DİSK'e bağlı Genel-İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı Enis Dizdaroğlu, "1 Eylül Dünya Barış Günü" dolayısıyla bir açıklama yaptı. "1 Eylül Dünya Barış Günü'nde barış, eşitlik ve kardeşlik taleplerimizi hep beraber haykıralım!" diyen Dizdaroğlu, şunları söyledi; "İkinci Büyük Emperyalist Paylaşım Savaşı, 1 Eylül 1939 günü Nazilerin Polonya'yı işgaliyle başladı. Ardında 52 milyon ölü, milyonlarca yaralı, sakat ve moloz yığını haline gelmiş kentler ile acı ve gözyaşı bıraktı. Mayıs 1945'de son buldu. İnsanlık tarihinin bu en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşının başladığı gün, yani 1 Eylül, Dünya Barış Günü olarak kabul edildi. 2009 yılının1 Eylül'ünde, bugün, hepimiz biliyoruz: Dünyanın birçok yerinde yaşanan çatışmalar, savaşlar ve terör insanlığın geleceğini tehdit ediyor ve insanın en temel evrensel hakkı olan 'yaşama hakkı'nı elinden alıyor. Küresel eşitsizliğin yarattığı yoksulluk, yoksulluğun getirdiği açlık, açlığa eklenen savaş ve çatışmalar, olağan bir duruma geldi. Dünyanın efendisi ABD, 'özgürlük getirme' iddiası ile Irak'ı cehenneme çevirdi. İnsanlığın bütün değerleri ve kazanımları bütün dünyanın gözleri önünde, ayaklar altına alındı. Şimdi bütün dünyada terör bahanesiyle, anti-terör yasaları, kısıtlamalar ve anti demokratik uygulamalar hayata geçiriliyor."

"2008 1 EYLÜL'ÜNDE DEMİŞTİK.
BİR DAHA TEKRARLIYORUZ"
"Biz, şiddet ve baskı politikalarında ısrar edenlerin, çok kimlikli çok kültürlü bir toplumsal modeli dışlayarak, barışın kalıcı hale getirilmesinden kaçınanların, iç ve dış politikada, gerilim yaratmaktan medet umanların, demokratikleşmeyi AB ile pazarlıkların sınırında tutup, hak arama mücadelesini anti-demokratik olarak görenlerin, yasal düzenlemelerdeki gelişmeleri bile hayat geçirmeyenlerin, barışın önünde en büyük engel olduğunu biliyoruz.
Biz, barışın, demokrasinin ve insan haklarının yerleşmediği bir ülkede emekçilerin haklarının korunmasının olanaklı olmadığını da biliyoruz. Biz, bütün dünyada ekilen nefret tohumlarına, halklar arasında yaratılan düşmanlığa karşı barış istiyoruz, bölge halklarıyla dostluk ve kardeşlik içinde yaşamak istiyoruz, halkların kültürel ve insani haklarına saygı gösterilmesini istiyoruz. Biz, yayılmacı ve teslimiyetçi bir dış politika izlemeyen, savaşa, işgale ve talana ortak olmayan, demokratik, sosyal hukuk devleti niteliğine sahip, kimliği, kültürü, dili, dini, mezhebi, görüşü ne olursa olsun, eşit haklara sahip yurttaşlar olarak yaşayabileceğimiz, ülkemizin ve toplumumuzun bir daha savaş ve şiddeti yaşamaması için öncelikle demokratikleşmeye yönelik çözümlerin Mustafa Kemal Atatürk'ün de benimsediği ve söylediği gibi, tam bağımsız, demokratik ve barış içinde bir Türkiye istiyoruz. Evet, biz biliyoruz. Başka bir yaşam mümkün! Başka bir dünya mümkün!"