de yazılı bir açıklama yaparak bölgede kanser olayların artmasına dikkat çekti.

Köktürk “Bir Kızılderili atasözünde belirtildiği gibi “Bize dünya atalarımızdan miras kalmadı, onu biz çocuklarımızdan ödünç aldık.” Bu bağlamda bizim çevreye sahiplenmemiz çocuklarımıza güzel bir dünya bırakabilme mücadelesidir” sözleriyle başladığı yazılı açıklamasına şöyle devam etti:

 

“Güneş, su, rüzgâr, jeotermal gibi doğal enerjiler bakımından zengin olan ülkemizde bugün ülke su kaynaklarının sadece % 25 ‘i kullanılmaktadır. Türkiye, su, güneş, rüzgar, jeotermal, biyokütle gibi zengin yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarına sahip olmasına rağmen; enerji ihtiyacını yüzde 80.2’si doğal gaz, fuel oil ve kömürle çalışan termik santrallerden, yüzde 19.6’sı hidroelektrik santrallerden ve yüzde 0.02’lik bir kısmını da güneş enerjisinden karşılamaktadır. (IEA, 2004)

 

ABD’nin 100 termik santral ihalesin iptal ettiği, ABD ve Avrupa’nın termik santraları kaldırdığı bilinmektedir. Dünyadaki karbon salınımlarının toplamda yüzde 41’ini termik santrallerin oluşturduğuna ilişkin bilim insanlarının açıklamaları ulusal basınımızda yer almaktadır.

 

Küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda kamuoyundan gelen uyarılardan kaçamayan AKP hükümeti, karbondioksit ve sera etkisine neden olan diğer gazların salınımının azaltılmasına yönelik Protokole katılmayı öngören yasayı TBMM’ne getirmiş ve 17 Şubat 2009 tarihli Resmi Gazete ile Kyoto Protokolü'ne katıldığını duyurmuştur.

 

Termik santrallerin çıkardığı zehirin, havaya ve suya karışması nedeniyle, solunum yolu hastalıklarının arttığı, kanserden ölümlerin çoğaldığı, tarım topraklarının ve bitki örtüsünün zarar gördüğü, deniz ve nehir gibi su kaynaklarının kirlendiği yargı kararları ve bilim çevrelerince kanıtlanmıştır. Mevcut Termik Santrallerin ortaya çıkardığı olumsuzluğa çözüm bulmadan yeni termik santrallerin yapılma girişimi bir insan hakkı ihlali olup, “sağlıklı çevrede yaşama hakkı” öngören Anayasanın 56. maddesine de aykırılık içermektedir.

 

Termik Santral konuşlandırılması kesinlikle doğru bir anlayışı yansıtmamaktadır. Gerek Filyos, gerek Ereğli - Kandilli, gerekse tüm Zonguldak’ta sayıları altı olarak düşünülen Termik Santrallerin geleceğimiz için umut olarak gösterilmesi kabul edilemez. “