- AÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Akdur: "Su kesintileri, bazı açılardan hiç su verememekten daha tehlikelidir. Su kesilince, şebekede vakum oluşur. Böylece şebekenin etrafındaki yüzeysel sular, bu kanalizasyon suyu bile olabilir, şebekenin içine emilir. Sonra tekrar su verilince bunlar musluklardan akmaya başlar"

Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Recep Akdur, su kesintilerinin bazı açılardan hiç su verememekten daha tehlikeli olduğunu, kesinti sırasında oluşan vakumun mikroplu suyun şebekeye alınmasına yol açabildiğini belirterek, "Kesintiden sonra şebekenin temizlenmesi için önce tüm şebekenin suyla doldurulması ve suyun tamamen tekrar boşaltılması gerekmektedir" dedi.

Akdur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, belediyelerin görevinin temiz ve yeterli içme-kullanma suyunu tereddüde yol açmayacak şekilde musluklardan akıtmak olduğunu söyledi. 

Su kesintileri sırasında halk sağlığıyla ilgili risklerin ortaya çıktığına dikkati çeken Akdur, "Su kesintileri, bazı açılardan hiç su verememekten daha tehlikelidir. Su kesilince, şebekede vakum oluşur. Böylece şebekenin etrafındaki yüzeysel sular, bu kanalizasyon suyu bile olabilir, şebekenin içine emilir. Sonra tekrar su verilince bunlar musluklardan akmaya başlar" şeklinde konuştu.

Akdur, kesintinin hemen ardından musluklardan akan suda mikrobik kirlilik olabileceğini kaydederek, ishalle seyreden hastalıklar, Hepatit A, tifo, kolera ve dizanteri salgını yaşanabileceğini vurguladı.

Kirlenmiş suda göz, burun ve ciltte enfeksiyon yapıcı mikroplara da rastlanabileceğine işaret eden Akdur, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ayrıca kimyasallarla ve zehirli maddelerle de kirlenme olabilir. Bunların oluşturduğu sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Şebekeye dönüşümlü su verilmesi, halk sağlığı riskinin sürekli tekrar etmesine yol açar. Başka anlatımla 'kente hiçbir zaman sağlıklı su verilmiyor' anlamına gelir. Dünyanın hiçbir yerinde 'dönüşümlü su vermek' diye bir kavram yoktur. Dönüşümlü su verme uygulaması, çöl ülkelerinde bile görülmez. Bir kente iki günde bir dönüşümlü su verilirse, su kesildiğinde borular kirlenir, iki gün sonra tekrar su verildiğinde musluktan kirli su akar.

Kesintiden sonra şebekenin temizlenmesi için önce tüm şebekenin suyla doldurulması ve suyun tamamen tekrar boşaltılması gerekmektedir."

 

- "Suyun depolanması, halk sağlığını riske eder"

Akdur, kesinti nedeniyle insanların farklı kaynaklardan aldıkları suyu kullandıklarını belirterek, bu kaynakların başında mahalle çeşmeleri, kuyular ve su tankerlerinin geldiğini anlattı.

Tankerlerdeki suyun dezenfekte edilmesi gerektiğini aktaran Akdur, şunları kaydetti:

"Su kesintilerinin olduğu dönemde suyun her türden depolanması halk sağlığını riske eder. Su kesintisi sırasında insanların belediyelere güveni azalıyor. Herkes, su sorununa kendince çözüm için çeşitli türlerde depolama yapmaktadır. Arkasından bu depoların yarattığı riskler ortaya çıkmaktadır. Dairesine, apartmanına, kurumuna depo yaptıramayanlar, küvette, bidonda su depolamaya başlamaktadır. Bu ortamlarda bekletilen su, başlangıçta temiz olsa bile, iki gün beklediği zaman temizliğini kaybetmektedir. İçme-kullanma suyunda esas önemli olan arıtmadan tüketime dek suyun kesintiye uğramadan tüketicilere doğrudan ulaştırılmasıdır.

Kesintinin olduğu günlerde kanalizasyonlara yeterince taşıma suyu akmadığından başta koku olmak üzere çeşitli riskler ortaya çıkar. Bütün bunlar bir arada değerlendirdiğinde kesintileri önlemek ve halk sağlığını korumak için yeteri kadar ve temiz içme-kullanma suyu sağlamaktan başka çare yoktur. Su kesintileri ve dönüşümlü su verilmesi, toplumun ruh sağlığını da olumsuz etkilemektedir. Böyle dönemlerde toplumda dayanışma duygusu yok olur. Fırsatçılık, gemisini kurtaran kaptan duygusu hakim olmaya başlar. Kişiler öncelik ve ayrıcalık kapmak ister. Susuzluk, saldırganlık duygusu yaratır."

 

(AA)