Özelleştirme ve taşeronlaştırmanın madencinin kabusu olduğunu belirten Zonguldak Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu, Başbakan Erdoğan'ın, "madencinin kaderi bu" gibi söylemlerle sorumluluktan kurtulamayacağına dikkati çekti.

Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu, Zonguldak'ta maden ocağında yaşanan patlama ve can kayıplarına ilişkin olarak yazılı bir basın açıklaması yaparak, başsağlığı diledi. Açıklamada, özelleştirme ve taşeronlaştırma uygulamalarının iş güvenliğini ve uzmanlaşmayı tehdit ettiği ortaya konularak, AKP Hükümeti'nin "madencinin kaderi bu" gibi söylemlerle sorumluluktan kurtulamayacağı vurgulandı. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Zonguldak İl Temsilcisi Bülent Okumuş yaptığı yazılı açıklamasında Yönetim Kurulu'nun açıklamasını şu sözlerle duyurdu.
3 GÜN SONRA MÜMKÜN OLABİLDİ
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK)  Karadon Müessese Müdürlüğü'ne bağlı yeraltı kömür ocağında 17 Mayıs 2010 tarihinde  meydana gelen  patlama, maden işçisine  ölümün "kader" olarak  dayatıldığını bir kez daha  gündeme getirdi.  Patlamanın ardından yeraltında sıkışıp kalan 2'si maden mühendisi olmak üzere 28 işçiye ulaşılması ne yazık ki 3 gün  sonra mümkün olabildi. Madencilerden 2'sine hala ulaşılamadı. İlk belirlemelere  göre  "bir  ateşleyici kaynağının  sebep olduğu grizu patlaması", enerji ve madencilik  alanında yaşanan  taşeronlaştırma ve piyasalaştırma uygulamalarının yalnızca ülke ekonomisini değil, iş güvenliği  ve işçi sağlığını da olumsuz etkilediği gerçeğini ortaya çıkardı. Kazanın -540 metrede "hizmet alımı" suretiyle yapılmakta olan "Karadon Kuyusu Akrosaj İrtibat ve Su Kuyusu Yapımı" çalışmaları sırasında meydana geldiği belirtiliyor. Madenlerin özelleştirilmesi veya TTK tarafından  işletilen madenlerin "hizmet alımı" adı altında özel  sektöre açılması, güvenlik önlemleri yüksek düzeyde olması gereken bu iş kolunda uzmanlaşmanın önündeki en büyük engel haline gelmiştir. Temel insan hakkı olan örgütlenme özgürlüğü, işçilere iş güvencesinin yanında uzmanlaşma ve iş güvenliği olanağı da sağlamaktadır. İşçi maliyelerini düşürme adına sendikasız, güvencesiz çalıştırılan maden işçisine ne yeterli eğitim verilmekte, ne de gerekli deneyim kazanılmasına olanak sağlanmaktadır. Yeni işçilerin eğitimi için deneyimli personelin bulunması hayati önem taşımaktadır. Taşeron şirketlerin maliyetlerini     aşağı çekmek ve proje başına düşen karlılık oranlarını artırmak için sık sık personel değiştirdiği bir ülke gerçeğidir. Tüm iş kollarında yeterli güvenlik önlemi olmadan, deneyimsiz personelle faaliyet sürdürülmesi iş kazalarına davetiye çıkarmaktadır. Madencilik ve enerji alanlarında ise can kayıplarının yaşanmasına neden olmaktadır.
ÖZEL SEKTÖRE KAYDIRILDI
AKP Hükümeti, taşeronlaştırma uygulamasının yanında TTK tarafından yapılan taşkömürü üretimini rödövans ihaleleri ile düzenli olarak özel sektöre kaydırmıştır. İlk AKP Hükümeti'nin kurulduğu 2002 yılında Türkiye'de 2 milyon 319 bin ton taşkömürü üretimi yapılırken, özel sektörün üretimdeki payı yalnızca yüzde 3.2 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran 2005 yılında yüzde 23.4'e fırlamış, ardından da 2006 yılında yüzde 34.3'e yükselmiştir. Özel sektörün payı 2007 yılında yüzde 32.7, 2008'de yüzde 39.6, 2009'da ise yüzde 34.7 olmuştur. Son açıklanan verilere göre 2007 yılında kömür madenciliği alanında iş kazası sayısı 6 bin 293 olup, bu sayı beklenen iş kazasına göre yüzde 1530 daha fazladır. 2008 yılında da bu alanda 5728 iş kazası gerçekleşmiş olup, beklenen iş kazasından yüzde 1396 daha fazla kaza yaşanmıştır. 2007 ve 2008 yıllarında yaşanan iş kazaları, 2009 yılında da aynı hızını korumuş, 2010 yılında da devam etmektedir. Ülkemizde yaşanan maden kazalarının özelleştirme ve taşeronlaştırma uygulamalarının hız kazandığı son yıllarda artış göstermesi tesadüf değildir. Can kayıplarının önlenmesi için TTK'nın yeniden yapılandırılması zorunluluk haline gelmiştir. TTK'ya tüm faaliyetlerini yürütmeye yetecek kadar işçi alımı için kadro tahsisi yapılmalıdır. Kuyu, galeri açma gibi bugün taşeronlar eliyle yürütülen işler için de kurum bünyesinde özel ekipler oluşturulmalıdır.
ÖVÜNEN AKP HÜKÜMETİ
Cumhuriyet tarihinde en fazla özelleştirmeyi gerçekleştirmekle övünen AKP Hükümeti, enerji alanında da yoğun bir özelleştirme politikası uygulamaktadır. Elektrik dağıtım bölgelerinin yanı sıra üretim santralları da özel sektöre teslim edilmektedir. Bugüne kadar yapılan özelleştirme uygulamaları göz önüne alındığında, elektrik enerji alanında da iş güvencesinin ve iş güvenliğinin zedelenmesi kaçınılmazdır. Şirketlerin "maliyet artışına yol açan" güvenlik yatırımlarını kendiliklerinden yapmaları beklenmemelidir.
Acilen iş güvenliğinin hayati öneme sahip olduğu bu alanlarda, gerekli denetimlerin uzmanlar tarafından düzenli olarak yapılması sağlanmalıdır. AKP Hükümeti, "ihmal kurbanı olmuşlar", "madencinin kaderi bu",  "kurtarma çalışmaları cansiperane şekilde yapılıyor" gibi söylemler ile sorumluktan ve kazazede yakınları tarafından protesto edilmekten kurtulamaz. Madenci ölümlerinde ortaçağ istatistiklerine geri dönülmesine neden olan uygulamalar derhal terk edilmeli, başta madencilik olmak üzere enerji alanında kamulaştırmalar yapılması gündeme alınmalıdır. Karaelmas'ın yeryüzüne çıkarılması için yeraltında çalışan tüm maden emekçilerine başsağlığı diliyoruz. Meslektaşlarının yanı sıra ailelerinin, dostlarının acısını paylaşıyoruz.